Küçük bir virüsün tüm dünyayı nasıl kaosa sürüklediğini acı bir tecrübeyle yaşıyoruz ve uzun bir süre daha yaşayacağız gibi görünüyor. 2020, davetsiz, istenmeyen bir misafir gibi geldi. Gitmek de bilmiyor, bitmek de. Yılın son günündeyiz. 2020, gider ayak kötü bir sürpriz yapmaz diye ümit ediyorum. Ağız tadıyla kendisini uğurlayıp, büyük bir umutla 2021'e hoş geldin demek istiyoruz.
Hepimiz, ileride çocuklarımıza anlatacak ne kötü hikayeler, anılar biriktirdik.
Hayatlarımızın bir anda nasıl değişebileceği gerçeğini çok acı bir şekilde gösterdi 2020. Yok artık, bu da olmaz diyebileceğimiz birçok şeyi bu yıl içerisinde yaşamak zorunda kaldı insanoğlu.
Sağlık ve özgürlük yoksa her şey boş ve anlamsız. Özgürlüğün önemini minik(!) bir virüs sayesinde öğrenebileceğim aklımın ucundan bile geçmezdi. İnsanoğlu, resmen bir film sahnesi içindeymiş gibi yaşadı bu yılı.
Birçoğumuz hayatlarımızın rutin sıkıcılığından dert yanıyorduk. Şimdi ise o rutinleri deli gibi arar olduk. Meğer rutin diye küçümsediğimiz her şey ne kadar değerli ve anlamlıymış.
2020'de hepimizin ortak öğrendiği ilk şey sanırım, rahatça dışarı çıkabilmenin, insanlarla yan yana gelebilmenin nasıl bir lüks olduğunu görmek oldu.
Her şeye muktedir olduğunu sanan zavallı insanoğlunun, hayatının aslında pamuk ipliğine bağlı olduğu gerçeğini yüzümüze tokat gibi vurdu corona virüs.
Ne kadar üzülsek de, hayal kırıklığına uğrasak da yaşamanın ne kadar değerli olduğunu anladık.
Sarılmak, meğer ne büyük lüksmüş. Salgın sürecinde en iyi bunu öğrendim sanırım. Aylar oldu ailemden kimseye sarılamadım. Koca adam olmama rağmen annemin dizinde uzanmayı, babamın omuzlarına asılıp şakalaşmayı, yeğenlerimle boğuşarak oynamayı özledim.
İnsanın sevdiklerine sarılamaması çok kötü bir duyguymuş. Ne sarılmak, ne tokalaşmak ne de öpmek! Herkesin, özellikle de anne ve babalarımızın iyiliği için bunları yapamıyoruz.
Keşke başımıza büyük belalar gelmeden önce bunları fark edebilsek ve anın tadını çıkarabilsek. Keşke, hiç 'keşke' demesek...
Kulağa çok basit gelebilir belki ama kulaklığımı takıp, güzel bir müzik eşliğinde, elimi kolumu sallayarak yürümeyi çok özledim.
2020'nin bize öğrettikleri
- Ailemizin bizler için ne kadar değerli olduğunu
- Hayatta her şeyin pamuk ipliğine bağlı olduğunu
- Hayatın, her bir anının bir mucize olduğunu
- Sevdiklerimizi ne kadar çok ihmal ettiğimizi
- Sağlığın ne büyük zenginlik olduğunu
- Hayatımızda şükretmemiz gereken ne kadar çok şey olduğunu
- Aldığımız nefesin ne kadar kıymetli olduğunu
- Korkunun bizi nasıl da yalnız bıraktığını
- Karantinanın ne demek olduğunu
- Planlar yapmanın anlamsızlığını
- Özgürce gezip dolaşmanın büyük bir nimet olduğunu
- Sabretmenin bir erdem olduğunu
- Yapılacakların üşenmeyip ertelenmemesini
- Yalnızlığın paylaşılan bir şey olmadığını
- Hayatımızdaki kişilerin önem sırasını değiştirmenin vakti geldiğini
- El yıkamanın ne kadar önemli olduğunu
Hoşçakal 2020
Bi sal bizi lütfen.
2020 nihayet bitti! Güle güle 2020, seni hiç özlemeyeceğiz...
2021 temennim
Savaşların olmadığı, çocukların ölmediği, hastalıkların can almadığı, susuzluğun olmadığı, kadınların katledilmediği, eşcinsellerin dışlanmadığı, hayvanların işkence görmediği, doğanın kıymetini anladığımız bir 2021 olması dileğiyle...