Kısmetse olmasın

Açık kanallarda yayınlanamayan ‘Kısmetse Olur’ programı, YouTube’da arz-ı endam etti, bir grup erkek ile bir grup kadın “Acaba evlenirler mi?” düşüncesiyle evlere tıkıştırıldı. İzleyeni elbette vardır, buna bir sözüm yok. Sosyal medyadaki fotoşoplu fotoğraflarına bakılarak seçilen, ancak ekranda, aslında Instagram’daki gibi olmadıkları görülen kadınlardan bir ikisinin sözleri epey düşündürdü beni. Biri diyor ki; “Ya patron karısı olayım ya da patron olayım.” Diğeri zengin erkeği ayakkabısından ve saatinden tanıyacağını, bir başkası kendisine pahalı yüzükler takacak bir adam istediğini söylüyor.

“Zeka, karakter, merhamet, vicdan, sevgi, aşk, sorumluluk, sadakat” gibi bir eş adayında bulunması gereken tüm özellikler bir yana, “patronluk, pahalı saat, pahalı ayakkabı, pahalı yüzük” bir tarafa... Ama ben söyleyeyim, o iş öyle olmuyor. Bir kere artık her şeyin sahtesi var, 300 bin dolarlık saatin bire bir çakmasını 300 dolara alıp koluna takıyor herkes. Ayakkabı, çanta da öyle. Pahalı yüzükte de en son Hadise-Mehmet Dinçerler’in evlilik yüzüğünü hatırlatmak isterim. Hani Hadise’nin sahnede fırlattığı yüzük...

Ayrıca diyelim ki, gerçekten bir patronun eşi oldun, gerçekten pahalı yüzükleri parmağına taktın. Eşin de gerçekten pahalı ayakkabı giyiyor, pahalı saat takıyor. Peki senin bu talepkarlığının onda yarattığı his nedir acaba düşünüyor musun? Kendisiyle sırf patron olduğu için evlenmek istediğini o bilmiyor mu? O yüzükleri aldığı için ona sevgi gösterisinde bulunduğunu bilmiyor mu?

E bu durumda çok sayıda kadını bu yolla elde edebileceğinin farkında olan erkek neden seni seçsin? Senin özelliğin ne? Bu programa katılanların hepsi sosyal medya ünlüsü olacak kısa zamanda. Birkaç ay, bilemediniz 1-2 sene bunun keyfini sürecekler, sonra da başladıkları yere dönecekler. Şov, başka kadın ve erkeklerle devam edecek. O yüzden bir şov programı olarak kabul edilsin, kısmetse buradan bir evlilik de çıkmasın.

AYRILIKLAR YILI

Bu yıl ünlüler dünyasında epey ayrılık yaşandı. Dilan Çiçek Deniz-Thor Saevarsson, Hadise- Mehmet Dinçerler, Selen Görgüzel-Hamdi Alkan, Sinan Akçıl- Burcu Kıratlı, Zeynep Bastık-Tolga Akış, Petek Dinçöz-Serkan Kodaloğlu, Emrah-Sibel Erdoğan, İbrahim-Mihre Çelikkol... Say say bitmiyor aslında ama hepsini buraya almak istemedim.

Shakira ile Pique bile ayrıldı daha ötesi var mı? En son Aras Bulut İynemli ile Bige Önal da bu ayrılık rüzgarına kapıldı. Gerçi onların ikinci ayrılığı. Bir ayrıldılar, sonra yeniden denediler, ama baktılar olmadı, tekrar ipleri kopardılar. Aslında bu ikinci denemelerin faydalı olduğu pek görülmemiştir. Çünkü ilk seferinde ayrılığa sebep olan şeyler ortada dağ gibi duruyordur ama çift bunu görmüyordur.

Çünkü o ayrılık sırasında birbirlerini özlemişlerdir, alışkanlıkları vardır, anıları vardır, bunları öyle zıp diye bırakmak mümkün değildir. Ama işte ayrılık sebepleri de vardır ve sadece üstü kapatılmıştır. Hani derler ya, vazo kırıldığında tamir etsen bile asla eskisi gibi olmaz diye... Olmaz elbette, siz ilişkinin vazosu iseniz olmaz. Ama o vazo sizi çift yapan, birlikte olmanızı sağlayan çok sayıdaki özellikten sadece biriyse, bırakın kırılsın. O vazonun yerine bir başkasını edinirsiniz.

AYRILMA SEBEPLERİ

Yukarıda saydığım çiftlerin ayrılma sebepleri hakkında internette epey bilgi var. İlle aldatılma, şiddet, aşağılanma gibi çok büyük sebeplere ihtiyaç yok. Bazen bir ilişki bittiğini başka şekilde gösterir. Bütün mesele bunu görüp o adımı atabilmektir. Eğer siz de;

• Ona bir türlü güvenemiyorum.
• Beni maddi, manevi sömürüyor.
• Onunlayım ama aklım başkasında.
• O yokken ben çok daha iyiyim.
• Sürekli ve her konuda tartışıyoruz.
• Mutlu değilim, olacağımı da sanmıyorum.
• Bu ilişki için çabalamaktan yoruldum.
• Yalnızlık bana daha iyi gelecek.
• Birlikte bir geleceğimiz yok.
• Onunla kalmak için neden bulamıyorum. Diyorsanız, ayrılık kapınızı çalıyor demektir. Ertelemeyin, yeni hayatınız için ilk adımı atın.