İlişkiler için ateşten günler

Türkiye siyasi anlamda ‘ateşten günler’ yaşıyor. Ortaya çıkan tapeler, hükümete yönelik iddialar, sosyal medyanın kısıtlanması, son olarak da devletin en gizli sırlarının ortaya dökülmesi... Türkiye büyük bir ülke, tüm bunları atlatır. Peki ya sizin ‘ateşten günler’iniz? İlişkiniz ne durumda? Her şey yolunda mı yoksa ‘kör topal’ mı ilerliyor? Önce ilişkinizin ne durumda olduğunu anlayın, sonra da düzeltmenin yollarına bir bakın

İster evlilik, ister sevgililik olsun bir ilişkinin bitişini gösteren bir takım işaretler vardır.

O işaretlere bir göz atalım:

* Kırıcı bir tartışmadan sonra ilişkiyi tamir etmek için çaba harcamamak.
* Çaba harcamaya rağmen bu çabaların karşılıksız kalması.
* Basit şeylerin büyütülüp bunların ilişkinin en önemli sorunu haline getirilmesi.
* Kızgınlık ve öfkenin sıkça dışarıya vurulması ve incir çekirdeğini doldurmayacak sebeplerden şiddetli kavgalar çıkması.
* Her bahaneyle ayrılınıp sonra yeniden bir araya gelinmesi.
* Görüntü, saç şekli, giyim tarzı konularında ağır dille eleştiriler yapılması.
* Kıskançlık konusunda bitmek bilmeyen tartışmalar yaşanması ve tarafların birbirini baskı altında tutması.
* Bireysel alanlara el uzatmalar, sosyal arkadaşlıklara karışmalar, cep telefonu karıştırmalar, e-mail ve facebook adreslerine gizlice girmeler.
*Sürekli gizemli bir ruh haliyle dolaşılması, bazı şeylerin saklanması, ortaya çıkması halinde aşırı tepkiler gösterilmesi.
*Daha önce sizinle tartışmaktan keyif alan sevgilinizin artık tartışma sırasında konuyu bir an önce kapatmaya çalışması.
* Birlikte geçirilen zamanın azalması, ortak bir şeyler yapmaktan kaçınılması.
* Cinsellik konusunda bencil davranılması, cinselliğin ilişkide geri plana atılması.
* Geleceğe dair planların artık yapılmaması, tatil konusunda bile “Sonra konuşuruz” denilip geçiştirilmesi.
* Daha önce, gülüp geçmek için anlattığınız hatalarınızın, zaaflarınızın, aptallıklarınızın artık size karşı silah olarak kullanılması.
* Durup dururken “Ayrılsak nasıl olur?” ya da “Acaba hayatında başkası olsa ben ne hissederim?” gibi sorular ortaya atılması.
* Özel günlerin unutulması, unutulmasa bile basit organizasyonlarla geçiştirilmesi.
* Yalan söyleme konusunda ustalaşmak.


NASIL KURTARILIR?

Peki kurtarılabilir mi? Evet, ama çok çaba harcamalısınız. İşte kurtarmanın yolları:

1) ORTAK PAYLAŞIMLARI ARTIR İlişkinizin ilk dönemlerinde olduğu gibi birlikte daha fazla zaman geçirmelisiniz. Birlikte yapmaktan hoşlandığınız şeyleri tekrar gündeme getirmelisiniz. Sinemaya gitmek, birlikte mutfağa girmek, dışarıda yemek yemek gibi... Birlikte geçireceğiniz her an sizi birbirinize daha da yakınlaştıracaktır. Ama bu zamanlarda kendinizden ve ilişkinizden konuşmaya özen göstermelisiniz.

2) FLÖRT ETMEYİ UNUTMA Küçük hediyeler, aşk mesajları, özlem dolu e-mailler... Aşkın en güzel yanı ‘baştan çıkarma oyunu’dur. Bu oyunu ne kadar uzun tutarsanız ilişkiniz o derece sağlam olur. Hatta bu oyunu yıllarca sürdürmek sizin elinizde. “Bizden geçti artık” demeyin. Sokakta el ele yürümek, bir bankta oturup denizi seyretmek gibi romantik unsurları hayatınızdan eksik etmeyin.

3) İŞKOLİK OLMA Modern çağda, önceliklerimiz değişiyor. İşimiz hayatımızın önemli bir kısmını kapsıyor. Tamam iş önemli de, ilişkin de önemli. Üstelik araştırmalar düzgün giden bir ilişkinin kişiyi iş hayatında başarıya götürdüğünü de kanıtlamış durumda. Öyleyse hayatınızda birinci önceliği sevgilinize vermelisiniz.

4) TEKNOLOJİYE ESİR OLMA İnternette geçirilen zaman, ilişkileri yoran en önemli unsur haline gelmeye başladı. Evet, sosyal ağlardan kaçış yok. Ama bir yerde birlikteyken ellerinizde cep telefonu, hiç konuşmadan, Twitter ya da Facebook’ta yazışmak sizi bitirir. Ayrıca bilgisayar oyunları da ilişkileri yoran bir etkinlik. Taraflardan biri bu oyunlardan zevk alırken diğeri bilmiyorsa sadece seyrediyor.

5) SOSYALLİĞE ÖNEM VER Kendinizi eve kapamayın ya da her anı baş başa geçirmeyin. Sosyalleşin, arkadaşlarla buluşun, aile üyelerini, akrabaları ziyarete gidin. Birlikte kalabalık sofralarda yemek yiyin. Ayrıca bazen çiftler ayrı ayrı kendi arkadaşlarıyla da zaman geçirebilir. Bu tür etkinlikler bir araya geldiğinizde size konuşacak çok konu sağlar.

6) TARTIŞMALARI UZATMA Hiç tartışmamak diye bir şey mümkün değil elbette. Ama tartışmaları uzun saatlere hatta günlere yayanlar var. Bir konu bu kadar uzun tartışıldığında zaten bir sonuca ulaşmıyor ve yarıda kalıyor. Tartışmak iyidir ama uzatmak kötüdür. Bir noktada tartışmayı bitirip sonuca ulaşmalısınız. Tartışırken de unutmayın; siz çiftsiniz. Haklıyı haksızı ilan etmek size bir şey sağlamaz.

7) ELEŞTİRİ DOZUNA DİKKAT ET Sevgilinizin beğenmediğiniz tarafları olabilir. Bazı davranışlarını hoş karşılamayabilirsiniz. Elbette eleştireceksiniz ama bu yapıcı bir eleştiri olmalı. Onun kendine güvenini zedeleyecek şekilde, hakaret eder gibi ya da aşağılayıcı tavırlarla yaptığınız eleştiriler ilişkinizi ayrılığa götürür. Dikkat etmeniz gereken bir konu da bu eleştirileri başkalarının önünde yapmamak olmalı. Eleştirilerinizi yalnızken yöneltin. Onun da kendini savunmasına izin verin.

8) GELECEĞİNİ PLANLA İlişkide ‘bugün’ü kaçırmamak çok önemli. Çünkü birlikte yaşadığınız her an bir daha gelmeyecektir. Ama yarını da unutmamak gerekir. Gelecekten beklentiniz ne? Örneğin evliliği düşünüyor musunuz? Bunu ne zaman gerçekleştirmek istiyorsunuz? Bu konuları açıkça konuşup geleceğinizi planlamalısınız. Bunu yapmadığınız takdirde “Saldım çayıra mevlam kayıra” durumuna dönersiniz. Beklentileriniz olmadığı için de ilişkiyi doğal olarak ölüme terk etmiş olursunuz.

9) SORUNLARINI ANLAT “Seni sorunlarımla sıkmak istemiyorum” demeyin. Sevgiliniz hayatınızdaki en önemli kişi olduğuna göre sorunlarınızı ona anlatmayıp kime anlatacaksınız? Üstelik onun bulduğu çözümlerle bu sorunların üstesinden gelme ihtimaliniz var. Sorunlarınız nedeniyle içinize kapanıp bunları bir de paylaşmazsanız sevgiliniz alınaır. Bu sorunların kendisinden kaynaklandığını düşünecektir. O da ilişkiye kendini adamaktan vazgeçecektir. Sorunları konuşmak aranızdaki bağı da güçlendirir.

10) KISKANÇLIĞI ABARTMA “Seven insan kıskanır” sözü dozunda kıskançlık için geçerlidir. Özgüveni eksik insanların aşırı kıskançlıkları ilişkinin en büyük düşmanıdır. Kıskançlığınız ilk zamanlarda sevgilinizin hoşuna gitse de bir süre sonra bunaltacaktır. Baskı altındaki insanlar yorulur, sıkılır ve içinde bulunduğu durumdan kurtulmak ister. “Hiç kıskanmayın” demiyorum ama olayı abartmayın. Tatlı kıskançlıklar ilişkiyi besler, abartılı kıskançlıklar bitirir.