Mehmet Coşkundenizİlişki bitecekse ben bitiririm!

HABERİ PAYLAŞ

İlişki bitecekse ben bitiririm!

Bir erkeği sevgilisinden ayrıldığı günün akşamında, bir eğlence mekanında kalabalık bir masada görebiliriz. Arkadaşlarını toplamıştır, gülüp eğleniyordur. Dışarıdan bakıldığında “Keyfi çok yerinde”dir. Nitekim masadaki arkadaşlarına da “Oh be, esaretten kurtuldum. Ayrılana kadar canım çıktı. Yaşasın özgürlük” demektedir. Oysa durum hiç de öyle değildir. Erkek bir savunma mekanizması oluşturmuştur, gerçekleri görmezlikten gelmektedir, duygularını bastırmaya çalışmaktadır. Çevresindeki insanlara karşı yıkılmayan adamı oynuyordur ama duygusal açıdan yıkıntı halindedir.

Haberin Devamı

İlişki bitecekse ben bitiririm

 

AŞIRI DERECEDE SAHİPLENME

İşin doğrusu, hiç kimse bu oyuna uzun süre devam edemez. Uzmanlar, terk edilmiş erkeklerde korku, depresyon, kalp hastalıkları, nefes darlığı, aşırı terleme gibi fiziksel rahatsızlıkların gelişebileceğini söylüyor. Bu rahatsızlıkların tümü aslında psikolojik etkenler nedeniyle ortaya çıkıyor. Aşk acısı, kişiyi yara almaya daha açık hale getirebiliyor. Daha da ileri gidelim, terk edilmenin düşüncesi bile erkeklerin büyük bir panik yaşamasına neden olabiliyor. Peki bu durumda erkek ne yapıyor? Terk edilmemek için birlikte olduğu kadını ve ilişkiyi aşırı derecede sahipleniyor. Bir başka deyişle erkek, “Bu ilişki ve bu kadın benim. İlişki bitecekse ben bitiririm, biri terk edecekse, ben terk ederim” noktasına geliyor.

YALNIZ KALMA KORKUSU

Tabii bu aşırı ‘bencil’ durum erkeklerin ilişkideki kötü sinyalleri görmesini engelliyor. Ayrılık durumunda kurduğu düzenin yok olacağını düşünmek erkeğin duygusal dünyasına atılmış bir bomba olarak görülüyor. Yalnız kalma korkusu ortaya çıkıyor, erkeklik egosu yaralanıyor. Üstelik bu durumu nasıl atlatacağına dair bir planı da yok. Hatta tüm bunları anlatabileceği bir arkadaşı da yok. Çünkü erkekler terk edildiğini ya da aldatıldığını en yakın arkadaşına bile anlatamaz. Yani erkek tam bir çaresizliğe gömülüyor.

KADINLAR PAYLAŞARAK ATLATIR

Oysa kadınlarda durum çok farklı. Kadınlar daha ilişkinin başında terk edilme ya da aldatılma ihtimallerini düşünerek hareket ediyor. Bu, onlar için dünyanın sonu değil. Problemlerini, düşüncelerini ve duygularını paylaşabilecekleri kadın arkadaşları var. Acılarını da rahatça ve açık açık yaşayabiliyor.

Haberin Devamı

Acısını paylaştıkça hafifliyor, arkadaşlarının verdiği öğütlerle hayatını düzene sokabiliyor. Kadınlar, terk edilme ya da aldatılma sendromunu konuşarak, ağlayarak, yası tutarak atlatıyor. Bu nedenle kadınlar ayrılığı 2 yıllık bir süreçte hazmederken, konuşmayan, derdini anlatmayan, dışarıya karşı hep güçlü görünmeye çalışan erkekler bu davranışların sonucunda ayrılığı 5 yılda hazmedebiliyor! Yani acı sürecini uzattıkça uzatıyor.

Erkeklerde acayip bir durum daha var. Çektikleri acı nedeniyle düne kadar beraber oldukları kişiye karşı besledikleri tüm olumlu duygular nefrete dönüşebiliyor. Duygularını iyice uç noktalarda yaşayan ve sağlıklı düşünemeyen insanlarda bu durum intikam düşüncesine kadar gidebiliyor. Erkeklerin göremediği, görmek istemediği şey şu: “Ayrılık doğal olarak her iki cinse de acı verir, ama aynı zamanda her iki taraf için de yeni bir başlangıç anlamına gelir.”

Haberin Devamı

DERS ÇIKARMAYI BİLMEZLER

Evet, ayrılık aynı zamanda yeni bir başlangıç anlamına gelir ama burada da kadınla erkek arasındaki devasa fark ortaya çıkıyor. Kadınlar yas tutma sürecinde ilişkilerinin hangi nedenlerden dolayı yürümediğini tespit edip, kendi hatalarını da sorgulayıp, onları gelecekte tekrarlamamaya çalışıyor. Erkekler ise düşünmüyor bile... Ayrılık yaşamış, terk edilmiş erkeklerle yapılan bir araştırmada ilginç sonuçlar ortaya çıktı.

Araştırmaya katılan her 10 erkekten 7’si, “İlişkimin neden yürümediğini anlamıyorum” cevabını verdi. Her 10 erkekten 5’i, suçu karşı tarafta görüp “Hiçbir neden yokken beni terk etti” dedi. Erkeklerin bu duygusal çöküntüden kurtulmak için başvurdukları en önemli ‘tedavi yöntemi’ de çok kısa sürede yeni bir ilişkiye başlamak oluyor. Tabii yeni başladıkları o ilişki de devam etmiyor, erkeği daha da çaresiz bırakıyor. Oysa suçu başkalarına atmak yerine erkeklerin biraz kendilerini sorgulamaları gerekiyor.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder