Size geçen hafta yaşanan bir insanlık dramından bahsedeceğim. İstanbul Bahçeşehir’de bir işletme sahibinin, kedi yavrularını kürekle canice katletmesi, tüm hayvanseverler gibi benim de kalbimi dağladı. Bunu yapan kişinin potansiyel şiddet eğilimi, bugün o yavruları, yarın ailesini ve başka gün toplumu hedef alacak. Hayatıma anlam katan, dünya tatlısı kedim Tarçın ve MYK Gastro Arena kapısında yolumu gözleyen baba yadigarı Duman hayatımın anlamıdır. Babam vefat ettiğinde gözyaşlarına şahit olduğum köpeğimiz Duman, hepimiz için sadakat dersidir.
Evde hastalandığında günlerce üzüldüğümüz, ne yapacağımızı bilemediğimiz kedimiz Tarçın ise kalbimin diğer yarısıdır. Şiddetin her türlüsüne, gerek yazarak gerekse sosyal medya hesabımdan tepkimi göstermeye devam edeceğim. Böyle insanların kararmış kalpleri, işletmelerinin de kültürüne yansıyor eminim. Çünkü yemeği de yaşamı da ve işletmeyi de değerli yapan KALP güzelliğidir. Gerisi boş!
Bahçeşehirlilere ve Deniz Akkaya’ya bravo!
Hayvanseverlerin yanında duran, bu katliama “Dur!” çağrısı yapan ve pek çok işletmeyi bu konuda duyarlı olmaya davet eden Deniz Akkaya’yı ve tüm Bahçeşehir halkını sevgili Ayla Cihan nezdinde kutluyorum.
Hayvan dostu markaları daha çok kucaklayalım
Bir şef olarak başından beri hayvan dostu markaları çok yakından takip ediyorum ve özellikle soğuk kış günlerinde, yazın sıcağında su ve mamayla onların yanında duran her markaya bağlılığım artıyor. Kızımdan biliyorum ki Gratis bu konudaki öncü markalardan. Gratis, sokak hayvanlarını özgürce içeri girmeleri için buyur ediyor, kapısının önüne koyduğu su ve mamayla onları beslediği için yüreklerimizi ısıttı. Migros’un dostluk maması projesi, HAYTAP ile yaptığı projelerle herkesi sokak hayvanlarına destek için teşvik etmesi de çok değerli. Böyle markaların artmasını diliyorum. Hepsini gönülden destekliyorum.
Artan yemekleri paylaşalım!
Bir diğer konu ise restoranlardaki artan yemekler… Bakın asla atık demiyorum. ‘Artan yemek’ demek, paylaşılabilecek kalitede yemek demektir. Restoranlarımız hali hazırda kapalı ve pandemi süreci aslında bir yandan ‘Sıfır Atık’ projelerinin ne kadar değerli olduğunu bir kez daha anlamamıza neden oluyor. Artık restoranlar açıldığında israf konusunda daha dikkatli olacağımız gibi tabağımızdaki artan yemeklerin üzerine kürdan peçete gibi şeyleri atmadan sokak hayvanları ile paylaşılmasını sağlayabilir, duyarlı bir birey olarak, artan yemeklerin ne yapıldığını sorabiliriz. Geçtiğimiz günlerde ‘Gel-Al’ servisiyle hizmete açtığımız MYK Cafe Restoran’da artan yemekleri çok önemsiyoruz. Artan yemeklerimizi bölgemizdeki hayvanlarla paylaşmayı ihmal etmiyoruz.
Başından beri MYK Gastro Arena’da yaptığımız eğitimlerde, geleceğin şeflerini yetiştirirken artan yemek yönetimi konusunda özel dersler veriyoruz ve geleceğin sektör temsilcilerinde farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Geleceğe bırakacağımız iz; el verdiğimiz ve yetiştirdiğimiz şeflerin; hayata, sofraya, insanlığa ve hayvan dostlarımıza duyarlılığıdır.
Bilinçli müşteri sektörü değiştirir!
Hayatın her alnında samimi, nazik ve katılımcı yaklaşım çok değerli. Tabii ki restoranlarda artan yemeklerin hayvan dostlarına, barınaklara verilmesi ve her türlü faydalı paylaşım çok önemli. Tüm bunları yaparken empati kurmak, nezaketi elden bırakmamak ve geleceği değiştirmenin düşünceleri değiştirmekte gizli olduğunun farkına varmak gerek. Bilinçli ve bilgili müşteri sektörü değiştirecek, yenileyecek ve farkındalığı artıracak, eminim.
Hangi gazeteci ne sipariş eder?
Geçtiğimiz hafta yaptığım tahminlere bu hafta da devam ediyorum.
Uğur Dündar: Enginar ve deniz levreği
Fatih Altaylı: Dana carpaccio ve deniz mahsullü makarna
Mesut Yar: Köfte, piyaz (Kendisini yakından tanırım, köftesiz yapamaz)