Münih, Berlin ve Hamburg'dan sonra Almanya'nın en büyük üçüncü kenti. Bavyera’nın güneyinde Isar Nehri kıyısında konumlanmaktadır ve Bavyera’nın başkenti olarak anılmaktadır.
Münih, Almanya'da değilmişsin gibi hissettiren bir şehir. Neden böyle dediğime gelecek olursak, Almanya denince akla gelen Berlin'den çok farklı. Kasvetli değil, cıvıl cıvıl, enerji dolu. Şehir, daha ilk anda size kendisini sevdiriyor.
II. Dünya Savaşı sırasında ağır hasar görmesine rağmen, tarihi binalarının çoğu yeniden inşa edildi. Çok sayıda mimari ve kültürel esere sahip Münih, turistler için oldukça cazip bir yer ve ziyaretçilerine birçok göz alıcı seçenek sunuyor.
Takvimler 11 Mayıs'ı gösteriyor ve Münih'e adımımı atıyorum. Çok uzun zamandır gelmek istiyordum ama bir türlü fırsat bulamamıştım. Münih, çok güzel bir enerji ile karşılıyor beni. Yüzümde gülümsememe neden olan bir samimiyet var. Münih'te sadece 2 gün kalacağım ve 48 saati dolu dolu yaşamak istiyorum. Yola çıkmadan önce çalışkan bir öğrenci gibi dersime çalışıp geldim. Nereleri gezeceğimi güzelce planladım. Geriye sadece Münih'i keşfetmek kalıyor...
Çok kısa ulaşım hakkında bilgi vermek gerekirse, İstanbul'dan Münih uçuşu 2.30 saat sürüyor. Çok gelişmiş ve kullanışlı bir havalimanı var. Şehir merkezine gitmek için birçok alternatif var. Tren, otobüs, taksi..
Ben tren ile çok rahat bir şekilde gittim. S-Bahn tren hattı ile havalimanından şehir merkezine yaklaşık 45 dakikada varıyorsunuz.
Çantamı bırakıp kendimi hemen dışarı atıyorum. Hava Almanya'ya göre muhteşem, fazlasıyla sıcak, yaklaşık 30 derece.
Gezilecek yerler listemi kontrol edip, Münih'i keşfe çıkıyorum.
İlk gün gezeceğim yerler;
Marienplatz
English Garden (İngiliz Bahçesi)
Frauenkirche
Nymphenburg Palace
Munich Residenz
Allianz Arena
Haus der Kunst
Alte Pinakothek
Münih Olimpiyat Parkı (Olympiapark)
İkinci gün gezi planım ise şu şekilde;
Deutsches Museum
BMW Museum
Cuvillies Tiyatrosu
Aziz Michael Kilisesi (Michaelkirche)
Aziz Petrus Kilisesi (Peterskirche)
Karlsplatz
Odeonsplatz
Bavarian State Opera
KISACA MÜNİH
- Programınızı güzelce yaptığınız taktirde 2 günde şehri kolaylıkla gezebilirsiniz. Ama ben rahat rahat tadını çıkarak gezmek istiyorum derseniz 3-4 gün de oldukça yeterli olacaktır. Şehir merkezi bittikten sonra Münih dışına çıkabilirsiniz. Soykırım kampları ilginizi çekmiyorsa eğer Rothenburg veya Romantik Yol Turu tercih edilebilecek güzel yerler. Benim tercihim ise 2 saat uzaklıktaki Avusturya'ya bağlı Salzburg oldu. Salzburg'u ayrı bir yazıda detaylı olarak paylaşmak istiyorum.
- Yılbaşına doğru giderseniz eğer Noel Parkı'nı görebilirsiniz. Hem görsel olarak hem de gezmesi çok keyifli oluyor.
- Bolca müze gezecekseniz Munich City Pass almanızı öneririm. Bu kartla müzeleri ücretsiz bir şekilde gezebiliyorsunuz, üstelik havalimanı dahil olmak üzere ulaşımı da ücretsiz olarak kullanabiliyorsunuz.
- Münih'te gezilmeye değer çok sayıda güzel parklar var. Vaktiniz varsa hepsini görmekte fayda var. Mesela; Hofgarten, Botanical Garden Munich Nymphenburg, Westpark, Eisbach (İsar Nehri), Kleinhesseloher See, Flaucher, Sea Life Munich
YAPMADAN DÖNMEYİN
- Marienplatz meydanında Rathaus'daki Glockenspiel saatinin şovu izlemeden
- İngiliz bahçesinde uzun uzun keyif yapmadan
- Kendinize ve sevdiklerinize magnet almadan
- Otomobile merakınız varsa BMW Müzesi'ni görmeden
- UEFA'nın 5 yıldızlı stadyumlarından Allianz Arena'nın atmosferini solumadan
- Döner yemeden! Ciddiyim, gülmeyin. Bizdeki dönerden çok daha lezzetli ve doyurucu
- Viktualienmarkt'ı gezip alışveriş yapmadan