Mehmet Coşkundenizİlgi, sevgi ve özen beklenti değildir

HABERİ PAYLAŞ

İlgi, sevgi ve özen beklenti değildir

Beklentilerin bir ilişkiyi içten içe yiyebileceğini savunurum ben. Çünkü insanın beklentisi ne kadar yüksekse, uğrayacağı hayal kırıklığı da o kadar yüksek olur. Beklentinize uymuyor diye bir kişiyi değiştirmeye çalışmak, onu bir hamur gibi yoğurarak şekil vermeye çalışmak da beyhude bir çabadır.

Sevgiliden ilgi, sevgi ve özen beklemek ise bu duruma dahil değildir. Bu cümleler, Twitter’daki bir paylaşımı görünce aklıma geldi. Şöyle yazmıştı paylaşımı yapan kişi; “Beklentinizi düşürün deyip duruyor herkes ama birinden bir şey beklemeyeceksem ona bir şey hissetmiyorum demektir zaten...” İnsan sevdiğinden ne bekler peki? Bu tweeti atan kişi (biz ona Senem diyelim), “Özen bekler, güzel söz bekler, sahiplenmek bekler” diye devam ediyordu. Haklıydı elbette. Ki zaten bunlar benim sözünü ettiğim beklentiler değil.

Haberin Devamı

İlgi, sevgi ve özen beklenti değildir

DUYGULARIMLA OYNAMAYIN

Senem tweetlerini bir zincir halinde sıralayınca daha da ilgimi çekti. Özetle, “Aylarca bana ısrar eden adam bile beni elde eder etmez diğer ihtimalleri değerlendirmeye başlıyor. Kimse beni sevmek zorunda değil ama beni de cepte tutamazsınız abi. İki ileri bir geri ilişkilerinizden, sırf seks için attığınız taklalardan bıktım. Benim duygularımla oynamayın. Ben kolay toparlanamıyorum bütün bunlar bitince. Siz tüketip çekip gidiyorsunuz, o bıraktığınız şey benim içimde, beynimde, kalbimde büyüdükçe büyüyor. Kendime yer kalmıyor” diyordu. Peki Senem’i bu kadar isyan ettiren olay neydi? Boşanmış, iki çocuklu bir kadın Senem. Çocukluğunda babasının annesine uyguladığı şiddete defalarca tanık olmuş. Annesi 20 yıllık evliliğini güç de olsa bitirebilmiş. “Eksik büyüdüm” diyor Senem, “Böyle olunca da insan o saçma sapan öğretilmiş ‘yuva’ denen şeye sahip olmak istiyor. İnternette biriyle tanışıp 1 yıl içinde evlendim. O güne kadar hiç ayrılmadığım evimden 1000 kilometre uzağa gelin gittim...”

ZORLU BiR BOŞANMA

Eşinin kumar bağımlısı olduğunu geç anlıyor. Kendi deyimiyle anlıyor da konduramıyor bir türlü. İkinci çocuğunu doğurduktan 20 gün sonra sözlü ve psikolojik şiddet, 6 ay sonra da fiziksel şiddet başlıyor. Durumu öğrenen annesi sahip çıkmıyor Senem’e, mecburen evine dönüyor. İki ay sonra tekrar karakolluk olunca bu kez açıyor boşanma davasını. Biraz zorlu bir süreçten sonra boşanmayı başarıyor. ‘Mutlu bir yuva’ umuduyla başladığı evliliğinde beklentisi yerine gelmiyor. Tam o sırada eski bir dostu duygularını açıyor Senem’e. “Hassastım, savunmasızdım, tecrübesizdim. Ona kör kütük aşık oldum” diyor Senem. İlişkiden beklentisi tıpkı tweetlerinde yazdığı gibi, ilgi, sevgi, özen... Olmuyor ne yazık ki, adam saklıyor ilişkisini. Sonunda da boşanmış ve iki çocuklu olduğu için ileriye dönük bir şey düşünemeyeceğini söylüyor. Bu sorunlu ilişki git-gellerle iki yıl sürüyor.

Haberin Devamı

ÇEVRESİNDEN GİZLEDİ

“Her ilişki denememde, boşanmış, iki çocuklu olmam karşıma çıktı. Kendisi de boşanmış ve çocuklu adamlar bile beni sanki ‘defolu’ gibi görüyordu. Çoğundan tahsilli, görgülü biriydim ama adamlar beni beğenmiyordu” diye özetliyor durumu Senem. Ve patlamasına neden olan son ilişkisinden söz ediyor bana. “Twitter’da takipçimdi, beni görmek için yaşadığım kente geldi. Bunu defalarca tekrarladı. Ben de onun yaşadığı yere gittim. Ama hep ikimizdik. Çevremizde başka kimse yoktu. Çünkü saklıyordu beni. Ben onu evde tek başıma beklerken o arkadaşlarıyla bir yerlere gidiyor ama beni götürmüyordu. Sosyal çevreyle desteklenmeyen her ilişki ölmeye mahkum. Bunu anladım. Tatile gittik beraber. Hayatımın en kötü 10 gününü geçirdim. Bir akşam havuz kenarında yemek yerken ‘Evlilik hakkında ne düşünüyorsun?’ diye sordu bana. ‘Şimdilik düşünmüyorum ama bu bir gün istemeyeceğim anlamına gelmez. Ayrıca insanların birbirlerine karşı sorumlulukları sadece evlilik olunca geçerli değil. Her ilişkide var bunlar’ dedim. Sonra o konuşmaya başladı. Bana aşık değilmiş ama çok seviyormuş. Kardeşiyle tanıştırmamış çünkü hayal kırıklığı yaşasın istemiyormuş. İlla evleneceğiz diye bir şey yokmuş. Bak hem ben onun gibi birini bulmuşum, artık hep üst seviye insanları bulabilirmişim...”

Haberin Devamı

ÖYLE BİRİ HİÇ OLMAMIŞ

Senem’i çıldırtan bu konuşmadan sonra ilişkileri bitmiş elbette.

Şu cümleyle bitirdi sözlerini Senem; “Velhasıl kelam, benim elimi tutup insan içine çıkacak, benimle olduğu için mutlu olacak, gurur duyacak biri yok, hiç olmamış...” Hikayesinde bir insanın ilişkiden ve sevgilisinden beklediği şeylerden daha fazla hiçbir şey yok Senem’in. Kendisiyle birlikte olduğunu göğsünü gere gere söyleyebilecek, onu koşulsuz sevebilecek ve daha ilk engelde bırakıp gitmeyecek birini istemek beklenti olamaz zaten. Mutluluk bir beklenti olarak değil, bir sonuç olarak karşımıza çıkar. Biriyle duygusal bağınız varsa, mutluluk bu bağın bir sonucu olmalı. Karşınızdaki kişinin vereceği mutluluk kırıntılarıyla yetinmek bir insanın kendisine yaptığı en büyük haksızlıktır. Senem buna karşı çıkıyordu işte ve sonuna kadar haklıydı. “Bir şarkıyla özetleseydin durumu, bu hangi şarkı olurdu?” diye sordum. “Cesaretin Var mı Aşka?” diye cevap verdi. Bu yazıyı okuduktan sonra şarkıyı dinlemenizi istiyorum. Ve bir kez daha neyin beklenti olduğunu neyin olmadığını düşünmenizi...

Sıradaki haber yükleniyor...
holder