Bir ilişkinin en sorunsuz geçen zamanı ilk 6, bilemediniz 8 aylık dönemdir. Hormonların etkisiyle oluşan heyecanın kaybolmasının ardından küçücük şeyler büyütülmeye başlar, tartışmalar, kavgalar birbirini kovalar. Peki, çiftler en çok neyi sorun ediyor? Bugün problem olarak görülmeyen ama ileride büyük tartışmalara yol açabilecek davranışlar nelerdir? Çevremde, şehrin kafelerinde, restoranlarında, sosyal medyada hep aynı konu konuşuluyor: Benim neden düzgün bir ilişkim yok? Bu konu açıldığı zaman kadınlar erkekleri, erkekler de kadınları suçluyor, herkes kendini pir-ü pak sanıyor, hatayı başkasının üzerine atıyor ve konuşma genellikle “Aman canım ben yalnızken çok daha mutluyum” diye bitiyor. Yalnızlıktan mutlu olduğunu iddia edenlerin sosyal medyadaki cümlelerini okuduğunuz zaman hiç de öyle olmadıkları anlaşılıyor. Geçmişteki sorunlu ilişkilerin bıraktığı tortuları temizlemek yerine sosyal medyada ‘laf çakarak’ geçirilen vakte acıyorum açıkçası.
İLİŞKİ İKTİDAR GİBİDİR
Öncelikle şu gerçeği bilmek gerek. İlişki dediğiniz, iktidar gibidir. Bir hükümet iktidara geldiği andan itibaren yıpranma sürecine girer. «Bir de bunları deneyelim» diye verilen oylar ilk seçimde geri alınır, parti ister istemez oy kaybeder. İlişkide de ilk 6-8 aylık dönemden sonra yıpranma süreci başlar. Bu süreci geri çevirmeniz mümkün değildir ama durdurmak imkan dahilindedir. Yıpranma sürecinin en büyük göstergesi tartışmaların artması ve bu tartışmalar sırasında takınılan tavırlardır. İnsanız ve fikir ayrılıklarımız elbette olacaktır. Tartışmalar da aslında bu fikir ayrılıklarına ya da yaşam tarzlarının örtüşmemesine bağlıdır.
ANAHTAR KELİME ‘HOŞGÖRÜ’
Bu fikir ayrılıklarını ve yaşam tarzlarını hoş görmek yerine, farklılığı derinleştirmek yapılan en büyük hatalardan biri. İğneleme, küçümseme, aşağılama, hor görme gibi davranışlar ilişki için geri dönülmez bir inişin habercisidir. Sevgilinin söylediği sözleri alaycı bir şekilde karşılayıp ona “Hadi canım sen ne anlarsın?”, “Kendini bir şey mi sanıyorsun?” demek zaten bu ilişkinin gözden çıkarıldığını gösterir.
BEDEN DİLİ ETKİSİ
Bu söyleme bir de beden dilini eklediğinizde, alaycı ifade takınma gibi durumlar işi daha da içinden çıkılmaz hale getiriyor. Çünkü aşağılanan taraf tekrar aşağılanacağını bildiğinden bir daha tartışmaya girmiyor, içine kapanıyor. Bir süre sonra örneğin taraflardan biri yere bir bardak su döktüğünde başlayan kavga şöyle cümlelerle devam edebiliyor: “Sen zaten geçen yıl annemi gördüğünde selam bile vermedin...” Haydi buyurun yeni bir tartışma konusu daha...
SÖZCÜKLERİ SEÇİN
Bakın bu bir şikayet konusu olabilir. Taraflardan biri, diğerinin kendi ailesine davranışı konusunda memnun olmayabilir. Bunu söyleme tarzı “Sevgilim lütfen aileme karşı daha duyarlı ol çünkü ben kırılıyorum” şeklinde de olabilir, “Sen zaten benim ailemi hiç sevmiyorsun. Varsa yoksa kendi ailen!” şeklinde de olabilir. İlkini söyleyebiliyorsanız, ilişkiniz yıpranmış dahi olsa yaşatılacak bir durumdadır. İkinciyi söylüyorsanız, “İlişkiniz bitmiş ama siz uzatmaları oynuyorsunuz” anlamına gelir.
AYRILIP BARIŞMALAR
Bir ilişkinin sorunlu olup olmadığını anlamanın en etkili yolu da ayrılıp barışmalardır. “Tamam, ayrılalım” deyip bunu çevrenize duyurduktan sonra ertesi gün, ya da bilemediniz birkaç gün içinde tekrar barışıyorsanız ve bunu yapmayı artık adet haline getirmişseniz o ilişkiden hayır gelmez. Ayrılık ‘değerli’ bir olgudur. Yani bir karardır ve her karar gibi onun da değeri vardır. Aldığınız kararı uygulamak yerine sürekli değiştirirseniz artık kimseyi kendinize inandıramazsınız. “Tamam bitti” dediğiniz zaman sevgiliniz size inanmaz, o akşam arkadaşlarıyla dışarı çıkar ve onlara “Nasılsa yarın yine beraber oluruz, hadi bu akşamın tadını çıkartalım” deyiverir.
GEÇMİŞİ KURCALAMAK
Sorunlu ilişkilerin bir diğer göstergesi de kişilerin geçmişlerinin kurcalanması ve bu geçmişlerin tartışmalarda gündeme getirilmesidir. Birlikte olduğunuz kişinin geçmişinde yaşadığı her şeyi olgunlukla kabul edemiyorsanız siz zaten herhangi bir ilişkiyi yürütebilecek durumda değilsiniz demektir. Geçmişine saygı duyun ve asla bu konuları gündeme getirmeyin. Bir de; ilişkide sorun yaşıyorsanız “Evlenince düzelir” demeyin sakın. Boşanan kadınların yüzde 63’ü “Evlenmeden önce eşimle sorunlarım vardı ama evlenince düzelir sanmıştım” diyor. Bu da kulağınıza küpe olsun!