Giriş
● Instagram canlı yayınları...
Televizyonlardaki o aptal saptal programlara, saatler süren dizilere alternatif oldu. Üstelik yapan da memnun izleyen de.
● Yemek yapma girişimleri...
Ufkumuz genişledi. Hem yepyeni tarifler öğrenip, yepyeni lezzetlerle tanışıyoruz, hem de terapi gibi geliyor. Lütfen devam.
● Evden çalışma günleri...
En azından haftada bir evden çalışılsa fena mı olur? Hem kurumlar bu işten karlı çıkar. Bunu bir düşünün.
● Sanal konser ve etkinlikler...
İzlemediğimiz konserleri izledik, gidemediğimiz etkinliklere katıldık. Elbette yapımcılar da para kazanacak ama bunu makul ölçüde sürdürseler ne güzel olur.
● Sanal müzeler...
Birçok müzeyi 3 boyutlu bir şekilde bilgisayarda gezmek harikaydı. Belirli günlerde tekrar yapılmalı. Hem çocuklar hem de büyükler çok memnun.
● Sanal muhabbet sofraları...
Arkadaşlarla Zoom üzerinden kameraları açıp soframızı kurduk ve uzun uzun sohbetler ettik. Buna devam edeceğiz.
● Tasarruflu yaşam...
Karantina nedeniyle istediğimiz her şeye her an ulaşmamız mümkün değil. Ama böyle de yaşanıyor hem de pek güzel yaşanıyor.
● Okumalar, izlemeler...
Bu dönemde hemen herkes okuduklarını, izlediklerini paylaştı. Bu da kültürel açıdan ufkumuzu genişletti. “İşe döndüm vaktim yok” demeyelim, okumaya izlemeye devam edelim.
● Haber kanallarının yayınları...
Birkaç kötü örnek hariç hemen hepsi harika yayıncılık yaptı. Bilgilendirmeye ve aydınlatmaya yönelik programlar çok izlendi. Böyle devam.
● Sağlık çalışanlarına saygı...
Onlara nasıl ihtiyacımız olduğu bu dönemde çok daha iyi ortaya çıktı. Bu saygı, hayatın her anında devam etsin.
● Yardımlaşma duygusu...
Pandemide ne kadar da arttı öyle değil mi? Hele hele Ramazan’ın da gelmesiyle doruğa çıktı. Bunu yılın her gününe yaysak harika olmaz mı?
BUNLAR DEVAM ETMESE DE OLUR
● Futbol fanatikliği...
Takımımızı, maçları çok özledik. Maçlar haziranda seyircisiz oynanacak. Ama artık komplo teorileri, suçlamalar, centilmenlik dışı açıklamalar devam etmesin. Bırakın da keyifle maç izleyelim.
● Yerli diziler...
Bu süreçte, başka alternatiflere yöneldik. Holding sahibi zengin erkek ile zekası kıt sekreter kızın aşkını artık satamayacaksınız, haberiniz olsun.
● AVM buluşmaları...
AVM’ye gitmedik diye ölmedik değil mi? Gidilecek tek yer olarak AVM’leri görme anlayışı değişsin artık. Sokakta hayat var. Hem sokakları özlemediniz mi?
● Alaçatı manyaklığı...
Denizin kıyısında bile olmayan, hormonlu büyümüş bir yerde, lezzetsiz yemeklere, tıkış tıkış masalara dünya para vermek mi? Bakın bu yıl gitmediniz hayatınızda ne değişti? Artık yeni yerler keşfetme zamanı.
● Alışveriş tutkusu...
Almadınız, tüketmediniz. Ne değişti? Bu süreçte eminim siz de fark etmişsinizdir, alıp da çok az giydiğin ne kadar çok giysiizn olduğunu. O zaman kendinizi kaptırmayın.
● Sosyal medya trollüğü...
Pandemi bir milat olsa, sosyal medya trolleri ortadan kaybolsa. Bir de aynı fikirde olmadığı insanları hemen linç etmeye hazır kitle var. Onlar da kaybolsa...
● Hayvan sahiplenme merakı...
Gerçekten isteyerek sahiplenenleri ayrı tutuyorum, sıkıntıdan ya da sokağa çıkma yasağından köpek gezdirme bahanesiyle kurtulmak amacıyla sahiplenenleri kast ediyorum. Yazık değil mi o hayvanlara? İşe dönünce umarım terk etmezsiniz.
İLK OLARAK NE YAPACAKSINIZ?
Normalleşme sürecine girdik. Tedbirler yavaş yavaş azaltılacak, büyük olasılıkla ve yeni bir dalga olmazsa yaz ortasında bitmiş olacak. Sizi bilmem ama ben en çok, dışarıda bir kafede, elimde kitabım, önümde kahvem, saatler boyu kaygısızca oturmayı özledim.
Hayat normale dönmeye başladığında ilk olarak bunu yapmak istiyorum. Ardından bir süredir sadece kapı ağzından görüştüğüm anneme, babama ve ablalarıma sarılmak, uzun bir aile sofrası kurup güle oynaya yemeğin tadını çıkarmak istiyorum.
