Yeni yılın ilk gününde, gastronomide yenilikler yapmış, markalar yaratmış şahane bir iş insanının başarılarının altını çizmek istedim. Çoğunuzun yakından tanıdığı, BigChefs’in kurucusu, girişimci ve gastronomi duayeni Gamze Cizreli’yle sohbet ettik.
Gastronominin dünü ve yarını hakkındaki görüşlerini merak ediyorum?
Michelin Rehberi’nin ülkemize gelişiyle beraber ne mutlu ki gastrodiplomasi algısı oluştu. Bu sayede konu, bakanlık ve devlet seviyesinde konuşulur hale geldi. Gastronominin turizme olan büyük katkısı nihayetinde anlaşıldı. Yeme-içme amacıyla seyahat edenlerin dünyada da artmasıyla konu daha da gündem oldu. Biz ülkece bu gerçeğe biraz geç adapte olduk ama geç, hiçten iyidir. Bu farkındalıkla önemli şeflerimizin isimlerini, Türkiye’de ve dünyada çok daha fazla duyacağız. Geçmişten günümüze yükselen bir ivme var. Türk markalarını da yurt dışında daha çok varlık göstermeye cesaretlenecektir.
GASTRONOMİYE İLGİ DUYAN GENÇLERE EĞİTİM VERİYORUZ
Kalifiye çalışan bulmak hayli sıkıntılı; bu konuyu nasıl değerlendiriyorsun?
Pandemiyle birlikte sektörde yetişmiş, eğitimli eleman kaybı çok fazla oldu. Başka sektörlere kayan çok çalışanımız var. Bu gerçeği görmekle beraber hem sektöre hem de kendi işletmelerimize kalıcı katkı sağlama fikriyle kendi içimizde bir akademi oluşturduk. Gastronomiye ilgi duyan lise mezunu gençlere, İstanbul merkez ofisimizde eğitim vererek kendimize yeni çalışma arkadaşları ekliyoruz. Kendi içimizde BigTalent programımız da mevcut. Bu program dahilinde hem çalışan hem yönetim kadrosunda yer alan personelimiz için gelişim odaklı ve 365 derece bütünsel bir program yapımız var. Kişisel gelişimden mesleki yeterliliğe kadar çalışanlarımızın gelişimine katkı sağlamaya çalışıyoruz. Bu da aslında kurumsal bir aidiyet yaratıyor ve ailemizin büyüyerek genişlemesine katkı sağlıyor.
Gastronomide yol alacak kadın girişimciler için önerileriniz neler?
Sektörde kadın çalışan oranı ne yazık ki düşük. Uzun çalışma saatleri, izinler, toplumsal önyargılar ve cinsiyet rolleri gibi engeller var. Eğer bu alanda bir tutkuları varsa kulaklarını tüm bu söylemlere tıkamalılar. Hayallerinin peşinden gitmeliler. Benim başladığım döneme kıyasla kadın girişimcilere yönelik pozitif krediler daha ulaşılabilir oldu. Pek çok banka, kadın girişimciliğine önem veriyor. Bu kuruluşlardan maddi destek alabilirler. Dernek ve vakıfların eğitimlerini mutlaka takip etmelerini öneriyorum. Gündemi takip edip ve trend’leri kendi tarzlarıyla harmanlayarak ilerlerlerse başarı mutlaka gelecektir.
BİR KERE KAYBEDERSEN KAYBETMEKTEN KORKMAZSIN
Steve Jobs’un Stanford konuşmasında dediği gibi, iş insanları için kaybetmek, yeni iş fikirleri yaratacak kadar özgürleştirir mu?
Özgürleştirir. Öyle görünmese de kaybetmek büyük özgürlüktür. Başa çıkabilme kabiliyeti, yeniden ayağa kalkabilme gücü ve işler yolunda gitmediğinde sapacağın B planını veriyor sana. Kaybettiğinde yeniden bulmakla ilgili büyük bir içsel arayışa giriyorsun. O da seni yeni bir yol, yeni bir pencere açmakla ilgili daha fazla motive ediyor. Bir kere kaybedersen kaybetmekten korkmazsın. Bu da seni çok daha cesur bir noktaya taşıyor.
Yeme-içme sektörünün tam yüreğinde biri olarak ‘Esnaf’ belgeselim hakkında yorumlarınızı almak isterim.
Esnaf lokantaları, geleneklerimizi ve göreneklerimizi günümüze taşıyan büyük değerlerdir. Belgesel, bu değerlerimizin altında yatan detayların izleyiciye aktarılması açısından çok kıymetli. Mekanın sahipleriyle yaptığın sohbetler de hayli samimi ve hatta zaman zaman umut verici. Bu kadim bilgilerle ve bölüm sonu pişirilen yemeklerle belgeseli seve seve takip ettim.