Mutlu bir çift sizi kurtarabilir

Epey kalabalık bir mekanda, eğlencenin dorukta olduğu saatlerdeydik. Ben biraz nefes almak için kendimi dışarı attığımda geldi yanıma, “Siz şu aşk doktoru olan gazetecisiniz değil mi?” diye sordu. Bana bu soru sorulduğunda genellikle gülümseyerek “Evet” cevabını verir ve arkasından gelecek soruyu beklerim. Ama bu kez biraz yorgundum ve “Bilmem, belki de benzettiniz” diye yanıt verdim. “Yok yok, sesinizden de tanıdım. Siz osunuz” deyince artık sorudan kaçma imkanım kalmamıştı. “Biliyor musunuz?” dedi, “Sevgilim var ve ben buraya tek başına geldim eğlenmeye. Sizce neden olabilir?” “Belki de tartıştınız” dedim “Hayır, tartışmadık. Yani aslında biz tartışmıyoruz bile. Bir ilişkimiz var ama sanırım kendi haline bıraktık.” “Buna ‘ölüme terk etmek’ derler.” “Bitmesini ikimiz de istemiyoruz ama ne yapacağımızı da bilmiyoruz. Ben onunla dışarı çıktığımda başka çiftlerin aralarındaki iletişime bakıp çok özeniyorum. Şimdi o burada olsaydı, biz bir masanın iki ucunda hiç konuşmadan oturur sadece etrafa bakardık.” “Çift arkadaşlarınız yok mu? Onlarla çıksanıza.” “Ne fark eder ki, sonuçta onların da moralini bozacağız.” “Kast ettiğim tam olarak o değil. Birlikte çıkacağınız çift, aralarında sorun olmayan, iletişimi kuvvetli, sevgi bağı güçlü bir çift olmalı.”

YENİDEN YEŞERTMEK

Şaşırarak baktı, “Bunun ne gibi faydası olabilir ki?” diye sordu. “Sizin aranızda, adı konulmamış psikolojik bir sorun var. İlişkinizi ölüme terk etmeniz, aranızdaki sevgi ve güven bağının zayıfladığını gösteriyor. Bir bitki düşün, sararmış, yapraklarını dökmüş. Sen de ona su vermekten vazgeçmişsin. Oysa belki birkaç damla su, o öldüğünü sandığın bitkinin yeniden yeşermesini sağlayacak. İşte o çift, sizin birkaç damla suyunuz olabilir.” Şaşkınlığı iyice artmıştı.

Onu fazla bekletmeden konuya derinlemesine girdim. “Birbirine sevgi ve güvenle bağlanmış bir çiftle vakit geçirmeniz, onların davranışlarıyla ilgili gözlem yapmanız sizi başka bir noktaya taşıyabilir. Mesela böyle bir çift, birbiriyle vakit geçirmekten mutlu olur. Çünkü aralarında kaygı yoktur. Karşılıklı çekimleri devam etmektedir. Birbirleriyle sevgili oldukları gibi iyi arkadaştırlar. Nasıl ki arkadaşlar bazen gözleriyle bile anlaşır, onlar da aynen böyledir. Her zaman birbirlerinin iyiliğini isterler. Ve birbirlerine iyi gelmek için çabalarlar.”

“İşte tam ihtiyacım olan şey!” diye araya girdi. Gülerek, “Daha bitmedi” deyip devam ettim. “Böyle bir çift, ilişki içinde kendimi her zaman özel hisseder. Kendini özel hisseden insan da sevgilisini özel hissettirir. Taraflardan birinin herhangi bir konuda depresif olduğu durumda diğeri onun moralini yükseltmeye çalışır. Ya da çok sinirli olduğunda onu sakinleştirmeye uğraşır. Birbirlerinin varlığı ikisine de güven verir. ‘O yanımdayken aşamayacağım sorun yok’ diye hissettirir.”

TEHDİT OLMAMALI

Biraz soluklandım, “Anlattıklarımdan sıkılmıyorsun değil mi?” diye sordum. “Hayır, aksine devamını çok merak ediyorum” diye yanıt verdi. “Böyle çiftler birlikte çok eğlenir. Birbirlerini güldürür. Yeni şeyler denemekten çekinmezler. İlişkilerini dinamik tutmanın bir yolunu her zaman bulurlar. İlişkileri uzun süredir devam ediyor olsa bile birbirlerinin hayatını hep merak ederler.

Birbirlerine olan güvenleri ne kadar güçlüyse, özgüvenleri de o kadar güçlüdür. Terk edilme, yalnız kalma gibi korkuları yoktur. Birbirlerine bağlıdırlar ama kendi kişiliklerini yok etmemişlerdir.” “Yalan söylemezler, bir şey saklamazlar. Aralarında bir sorun olduğunda bunu konuşup iletişimle çözmeye çalışırlar, üstünü kapatmazlar. Sadece ilişkiyle ilgili değil, hayatla, işle, aileyle ilgili konularda birbirlerine kaygılarını, hayal kırıklıklarını anlatırlar.

İyi birer dinleyicilerdir. Sorunlarını başkalarının önünde konuşmazlar, ilişki mahremiyetine önem verirler. Her zaman birbirlerinin tarafıdırlar. Tartışmadan kaçınmazlar ama birbirlerini yargılamadan, suçlu aramadan, haklı çıkmaya çalışmadan tartışırlar. Tartışmaların sonunda kimse kimseyi ayrılıkla tehdit etmez.”

SİZ DE ÖYLEYDİNİZ

“Ayrıca” dedim, “Eğlencelidirler. Onlarla aynı masada olduğunuzda siz de o eğlenceye kendinizi kaptırırsınız. Her ortamda birbirleriyle temas ederler. El ele tutuşmak, sarılmak gibi. Tüm bunların yanında ilişkilerini her şeyden önemli gördükleri için öz benliklerinden vazgeçmeden tavizler verebilirler.” “Ama sizin anlattığınız gibi bir çift bulmak neredeyse imkansız” dedi kaygıyla. “Hiç de öyle değil” diye cevap verdim, “Sen kendi ilişkinin ilk zamanlarını düşün. Benim anlattığım gibi değil miydiniz?” “Aslında evet öyleydik.”

“İşte şimdi sizi kuruluş ayarlarına döndürecek bir çifte ihtiyacınız var. O günleri hatırlatacak bir çifte. Size ‘Biz de böyleydik, yine olabiliriz’ dedirtecek bir çifte.” Beş dakika için dışarı çıkmıştım ama bu konuşma yarım saat sürmüştü. İznini isteyip, mekana geri döndüm. Mutluluğun bulaşıcı olduğunu ben biliyordum. Dışarıda bana bu soruları soran kadının da bunu