Giriş
Bir aşk biter, yenisi başlar. Ama aradaki süreç çok sancılıdır. Bu dönemi atlatırken kişi çok sayıda yanlış yapar ve farkında olmadan süreci uzatır. Oysa disiplinli olunursa acı daha kolay atlatılır ve kişi yeni bir aşka hazır hale gelir. İşte giden sevgiliyi unutmak için 10 emir...
1) HAKKINDA KONUŞMA!
Yeni ayrılmış herkes dosatlarıyla konuşurken konu ne olursa olsun lafı dolandırıp dolandırıp yine bitmiş ilişkisine getirir. Bu konuşma giden kişiyi bazen öven, bazen yeren nitelikte olur.
ilişkide yaşananlar tekrar tekrar dile getirilir. Kişi konuşarak rahatladığını sanır. Ama sürekli ilişkinin ya da o kişinin konuşuluyor olması zihinde birikmiş anıları canlı tutmaktan başka işe yaramaz.
DİKKAT: Hep onu konuşuyor olman, aklından çıkarmanı engeller. Onun hakkında günde sadece 20 dakika konuşma hakkın var. Arkadaşlarını da uyar, konuyu açtığında kapatsınlar.
2) SAKIN TELEFON ETME!
Aşk acısı çeken kişiler kendisine bu acıyı çektiren insanın ne yaşadığını, onun da acı çekip çekmediğini, kendisini düşünüp düşünmediğini ve hatta yeni birini bulup bulmadığını bilmek ister.
Bunu öğrenmenin en kolay yolu da bir telefon etmektir. İnsan karşısındaki kişinin sesinin tonundan her şeyi anlayacakmış gibi hisseder. Ama bu durumlarda hep hayal kırıklığı yaşanır.
DİKKAT: Telefon hep elinde. ‘Arasam mı aramasam mı’ diye düşünüp duruyorsun. Ararsan her şeyi başa saracaksın. Sana kötü bir söz söyleyecek, iyice üzüleceksin. İyisi mi koy o telefonu bir kenara, aç televizyonu, dizi izle.
3) ARARSA CEVAP VERME!
Terk eden kişinin zaman zaman eski sevgilisini arayıp nasıl olduğunu sormasına sık sık rastlanır. Bunu ‘katilin cinayet yerine dönme isteği’ olarak da tanımlayabiliriz. Geride bıraktığı enkazın ne durumda olduğunu bilmek isteyecektir. Bu tür aramalarda zaman zaman özlem duygusu da ağır basabilir. Ama bu da geçici ya da sadece tensel arzuya dayalı bir özlemdir.
DİKKAT: Arada bir kendi vicdanını rahatlatmak için seni ya arayacak ya da mesaj yollayacaktır. Bu aramalar asla pişmanlık için ya da geri dönüş için değildir. Cevap verdiğin takdirde üzüntün artacak. Görmezden gel.
4) ONUN OLDUĞU YERLERE GİTME!
İlişki boyunca çiftler birlikte bir yaşam biçimi geliştirir. Kendilerini rahat hissettikleri, müdavimi oldukları, romantik bazı yerleri bellerler. İlişki bittikten sonra bu alışkanlıklardan kurtulmak kolay değildir.
Bir süre daha aynı yerlere gidilir. Ama unutulmamalıdır ki oraya o da gelecektir. Terk edip giden için bu pek sorun değildir ama terk edilen için orada onunla rastlaşmak can yakıcı olacaktır.
DİKKAT: Onun gidebileceği yerlere gitme! Şu sıra onu görmek sana iyi gelmez. Belki de yanında yeni sevgilisi olacak. O zaman ne yapacaksın? Bu riske girmene gerek yok. Hem gidilecek o kadar yer varken neden orası?
5) GÖRÜRSEN ALDIRMA!
Sosyal bir yaşam içindeyiz. Kendimizi eve kapayamayacağımıza göre hayatın içinde yer almaya devam edeceğiz. Hele hele eski sevgilimizle aynı sosyal çevredensek ya da aynı işyerinde çalışıyorsak karşılaşmak kaçınılmaz olur.
Bu durumda ona baygın baygın bakmak, hüzünlü gözlerle bakışlarında çare aramak hiçbir işe yaramaz. Aksine aynı hüznü göremediğimiz takdirde büyük hayal kırıklığı yaşarız.
DİKKAT: Diyelim ki, tesadüfen karşılaştınız. Görmezden gelmeye çalış. Böyle bir şansın yok da mutlaka selamlaşmak zorundaysan aldırmaz bir tavır takın. Bunu başarabilirsen kendini çok güçlü hissedeceksin.
6) HİÇ KİMSEYE ONU SORMA!
Sizi ve onu ayrı ayrı tanıyan arkadaşlarınız vardır elbette. Siz ayrıldıktan sonra hem sizinle hem de onunla görüşmeye devam ediyorlardır.
Bir başka deyişle sizin ne halde olduğunuzu bildikleri gibi onun da ne halde olduğunu, neler yaptığını, yeni bir ilişkiye başlayıp başlamadığını en iyi onlar bilmektedir. Bu durumda o arkadaşlar size mükemmel birer haber kaynağı gibi gelmektedir.
DİKKAT: Ortak arkadaşlarına “O ne yapıyor?” diye sorma. Bunu öğrenmek sana hiçbir fayda sağlamaz. Zaten genellikle arkadaşlar da seni üzmemek için doğruyu söylemez, seni yanıltırlar.
7) GERİ DÖNÜŞ İÇİN ÜMİTLENME!
Her terk edilen, terk edip gidenin hatasını anlayacağını, pişman olacağını ve bir gün geri döneceğini ümit eder. Çünkü kendisi hala aşıktır. Bu aşkı tek başına yaşamanın ağırlığı altında ezilmektedir.
Yaşadığı acının tek ilacının onun geri dönmesi olduğuna kendini inandırır. Onun da kendisini sevdiğini ama başka koşullar nedeniyle gitmek zorunda olduğunu düşünür.
DİKKAT: Giden geri dönmez. Çünkü onun giderken kendince sebepleri vardır. Arada geri dönüşler olsa da bunlar buluşup sevişerek özlem gidermekten ileri gitmez. Geri döneceği ümidini taşırsan asla unutamazsın.
8) ANILARI TAZELEME!
Birliktelik boyunca çiftler muazzam miktarda anı biriktirir. Kişi yalnız kaldığında sürekli bu anıları düşünür. “Ne kadar mutluyduk, neden böyle oldu?” diye sorar ama cevabını da bulamaz.
Bu durum bir süre sonra kısır döngü haline gelir, içinden çıkılmaz bir hal alır. Üzüntüyü artırmaktan başka bir sonuç getirmez.
DİKKAT: Onun sana verdiği hediyeleri karşına alıp tek tek bakarak eski anıları yad etme. Böyle bir durumda yapacağın tek şey ağlamak olur. Unutmak istiyorsan tüm o hediyeleri ve onun eşyalarını ortadan kaldır.
9) KENDİNİ DIŞARIYA KAPAMA!
Ayrılığın ilk dönemlerinde kişi kendisini değersiz hisseder. Hiç kimsenin kendisini sevmediğini düşünür. Bu nedenle arkadaşlarıyla dahi görüşmekten kaçınır, asosyal bir yaşam biçimi içine girer.
Günlerini genellikle tek başına, evde geçirmeye başlar. Ama bu durum kişinin ağır bir depresyona girmesine bile neden olabilir.
DİKKAT: Zamanını eve kapanıp günü kendine zehir ederek geçirme. Dışarı çık, arkadaşlarınla buluş, eğlen, yeni hobiler edin. Tek başına kaldığın her an onu düşünme riskin artar. Arkadaşlarına söyle seni yalnız bırakmasınlar.
10) YENİ BİRİNİ BULMA!
Aşkta çivi çiviyi sökmüyor. Ama yaralı olanlar acılarını başka birinin hafifletebileceği yanılgısı içine girebiliyor. Bu dönemde kendine yakınlık gösterenlere sarılabiliyor. Ancak duygu hareketliliği, gelgitler yaşanan bu dönemde sağlıklı kararlar vermek mümkün değil.
DİKKAT: Sakın bu dönemde yeni birini bulmaya kalkma. Çünkü o sadece yara bandın olacaktır. Bu yeni kişiyi eskisiyle karşılaştırıp hayal kırıklığı yaşayacaksındır. Bu dönemi tek başına ve arkadaşlarınla atlatmalısın.
(04.08.2013 tarihli Posta Karnaval ekinden alınmıştır.)
