Sizi kaç mutlu eder?

Cem Yılmaz 47, yeni sevgilisi Serenay Sarıkaya 29 yaşında. Gazeteciler bu yaş farkını hatırlatınca Cem Yılmaz da “Siz nüfus müdürlüğünden misiniz?” diye cevap vermiş. Harika bir cevap. Bu yaş farkı meselesini kafaya takanlara bir hatırlatma yapmak isterim. Yaşı 18’den büyük olduktan sonra kişi kimi isterse, hangi yaştan birini isterse kendisine sevgili olarak seçebilir.

Doğal olarak bu tercihine de hiçbirimiz karışamayız. Üstelik Serenay 30’a merdiven dayamış. Kendi seçimlerini yapabilir öyle değil mi? Ama işte nedense olaya öyle bakmıyoruz. İçimizde garip bir kıskançlık var.

Türkiye’nin en ünlü erkeklerinden biri ile en ünlü kadınlarından biri aşk yaşamaya başladı ya, hemen bir kulp bulmaya çalışıyoruz.

Cem Yılmaz’ın bir önceki sevgilisi Defne Samyeli, kendisinden 1 yaş büyüktü. E ona da kulp bulduk. Açıkçası birilerinin mutlu olması bizi mutlu etmiyor. Biz, herkesin mutsuzlukta birleşmesini istiyoruz. Bir de şöyle sorayım, sizi, yaş farkı kaç olursa mutlu eder mesela?

HEKiMOĞLU

Daha önce bu köşede Türk dizilerini izlemediğimi, 4 saat süren dizi olmayacağını, böyle bir vakit de ayıramayacağımı yazmıştım. Ancak bir dizi, benim bu fikrimi değiştirdi. Dr. House dizisinin uyarlaması olan Hekimoğlu, gerçekten beni ekran karşısına mıhlıyor.

Öncelikle, zengin kız, fakir oğlan, holding sahibi adam, ona aşık sekreter kız, mafya bozuntuları, konak, hanım ağa, töre gibi artık kabak tadı vermiş konular yok. İşin en güzel kısmı, senaryoyu bizim yerli dizi senaryocularımız yazmıyor.

Uyarlama dizi olduğundan, senaryo hazır halde geliyor. Ayrıca dizide güncel konulara da mutlaka değiniliyor. Önceki akşam koronavirüs ele alındı mesela. Virüsten korunmak için neler yapılması gerektiği anlatıldı tatlı bir şekilde. Daha önce de aşı konusu ele alınmıştı mesela.

Oyunculuklara gelince... Dr. Ateş Hekimoğlu rolündeki Timuçin Esen inanılmaz iyi oynuyor. Her bölümde, bir önceki bölümden daha iyi performans ortaya koyuyor. Takıntılı, meraklı, ukala tavırlarıyla, sevimli hali birleşince ortaya seyredilmeye doyulmaz bir karakter çıkıyor. Hekimoğlu’nun en yakın arkadaşı rolündeki Dr. Orhan Yavuz’u canlandıran Okan Yalabık’ın zaten hayranıyım. Her rolün hakkını verdiği gibi bu dizide de çok üst düzey bir oyuncu olduğunu gösteriyor.

Başta rolü azdı. Ancak sanırım biraz artırdılar, çok da iyi yaptılar. Hastane Müdürü Dr. İpek Tekin’i oynayan Ebru Özkan’a da şapka çıkartıyorum. Ben ilk kez izledim bu oyuncuyu. Çok şey kaçırmışım.

Ayrıca orijinal dizide hastane müdürü Lisa Cudy’yi canlandıran Lisa Edelstein’a da tıpa tıp benziyor. Bu kadar denk gelir yani. Hekimoğlu’nun ekibinde rol alan Kaan Yıldırım ile Aytaç Şaşmaz ne yazık ki yakışıklı kontenjanından diziye konulmuşlar. Oyunculukları sınıfta kalacak düzeyde. Damla Colbay ise bu ikiliden bir tık daha iyi. Hiç olmazsa kendini geliştiriyor.

YILDIK TANTUNİDEN

Sosyal medyada Mersin’i tanıtmak için açılmış hesaplar sürekli tantuni güzellemesi yapıyor. Artık yeter yahu! Tarihiyle, kültürüyle, mutfağıyla müthiş zengin bir kent olan Mersin’i tantuni denen abartılmış yiyeceğe hapsettiler. Tantuni Mersin’in kurtulması gereken bir zincir haline geldi. Yapmayın, etmeyin. Mersin’de doğdum, büyüdüm. Çocukluğumda Mersin’de tantuni falan yoktu.

Sadece sebze halinin orada arabada sac kavurma satarlardı. Halde az para kazanan çalışanlar ucuz diye bunu tercih ederlerdi. Üstelik ucuz olsun diye o sacda et değil, akciğer kavrulurdu. Tantuni denen şey budur. Benim çocukluğumda kebap satılırdı kebap.

Adana kebabından farklı olarak Tarsus usulü diye bilinen ve içinde sebze de olan kebap. Tamam tantuni pratiktir, lezzetlidir itirazım yok. Ama Mersin denilince akla tantuni gelmemeli. Türkmen ve yörük yemekleri, Arap yemekleri tek mutfakta birleşmiştir. Yörük sofraları çeşitten geçilmez.

Mersin’in o kadar bahsedilecek tarihi eserleri, doğal güzellikleri varken sürekli tantuni demek haksızlık. Limonunu, portakalını anlatın. Senede üç kez mahsul veren bereketli topraklarını anlatın. Kilikya’yı, Ayatekla’yı, Adam Kayalar’ı anlatın. Yıldık tantuniden!