Zeki Müren’in yorumladığı o eşsiz ‘Gitme Sana Muhtacım’ şarkısı, dinlerken harikadır da, gerçek hayatta ne yazık ki çok kötüdür. Yaşamak için kimsenin sevgisine muhtaç değilsin. Biri seni seviyorsa bu bir lütuf değildir, ona minnet borcun yoktur. Zaten birine kendini muhtaç hissetmen de geçmişte yaşadığın kötü ilişkilerin benliğinde bıraktığı izlerdir. Sağlıklı ilişki, her bireyin karakteriyle kendini ortaya koyduğu ve kimsenin kimseye muhtaçlık hissetmediği şekilde mümkündür. İlişkilerde kendini hep birinin varlığına muhtaç olarak hissediyorsan bundan kurtulmalısın. İşte bunun yolları...
1. SEN HEP VARDIN, SEN HEP VARSIN
Çok aşıksın, çok seviyorsun, o senin hayatının anlamı... Bunların hepsini anlıyorum. Ama unutma ki sen bu insan hayatına girmeden önce de vardın. Ve emin ol, olur da bir gün hayatından çıkarsa yine var olacaksın. Onunla geçirdiğin zamanın, paylaştıklarınızın değeri çok büyük olsa da yalnızlığın bir değeri olduğunu da bilmelisin. Zaten yalnızken kendini ifade edemeyen insanlar, ilişkilerinde de aynı şeyi yaşar. Varlığın bir sevgiliye bağlı olmamalı.
2. EKSİK DEĞİL TAMSIN VE ÖYLE KALACAKSIN
Sevgilin yanında değilken kendini hafif buruk, üzgün ve kırık hissedebilirsin. Özlemekten kaynaklanır ve çok da güzeldir. Ama kendini o yokken sürekli eksik hissediyorsan, içinden hiçbir şey yapmak gelmiyorsa, bırak mutlu olmayı, yüzünde bir gülümseme bile oluşmuyorsa problem var demektir. Sen eksik değilsin, onunlayken de onsuz da ruhun ve bedeninle tamamlanmış bir insansın.
3. KORK AMA HOBİ OLARAK KORK
Kaybetme korkusu her ilişkide bir miktar olmalı elbette. Bunu abarttığın noktada istemediğin sona doğru yol alırsın. Ahmet Telli’nin “Gidersen yıkılır bu kent” dizeleri mükemmeldir. Fakat o sadece bir şiirdir. Merak etme, giderse kent yıkılmaz, kuşlar da gitmez. İçinde bulunduğun anın tadını çıkar, çünkü kesintisiz mutluluk yoktur. Hayat dediğimiz şey de mutlu anların toplamından ibarettir.
4. HAYAT SENİNSE BİR ANLAMI VAR
Bir başkasının kurallarıyla, onun onayladığı hayatı yaşamak ne kadar kötü bir şey... Sırf o seni terk etmesin diye bütün değerlerinden, seni sen yapan bütün özelliklerinden vazgeçersen sevgilinin saygısını yitirirsin. Seni olduğun gibi kabul etmeyen, senin yaşam tarzına önem vermeyen biri zaten senin sevgilin değildir. O ancak senin duygularını kullanan bir sahtekardır.
5. ENDİŞE VE TELAŞ, LÜTFEN BİRAZ YAVAŞ
Sevgilinin davranışlarında birazcık soğukluk sezsen hemen “Acaba beni sevmiyor mu, benden bıktı mı, terk mi edecek?” diye endişeye kapılıyorsun değil mi? Bu endişeyle de telaşlanıyorsun, bu problemin sorumluluğunu üzerine alıyorsun, hiç olmadığın biri gibi davranmaya başlıyorsun. Yapma... Hiçbir şeye anlam yükleme, sadece sor. Yani iletişim kur. Endişeyle geçireceğin uykusuz gecelerin yerine 15 dakikalık bir konuşma belki de her şeyi çözecek. Ayrıca büyük olasılıkla da yanılıyorsun.
6. SHERLOCK HOLMES DEĞİLSİN
Sevgilinin sosyal medyasını, e-maillerini, telefonlarını kurcalayıp duruyorsun. Üstelik bunu gizlice yaparak ‘kişisel verilerin dokunulmazlığı’ kanununa aykırı hareket ediyorsun. Diyelim ki sevgilin seni aldatıyor, peki sen tüm bu kurcalamaların sonunda ortaya çıkaracağın şeyle yüzleşmeye hazır mısın? Değilsin, biliyorum. Öyleyse Sherlok Holmes’çuluk oynamayı bırak, varsa bir sorun bunu sevgilinle paylaş.
7. BELKİ DE O HİÇ SANA GÖRE BİRİ DEĞİL
Şu andaki sevgilinin, senin yalnızlık korkundan kaynaklanan bir ihtiyacın sonucu olmadığından emin misin? Yani “Üçe beşe bakmam, bir sevgilim olsun yeter” diyenlerden misin? Muhtaçlık duygusu insana böyle şeyler yaptırabilir. Bir başka deyişle, hayatına giren kişinin seninle uyumu, kişiliği, ortak ilgi alanları falan değil sadece varlığı senin için önemlidir. İşte buna ‘katlanmak’ denir. Katlanmak sözcüğü her türlü ilişki için negatif anlam içerir. Kimseye katlanma.
8. KENDİNLE BARIŞ, HAYATA KARIŞ
“Ben bunu yapamam, mücadele edemem, gücüm yok, vazgeçtim” gibi kelimeler senin aslında kendinle bir problemin olduğunu gösterir. Oysa her şeyi yapabilme, mücadele etme gücün var. Sen sadece kolaya kaçıyorsun. Tüm bunları senin yerine başkası yapsın istiyorsun. O zaman da hep başkalarına ihtiyaç duyuyorsun. Şimdi o ayakları sakat koltuğundan kalk ve kendini hayatın zorlu yollarına at.
9. SENİ SEVMEYENLER OLSUN
Bırak, seni sevmeyen sevmesin. Kendini herkese sevdirmek için uğraşırken inan bana çok daha kötü durumlara düşüyorsun. Birisi seni sevecekse, sever zaten. Birine bir iyilik yapacaksan, mutlu olmasını sağlayacaksan, bunu kendi iç huzurun için yap. Bir başka deyişle karşılık bekleme, bırak onlar takdir etsin.
10. SENİN GÜZEL HATALARIN VAR
Mükemmel olmaya çalışmak beyhude bir uğraş. Sevgilin seni bırakıp gitmesin diye sürekli diken üzerinde oturup her şeyi hatasız ve mükemmel yapmaya çalışmak o kadar yorucudur ki... Hepimiz yanlışlarımızla öğreniyoruz doğruyu. Hem unutma, senin için doğru olan başkası için yanlış olabilir. Ama bu senin doğrundur ve karşındaki sevgilin de olsa seni böyle kabul etmelidir.