Gold digger

Gold digger’ın İngilizce’den tam çevirisi, ‘altın arayıcısı.’ İlişkiler dünyasında, para peşinde olan, erkeğin parasını yemek için onunla birlikte olan kadınlara bu isim veriliyor.

Biliyorsunuz ki; dünyanın en eski mesleğini yapan kadınlar, sevişme karşılığı bir ücret talep eder. Erkek bu ücreti öder, sevişme eylemi uygulanır, sonra da herkes kendi yoluna gider.

‘Gold digger’ denilen kadınların da bundan pek farkı yoktur. Ama bunlar parayı nakit almaz. Hediye şeklinde alır. Örneğin pahalı bir çanta, bir ayakkabı, bir elbise... Bazen bir mücevher, bir otomobil... Bazen ev masraflarının ödenmesi falan...

Bu ‘ciciş’ denilen kardeşlerden Esra Ersoy’un videosu ortalıkta dolaşıyor ya... Hani anadan üryan bir şekilde görüntülü olarak ‘Hacı’ isimli biriyle konuşurken ‘Benim canım seni istiyor. Canım bir de Cartier’den bileklik istiyor. Bir de yalıda sevişmek istiyor” diyor ya...

PARA YERİNE CARTIER BİLEKLİK

İşte Esra Ersoy tam bir ‘gold digger’lik örneği sergiliyor. Hediye karşılığı bedenini sunmak. Sevişme eyleminden sonra komodinin üzerine para yerine Cartier bileklik bırakınca dünyanın o en eski mesleğini yapmış olmuyor musunuz? Ben buna rezillik desem az gelir, iğrençlik desem tam karşılığını bulamaz. Siz dilediğinizi söyleyin. Ama şunu belirtmem gerek, ‘gold digger’ kadınların sayısı giderek artmakta. Pahalı kulüplerin, eğlence yerlerinin, özel üyelikle alınan spor salonlarının birçoğunda bunları görebilirsiniz.

"Kulüpte loca kapatmayan erkeğe kız verilmeyen dünyada aşktan söz etmek mümkün mü?"


Her şeyin maddi değerlerle ölçüldüğü günümüzde aşk yok mu oldu peki? Cartier bilekliklerin, bilmem ne marka otomobillerin konuşulduğu, tatil için ille Maldivler’in, Şeyseller’in tercih edildiği, kulüpte loca kapatamayan erkeğe kız verilmeyen dünyada aşktan söz etmek mümkün mü?

Evet mümkün. Çünkü para ile her şeyi satın alabilirsiniz ama aşkı satın alamazsınız. İlişki ile aşkı karıştırmayın. Paranız bir insanı satın alabilir. O insanın bedenine de sahip olabilirsiniz. Ancak aşk mümkün değil.

Severek izlediğim ve üçüncü sezonunu büyük bir heyecanla beklediğim La Casa De Papel dizisinin ikinci sezonunun son bölümünde, Monica ile Ariadna’nın diyaloğunu hatırlatmak isterim size.

Ariadna, kendisini rehin alan soygunculardan Berlin ile birliktedir. Monica’ya der ki, “Bana her dokunduğunda iğreniyorum. Seviştikten sonra gidip kusuyorum. Ama 1 yıl ömrü kaldı. 1 yıl onunla birlikte olduktan sonra bütün parası benim olacak...”

Gerçek bu işte... Para ile satın alınan tek şey görünendir yani eskilerin deyimiyle zahiri... Oysa aslolan içindekidir, yani batıni... Ruhu ve aşkı satın alamazsın. Sadece aşık rolü oynayan insanlar elde edebilirsin hepsi o kadar. Paralarını gold digger’lara yedirenlere sözüm bu. Ortalıkta aşıkmış gibi dolaşmayın, kimse yemiyor.

DUYGU DOLANDIRICISI PARA AVCISI ERKEKLER

‘Gold digger’ dilerek kadınlara haksızlık etmiş olmayayım. Para avcısı erkekler de epey çoğaldı. Kendilerini işadamı gibi tanıtıp, paralı kadınlarla tanışan, o kadınları kendilerine aşık ettikten sonra “İşlerim biraz bozuldu, paraya ihtiyacım var” diyen, bu parayı aldıktan sonra da ortadan yok olan erkekler. Bunları da o pahalı kulüplerde görebilirsiniz.

Bunun daha düşük düzeyi ise sosyal medyada yaşanıyor. Aynı anda birçok kadına DM’den yürüyüp paraya ihtiyacı olduğunu söyleyen, sonra da 3’er, 5’er bin liralarını alıp hesabını kapatıp giden tipler var. Bir çeşit duygu dolandırıcılığı yani. Ben sizi uyarayım, özellikle sosyal medyada sizden böyle taleplerde bulunan olursa sakın kanmayın.