Toksik bir ilişkinin içinde olup olmadığınızı anlamak pek de kolay değildir. Başkalarının gördüğü gerçekleri göremeyebilirsiniz çünkü manipüle ediliyor olabilirsiniz ya da duygularınızın etkisinde kalıyor olabilirsiniz. Oysa ilişkiyi toksik hale getiren sevgilinizdir. Toksik ilişki yaşamanıza neden olan kişilerin özelliklerini sıraladım.
1- KONTROL MANYAKLARI
Sevgilinizin hayatınızdaki her şeyi yönetmeye çalıştığını fark ettiniz mi? Nereye gideceğinizi, kimlerle görüşeceğinizi, hatta ne giyeceğinizi söyleyen tiplerdir bunlar. Bu kişiler genellikle ilk başta şefkatli ve koruyucudur. Zaten sizi kontrol altına alırken “Sevgilim ben seni düşünüyorum” derler. Ancak zamanla kendi kararlarınızdan şüphe etmeye başlarsınız ve onay için kendinizi sevgilinize bağımlı hissedebilirsiniz.
2- İNKARCILAR
Gördüğünüz, duyduğunuz, bildiğiniz tüm gerçekleri inkar ederler. Kendi söyledikleri ve yaptıklarını da elbette. Konuyu ya başka bir yöne çekerek ya da başkalarını suçlayarak sizi bir şekilde inandırırlar. Bu kez siz, kendi gerçekliğinizi sorgulamaya başlarsınız. Yargılarınızın doğru olmadığına inanıp, suçu kendinizde ararsınız. Bir süre sonra öyle bir noktaya gelirsiniz ki, artık sorgulamaktan vazgeçip delirdiğinizi bile düşünebilirsiniz.
3- NARSİSTLER
Dünyanın kendileri etrafında döndüğünü sanan, kendinden başka hiç kimseyi düşünmeyen, ilişkiyi sadece kendi ihtiyaçlarını karşılamak için kullanan bu kişiler, sizi sadece bir araç olarak görür. Sizden onu övmenizi, yaptığı her şeyi alkışlamanızı ister. Evde otururken size bir bardak su getirse bunun için onlarca kez teşekkür etmeniz gerektiğini düşünür. Empatiden yoksundurlar. İlgi çekmek için her şeyi yapabilirler.
4- AŞIRI KISKANÇLAR
Bana göre kıskançlık bir kişilik problemidir. Ancak, hadi diyelim ki ilişkinin içinde az, biraz kıskançlık olsun. Siz böylece kendinizi seviliyor hissedersiniz. Ama orada biraz durun. Önce, gittiğiniz bir mekanda sizi çevredekilerden kıskanan sevgilinizin bir süre sonra ailenizden bile kıskanabileceğini unutmayın. Ne kadar taviz verirseniz o kadar aşırıya kaçar. Bunun şarkısı bile var; “Henüz 3 yaşında bir kardeşim var, seni ondan bile kıskanıyorum.”
5- SAHTE MAĞDURLAR
Bu tür insanlar hangi şart altında olursa olsun, sürekli olarak kendini mağdur taraf olarak görür. Sorumluluktan kaçar ve her durumu kurban rolü oynamak için bir fırsat haline getirir. İlişkinin güya ezilenidir, sömürülenidir. Söylediğiniz her laftan bir anlam çıkarıp “Sen bana ördek dedin” noktasına gelirler. Siz de zavallı bir şekilde sürekli onu teselli etmeye, aslında öyle söylemediğinizi açıklamaya çalışırsınız. Bir düşünün bakalım, neden hep siz özür diliyorsunuz?
6- PASİF-AGRESİFLER
Evlerden uzak olsun, dağlara taşlara... Öfkeli görünmeden öfkesini imalı bir şekilde anlatmaya çalışanlar, alaycı sözler, her cümlesine ‘Ama’ ile başlayan başka cümle sıkıştıranlar, konuşmayıp sessiz kalanlar pasif-agresif kişiliğin daniskasıdır. Hayatınız bu kişilerin ne yaptığını anlamaya çalışmakla geçer. Ses tonlarıyla yaptıkları vurgular kafanızı kurcalar. Zaten bir süre sonra ne yapsanız beğendiremezsiniz, tavrını değiştiremezsiniz.
7- ELEŞTİRMENLER
Yaptığınız her şeyde bir kusur arayan, var olan kusurları abartan, olmayanları varmış gibi gösteren ve bunları size aktarırken yapıcı değil, olumsuz cümleler kullanan sevgiliniz toksiğin önde gidenidir. Eleştiri öyle bir hale gelir ki özgüveniniz bir süre sonra yok olur. Başkalarının beğendiği görünüşünüz, takdir ettiği iş hayatınız, imrenerek baktığı sosyal çevreniz sizin için de önemsiz hale gelmeye başlar. Siz de kendinizde kusur ararsınız.
8- DUYGU CİMRİLERİ
Bunlar, karşılıksız sevgi nedir bilmeyen, “Sev beni, seveyim seni” cümlesini hayatının mottosu yapmış kişilerdir. İstediklerini alamazlarsa hem hayatta hem de yatakta bir duvara dönüşürler. Siz de o duvarlara çarpa çarpa nasır, ağlaya ağlaya yosun tutarsınız. Düşünsenize sevgiliniz bunu açıkça söylemese de “Sadece benim istediklerimi yaparsan, sevgimi hak edersin” şeklinde davranıyor. Müthiş bir manipülasyondur bu.
9- SADAKATSİZLER
Aslında bu maddenin altına bir şey yazmasam da olur. Bir ilişkinin olmazsa olmazı sadakattir ve Anayasa’nın ilk 4 maddesi gibi değiştirilmesi teklif bile edilemez. Sadakatsizliği alışkanlık hale getirenler daha da fenadır. Her yakalandıklarında bir bahaneleri vardır ve kimi zaman sizi buna inandırabilirler. Ama hayır, güven bir kez parçalandığında onu tekrar kurmak pek mümkün değildir. Duygusal açıdan en büyük zararı bu kişilerden görürsünüz.
10- DEĞİŞKENLER
Bir Karadeniz atasözü der ki; “Bugün başka, yarın başka, tüküreyim böyle aşka...” Ne yapacağını öngöremediğiniz, bir gün dünyanın en iyi sevgilisi, ertesi gün adeta düşmanınız olan, bir sonraki gün ağlayan, sızlayan, sizi onu sevmemekle suçlayan, daha da ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi “Canım, cicim” diyen bu kişiyle ömür geçer mi? Sizi sürekli gergin yapar, onun ne yapacağını, neye ne tepki vereceğini bilmediğinizden stres içinde yaşarsınız.