Giriş
1962’de Sean Connery’nin oynadığı ilk James Bond filmi ‘Dr. No’ çekildiğinde hiç kimse bu kahramanın dünyanın en ünlü ajanı olduğunu tahmin edemezdi. Yaratıcısı Ian Fleming’in kitaplarına sadık kalarak hazırlanan senaryolar James Bond’un kişiliğini de bize gösteriyordu. James Bond, züppe, aristokrat, içkinin her türlüsünü bilen, en pahalı şampanyayı söyleyen, votka martinisini karıştırılmamış, çalkalanmış isteyen kumarın her türlüsünden anlayan, golf ustası, soğukkanlı, pahalı zevkleri olan, çapkın, alaycı ve ‘yenilmez’ bir karakterdi. Kimseye aşık olmazdı, kadınlar ona aşık olurdu.
Hiçbir şeyi ciddiye almaz hatta İngiliz Gizli Servisi MI6’nın katı kurallarına bile aldırmazdı. Tüm bu özellikler her filmde klişe olarak kullanılırdı. Örneğin Bond, tavladığı kadınla odaya çekildiğinde mutlaka şampanya söylerdi. Her filminde mutlaka bir kumarhane sahnesi olurdu. Düşmanının sevgilisi Bond’a aşık olur ve o kadın sonunda ölürdü. Bond mutlaka bir kadına kendini tanıtırken “My name is Bond...
James Bond” derdi. Silah tedarikçisi Q’nun verdiği özel ve gizli silahlar Bond’un canını kurtarırdı. Daniel Craig’in 2006’da James Bond olmasıyla bu ünlü ajanın kişiliği de değişti. Bond artık dayak yiyen, kadınlara bağlanan, aşk acısı çeken, aldatılan, espri bile yapmayan, sürekli işi bırakmayı düşünen biri haline dönüştü.
BOND’A NE YAPTINIZ?
Craig’in son kez Bond olduğu “No Time To Die” (Ölmeye Zaman Yok) neredeyse hiçbir klişenin kullanılmadığı bir film olmuş. 2 saat 45 dakikalık film benim gibi Bond hayranlarını bile az da olsa üzdü. Bu filmde kumarhane yok. Pahalı şampanya yok. Votka martini yok. Yeni bir Bond kızı yok. Bond filmde “My name is Bond” repliğini bile gizli servise girişte görevliye söylüyor.
Haksızlık etmeyelim, birkaç önemli Bond detayından vazgeçememişler. Örneğin 1995’te Pierce Brosnan’un ilk kez Bond olduğu “Golden Eye” (Altın Göz) ile başlayan Omega saatleri işbirliği, bu filmde de kendini gösteriyor. Bond’un bu filmdeki tek gizli silahı da Q tarafından zaten o saate yerleştirilmiş. Omega’nın, Pierce Brosnan’ın 4, Daniel Craig’in 5 Bond filminde saat tedarikçisi olduğunu hatırlatalım.
Omega’nın film için İstanbul’da Kanyon Sinemaları’nda özel bir gösterim düzenlediğini de aktarmalıyım. Özel bir topluluk davetliydi. Salonlara girerken herkesin cep telefonlarının bir keseye konduğunu, kesenin ağzının da plastik kelepçelerle kapatıldığını belirteyim. 250 milyon dolar harcanan filmi, davetliler özel de olsa hiçbir şekilde riske atmadılar. Çok da iyi yaptılar.
Ah tabii efsane otomobil Aston Martin DB5 bu filmde de yine silahla donanmış bir şekilde karşımıza çıkıyor. Evet, Omega ve Aston Martin tamam da arkadaş Bond’un hala Casino Royal’de kendisini aldatan Vesper Lynd’in acısını çekmesine ne demeli? Hâlâ bu ihanetin gölgesinde yaşamasına ne demeli? Bir önceki film olan ‘Spectre’de aşık olduğu Madeleine Swann’la (Léa Seydoux) halen devam etmesine ne demeli?
SİYAH VE KADIN BOND
Yıllardır James Bond rolü için neden bir kadının ya da siyahi bir oyuncunun düşünülmediği konuşulur. Yapımcılar sanırım bu tartışmayı bitirmek için filme öldürme yetkisi anlamına gelen ‘00’ kodlu siyah ve kadın bir ajan eklemişler. Detayını anlatmayayım, spoiler vermiş olurum.
Ancak izlediğiniz zaman siz de bana hak vereceksiniz, kadın bir Bond olmaz. Siyah erkek bir Bond olur mu, onu bilmiyorum. Ama Ian Fleming’in yarattığı kahraman İskoçya doğumlu, İngiliz donanmasında yarbay rütbesiyle görev yapmış, ordunun disiplininden sıkılınca da gizli servise geçmiş beyaz, erkek bir birey. Yeni Bond’u yapımcılar 2022 yılı içinde açıklayacak.
‘Venom’un yıldızı Tom Hardy ile ‘Supermen’ Henry Cavill bir adım öndeler. Her iki oyuncu da İngiltere doğumlu. Bu onlara avantaj sağlıyor. Ancak benim gönlüm Hugh Jackman’dan yana. Avustralyalı ama onun da ailesi İngiliz kökenli. 52 yaşındaki Jackman için yaşlı denebilir ama Roger Moore’un son Bond filmini çektiğinde 58 yaşında olduğunu hatırlatırım.
