1750’li yıllarda şairlerin, sanatçıların, filozofların ortaya çıkardığı romantizm akımı, günümüz aşklarının en büyük belirleyicisi durumda. Herkes ‘romantik aşk’ arıyor ama bu isim altında kendilerini öyle kalıplara sokuyorlar ki; sonunda hayal kırıklığı yaşamaları kaçınılmaz oluyor. İki kişi arasında yaşanan romantik aşk, gerçeklerden kaçmak anlamına gelmiyor. Çünkü romantik de olsa bildiğiniz hayatın içinde yaşıyoruz. Bu yazıda romantik aşkla ilgili doğru bilinen yanlışları yazmaya çalıştım.
1-O BENİM RUH EŞİM
‘Ruh eşi’ kavramı çok tartışılıyor. Böyle bir damga, kişileri en küçük bir tartışmada bile umutsuzluğa sürüklüyor. Öyle ya; o bizim ruh eşimizse her şeyde uyum içinde olmalıyız ve hiç tartışmamalıyız öyle değil mi? Hayır efendim, yanlış. Ruh eşi gibi klişe saptamalardan kaçınıp, birlikte olduğumuz kişinin bize ‘o an için’ en uygun kişi olduğunu anlamalıyız.
2-TELEPATİK İLETİŞİMİMİZ OLMALI
Böyle bir şey mümkün mü? Çiftler bazen aynı anda aynı şeyleri düşünüp, aynı şeyleri söyleyebilirler. Bu, onların arasındaki duygu bağının güçlü olduğunu gösterse de sezgisel ya da telepatik bir iletişim halinde oldukları anlamına gelmiyor. Bu tarz bir iletişim, en azından bilimsel olarak pek mümkün değil. Konuşarak ya da görsel iletişim, iletişimin en iyi yoludur.
3-HER ŞEYİMİZİ BİLMELİYİZ
Kişilerin bireysel dokunulmazlıları vardır. Bin yıllık eş de olsanız sizin mahremiyetiniz size aittir. Karşınızdaki insanı deli gibi seviyor olsanız bile ona geçmişinizle ilgili neyi ne kadar söyleyeceğinizi siz belirlersiniz. Ayrıca, arada bırakılacak gizem, romantizmi her zaman diri tutar. Sevgilinizin bilmesi gereken kadarını söyleyin. Gerisi size ait.
4-O BENİM HER ŞEYİM
Sevgiliniz, sizin sadece sevgilinizdir. Ondan aynı anda hem sevgiliniz, hem arkadaşınız, hem babanız ya da anneniz, hem en iyi dostunuz, hem şoförünüz, hem de eğlence partneriniz olmasını beklemeyin. Bu kadar yükü kim taşıyabilir? Birlikte olduğunuz kişiyi hayatınızın odak noktası haline getirirseniz bir süre sonra ilişkinizde büyük sıkıntılar yaşarsınız.
5-CİNSEL UYUMUMUZ TAM OLMALI
Bu yargı bir dereceye kadar doğru olsa da, bunu her an, her gün, aynı derecede beklemek hayalcilikten başka bir şey değil. İnsanların cinsel yaşamını dış etkenler de etkiliyor. İşyerinde amiriyle kavga etmiş bir şekilde eve gelen sevgilinizin sizinle o akşam ateşli ve tutkulu bir şekilde sevişmesini beklemeyin. Ayrıca böyle davranması sizi sevmediğini de göstermez.
6 ARAMIZA MADDİYAT GİRMEMELİ
Parasal konular aranızda bir çatışma unsuru olmamalı elbette. Ama parayı da konuşabilmelisiniz. Örneğin, bu yaz yapacağınız tatil için ikiniz de bütçenizden ne kadar ayırabileceğinizi söylemelisiniz. Bu, aranızdaki romantik ilişkiyi zedelemez. Aksine, ayakları yere basan ve gerçekler üzerinde yol alan romantik bir ilişkiye sahip olmanızı sağlar.
7-BAŞKASINA ASLA BAKMAMALIYIZ
Kendinizi eve mi kapatacaksınız? Sosyal bir çevrede yaşıyoruz. Biriyle bir ilişkide bulunmanız, çevredeki görsel uyarıcılara karşı kör olduğunuz anlamına gelmiyor. Beğenebilirsiniz, hayranlık duyabilirsiniz. Bütün mesele, bunun orada kalması. Beğenir geçersiniz, hoş bir anı olarak hatırlarsınız. Ama onunla ietişime geçerseniz işte o zaman sorun büyük.
8-HER ŞEYİ BİRLİKTE YAPMALIYIZ
Sakın ola ki böyle bir şey yapmayın. Birbirinizden çabuk sıkılırsınız. Kendi beğenilerinizi, hobilerinizi önemseyin. Romantik aşıklar da olsanız, başka başka şeylerden hoşlanıyor olabilirsiniz. Bu durumda, ikiniz de kendinize ayrı ayrı vakit ayırıp beğenileriniz doğrultusunda hobilerinizi uygulayabilirsiniz. Tabii ki kendi arkadaşlarınızla da görüşün.
9-‘BİZ’ VARIZ, GERİSİ BOŞ
Hayır, değil. Ailenizi, arkadaşlarınızı, işyerindeki partnerlerinizi, geçmişteki yaşanmışlıklarınızı ne çabuk silip attınız? Siz önce ‘ben’ olmayı öğrenin. Ondan sonra iki benliği buluşturup bir ‘biz’ yaratabilirsiniz. Yani, kendinizden, kişiliğinizden vazgeçerseniz ‘buz’ olsanız ne yazar, olmasanız ne yazar. Çünkü böyle bir ilişki asla sürmez.
10-MUTLAKA EVLENMELİYİZ
Evlilik bir son değil, başlangıçtır. Üstelik evlilikte sadece romantizm değil başka dinamikler de etkilidir. Romantik aşkınızı çok tutkulu bir şekilde yaşayabilirsiniz ama iş evliliğe geldiğinde tökezleyebilirsiniz. Bu nedenle evliliği kendinize bir amaç olarak koymayın. Zaman içinde zaten ilişkiniz evliliğe doğru kendiliğinden evrilecektir.