Serdar Ortaç’ın sürekli ‘depresyon’ hali, ‘hayattan bıkmış, yaşamaktan vazgeçmiş’ haline alıştık artık. Bu durumu, “Ne yapalım canım, kendisini ilgilendirir” deyip geçebiliriz de gafları ne olacak? Ne zaman gazetecileri görse ya da bir röportaj yapmaya kalksa söylediği sözlerin nereye gideceğini düşünmeden konuşuyor. Hayatına giren kadınlar için “Kaç tane bebeğim olacaktı, hep kürtaj oldular. Aralarında ünlü isimler de var. Kaç tane oldu, istemediler” demişti hatırlarsınız.
O dönem yeni ayrıldığı sevgilisi Seçil Gür de “Bu konunun muhatabı ben değilim. Yine talihsiz bir açıklama. Muhatabı kimlerse çok üzücü bir açıklama onlar için” diye yorum yaptı. Dikkat edin, Seçil Gür, “Yine talihsiz bir açıklama” diyor. “Yeter artık, bu kaçıncı” demeye getiriyor. Seçil Gür bu yorumunun ardından “Ben Serdar’ın Chloe’yi de beni de bir başkasını da hatta kendisini de sevdiğini düşünmüyorum” ifadesini kullandı.
Böyle bir söz benim için söylense oturup, “Beni sevgisiz biri olarak tanımalarına neden olacak kadar insanlara ne yapmış olabilirim?” diye düşünürüm. Bugün Blutv’de yayınlanacak ‘40’ programının fragmanında izlediğim kadarıyla Serdar Ortaç bir gaf daha yapmış. Hatta ‘Asrın Hatası’nı yapmış. “Ben Seçil’i çok sevdim, Chloe’den 10 kat daha fazla sevdim. Keşke yeniden beraber olsak” demiş. Neresinden tutalım bu cümlenin bilemedim.
Bu cümlede, eski eşi Chloe Loughnan’ı gömme var. Eski sevgilisi Seçil Gür’e saygısızlık var. Durumu kurtarmak isteyen bir erkeğin konuştukça batması var. Var oğlu var işte... Nitekim bizim Magazin Müdürü Suna Akyıldız, Seçil Gür’e bu sözle ilgili yorumunu sorduğunda, “Karşı tarafa da büyük ayıp” cevabını aldı. Seçil daha ne desin?
GAFTIR ÇÜNKÜ...
Serdar Ortaç’ın söylediği bu sözler büyük gaftır.
- Gaftır çünkü, bir insana sevdiğini ifade ederken bir başkasına duyduğun sevgiyle kıyaslayamazsın.
- Gaftır çünkü, geçmişte kiminle ne yaşamış olursan ol, ona ve onunla geçirdiğin zamana saygısızlık yapamazsın.
- Gaftır çünkü, birini sevdiğine ikna etmek için geçmişindeki herkesi silip atamazsın.
- Gaftır çünkü, bu sözler sevdiğini söylediğin kadında da soru işareti uyandırır. “Bir başkasını bulduğunda benim için de aynı şeyleri söyler” dedirtirsin.
ÇOK DEĞİL, KALİTELİ SEV
Birini ne kadar çok sevdiğin değil, nasıl sevdiğin önemlidir. ‘Çok’un anlamı yoktur çünkü. Neye göre çok, kime göre çok? Sana göre ‘çok’ olan sevdiğin kişiye göre ‘az’dır belki ne biliyorsun? Birini ne kadar sevdiğimiz, sevme şeklimizle değerlendirilebilir. ‘Kaliteli sevmek’ diye bir şey vardır. Buradaki kalitenin ölçüsü kesinlikle maddi değildir. Ruhsal açıdan, manevi açıdan kaliteden söz ediyorum. Kişinin gönül verdiği insana ‘nadide bir eser’ olarak bakması gerektiğini düşünüyorum. Ancak böyle bakıldığında sevmek gerçek değerini bulabilir.
Sevilen insan, sevene göre dünyanın en değerli varlığıdır. Bu bir önerme değildir. Zaten böyle değilse bir sorun var demektir. “Seni seviyorum ama...” diyorsa bir insan ve aşkını bazı şartlara bağlıyorsa eğer sevme konusunda asla samimi değildir. “Seni çok seviyorum ama şuraya gitme...”, “Seni çok seviyorum ama şununla görüşme...”, “Seni çok seviyorum ama şunu giyme...” gibi şarta bağlı sevgiler ‘kalitesiz’ kategorisine girer.
Çünkü ‘kaliteli sevgi’de sevgiliyi, olduğu gibi, kayıtsız şartsız kabul etmek vardır. Bakın burada ‘kabullenmek’ demiyorum, özellikle ‘kabul etmek’ tamlamasını kullanıyorum. Çünkü kabullenmek mecburiyetten kaynaklanır. Kabul etmek ise iradeye dayanır. Bilinçli bir davranıştır. Hepimiz sevebildiğimiz kadar insanız.
Ne kadar çok seversek sevelim sevgimizin dışa vurumu ‘kaliteli’ değilse hiçbir anlamı yoktur. Başta da yazdığım gibi, sevdiğimiz insan ‘nadide bir eser’dir. Diğerlerinden farklı olduğu için onu sevmişizdir. Aynamız olduğu için, eksiklerimizi tamamladığı için onu sevmişizdir. Sevdaya sadece ayrılıklar dahil değildir. Sevdaya, insanın sevdiğini göstermesi de dahildir. “Çok seviyorum ama gösteremiyorum” diyenlere bakmayın.
Mutlaka bir sorun vardır sevgisinde. Gerçekten seven insan bunu gösterir ve sürekli göstermek ister. Sevgili Serdar Ortaç, aşk ‘kızılötesi’ değil, ‘yaralı müzesi’ hiç değil. Aşkın yaşaması için de ‘çok sevmek’ değil, ‘iyi sevmek’, ‘kaliteli sevmek’ gerekir. Ve sevgileri asla birbirleriyle kıyaslamamak gerekir. Benden sana kucak dolusu sevgiler.