Selami Şahin’in besteciliğini tartışan çarpılır. Hepimizin ezbere bildiği birçok şarkı onun eseridir. “Özledim”, “Seni Sevmediğim Yalan”, “Ben Sevdalı Sen Belalı”, “Gözler Kalbin Aynasıdır”, “Tapılacak Kadınsın”, “Senin Olmaya Geldim” gibi şarkılar sadece Selami Şahin tarafından söylenmemiş, onlarca sanatçının repertuvarına, albümüne girmiştir. Buraya kadar sorun yok, herkes de “Sezar’ın hakkını Sezar’a” veriyor zaten.
Ancak... İrem Derici, “Şarkılar Bizi Söyler” programında bestecinin “Sefam Olsun” şarkısını söyleyince ortalık karışıyor. Şahin diyor ki; “Benim imzalı mutabakatım olmadan kimse şarkımı söyleyemez...” İyi de Selami Şahin’in şarkıları Türkçe canlı müzik yapılan neredeyse her yerde solistler tarafından söyleniyor. Solist “Haydi biraz damar yapalım” dediğinde o bölüme mutlaka bir şarkısı giriyor.
Peki Selami Şahin bu solistlerin hepsinden imzalı mutabakat istiyor mu? Tabii ki hayır. Zaten böyle bir şey mümkün de değil. Selami Bey, konunun İrem Derici’nin, oğlu Lider Şahin’in eski sevgilisi olmasıyla ilgisinin bulunmadığını söylese de ortaya çıkan görüntü hiç de öyle değil.
Üstelik ihtarnameyi gönderen de Selami Şahin’in eserlerinin hakkını elinde bulunduran şirketin patronu Lider Şahin. Neredeyse 3.5 saat süren bir programın içinde, sadece 2 dakikalık yer tutan bir şarkı için ortalığı bu kadar ayağa kaldırmak pek de normal değil. İrem Derici oğluyla birlikteyken “İrem’e bütün şarkılarım bedava, istediğini okusun” diyen, şarkıcılığını öven Selami Şahin şimdi izin mutabakatı arıyor öyle mi?
“Kim inanır?” diye soruyor insan tabii ki. Ayrıca Selami Şahin’e, genç neslin artık bambaşka müzik beğenisi olduğunu, şarkılarının kuşaktan kuşağa aktarılmasını istiyorsa genç solistler tarafından söylenmesini desteklemesi gerektiği birileri tarafından anlatılmalı.
GÖZDEN KAÇMASIN
8 Mart Dünya Kadınlar Günü için çok sayıda etkinlik yapıldı. Fenerbahçe Spor Kulübü de voleybol ve futbol kadın-erkek takımlarıyla karma maçlar düzenledi. Takımlar kadın ve erkek oyunculardan oluştu, ortaya çok anlamlı bir görüntü çıktı.
Kulüp etkinlikle ilgili açıklamasında, “Biz Fenerbahçe Spor Kulübü olarak bu anlamlı günü bir ilkle taçlandırıyor, belki de bir geleneğin ilk adımını atıyoruz. Bu maçların sonucunu değil, mücadelesini tüm kadınlara ithaf ediyoruz” ifadelerini kullandı. Bir süredir olimpiyatlarda karma takımlar mücadele ediyor. Atletizmde, yüzmede, triatlonda karma bayrak takımları yarışlara katılıyor. Diğer sporlarda da neden olmasın?
Fenerbahçe, gösteri maçı olsa da bu alanda bir ateş yaktı. Umarım bu ateş büyür ve kadın-erkek karma takımlarını ulusal ve uluslar arası müsabakalarda izleme şansı buluruz.
1987 KIŞI
Marmara bölgesindeki okurlar, siz bu yazıyı okurken dışarıda lapa lapa kar yağıyor olacak. Meteorolojik veriler, özellikle İstanbul’da son 35 yılın en yoğun mart ayı kar yağışını göreceğimizi işaret ediyor.
Bu kar 1987’de 14 gün süren ve İstanbul’da hayatı tam anlamıyla durduran yağışla karşılaştırılıyor. Birkaç gün önce Gonca Vuslateri bi tweet attı ve “Kar gelecek ve 87 senesi duymaktan üstelik korkmaktan bıktım. Lan nasssı yağdı 87’de kar biri anlatsın delirecemm” diye yazdı. Biraz anlatmak isterim. Gazeteciliğe başladığım ilk yıldı. Çalıştığım gazete Beyazıt’ta, oturduğum ev Şişli’deydi. Biz günlerce eve gidemedik.
Gazete yönetimi bir otel tuttu, tüm odalarını personele tahsis etti. Günlerce o otelde kaldık. Otobüsler, taksiler, minibüsler, trenler, vapurlar, kısacası hiçbir ulaşım aracı çalışamadı. Kar öyle yoğundu ki, otomobiller kayboldu. Şaka değil, birçok kişi kar durduktan sonra bile otomobilini sokaklardan çıkaramadı.
Okullar kapandı, öğrenciler neredeyse iki hafta tatil yaptı. Bugün başlayacak olan yağışın bu kadar yoğun olup olmayacağını bilmiyorum. Ama biz bunu ‘kışı uğurlama seromonisi’ olarak görelim, yüzümüzü bahara çevirelim.