1949 yılında Çeşme, İzmir’de doğdu. Altay kulübünde 1965’te profesyonel olup 18 yıl futbolculuk yaptı. Süper Lig’in gelmiş geçmiş en iyi sol ayaklı futbolcularından birisiydi. Altay’da frikikten ve özellikle kornerden attığı gollerle büyük ün yaptı. İlk kupasını 1967’de gördü. İstanbul kulüplerinin transfer tekliflerini İzmir’den ayrılmamak için daima geri çevirse de daha sonra fikir değiştirdi ve Temmuz 1983’te Galatasaray’a transfer oldu. 1977’de Türkiye milli futbol takımı forması giymeye başladı.
Aktif futbolun ardından kariyerine teknik direktör olarak devam etti. Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray’da şampiyonluk yaşayan tek teknik direktör olarak tarihe geçti. “Büyük Mustafa” efsanesi tam 38 yıl sonra doğduğu kulübe geri döndü. Altay Başkanı Özgür Ekmekçioğlu, yıllar sonra ona teknik direktörlük konusunda çağrıda bulunup, “Futbol yaşamında yazdığı müthiş öyküyü, teknik direktörlükle taçlandırması için çağrı yapıyoruz. Altaylı Büyük Mustafa’nın bu çağrımıza olumlu yanıt vermesini, takımımızı hak ettiği başarılara taşımasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Mustafa Denizli, İzmir ekibinden kendisine gelen çağrıya kayıtsız kalmadı. Kendisine verilecek ücretin, Mehmetçik Vakfı ile Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı’na bağışlanması şartıyla teklifi kabul etti. Tek amacının Altay’ı Süper Lig’e taşımak olduğunu söyleyen deneyimli teknik adamla, kariyerini ve Altay’a dair hayallerini konuştuk.
İZMİR’DEN HİÇBİR ZAMAN KOPAMADIM
Yıllar sonra yeniden Altay’da olmak size neler hissettiriyor?
Başkası için belki enteresan bir duygu ama benim için değil. Çünkü ben İzmir’den hiçbir zaman kopmadım, kopamadım. Hayatımın 15 yılı anne-baba evinde, 18 yılı bu camiada, bu şehirde geçti. Ailemin tüm fertleri hala burada. Bu nedenle “kopmak” diye bir şey söz konusu değil. İzmir’den ayrı uzun bir süre geçti. Bu benim için bir görevdi. Futboldaki hedeflerime ulaşmak için bu şehrin dışında olmam gerekiyordu.
Ama burayı içimden atmak, büyük başarılarda bu kulüpten, şehirden bahsetmemek mümkün değildi. Ben fiziken İzmir’de değildim ama ruhen buradaydım. Hangi kulüpte olursam olayım, yanımda çalışanlar Altay’ın maçı olduğunda bana mutlaka haber verirlerdi. Ben gittikten sonra bana ilk kez takımdan bir çağrı yapıldı. Hemen kabul ettim. Bunun benim için bir maddi karşılığı yok.
SORUMLULUĞUM ÇOK FAZLA
Altay’ın teknik direktörü olarak hedefiniz nedir?
Hayatım boyunca hedeflerimi büyük koydum. Bunu söylemekten de hiçbir zaman çekinmedim. Hedefler bitmez. Altay’ı Süper Lig’e çıkarmak için ben de, yönetim de, takım da, camia da hazır. Sorumluluğum çok fazla. Bu hedefi gerçekleştirmek benim için diğer tüm hedeflerimin üstünde. Altay’ı Süper Lig’e taşımak, yaşadığım şampiyonlukların, Avrupa’daki, Türkiye’deki başarılarımın üzerinde bir hedef benim için.
BİR DAHA AYRILMAM
Altay’daki hedefinize ulaştıktan sonra başka bir takımı çalıştırmak gibi bir düşünceniz olur mu?
Şu anda asla öyle bir düşüncem yok. Altay’da hedefimize ulaştığımız zaman belki unvanım değişir. Bundan sonra İzmir’den ayrılmayı hiç düşünmüyorum.
ÖNÜMÜZDE 17 GÜNLÜK KRİTİK BİR SÜREÇ VAR
Sizce İzmir futbolda hak ettiği yerde mi?
Ben futbola başladığım zaman İzmir futbolda hak ettiği yerdeydi. 5 takım bugünkü adıyla Süper Lig’de mücadele ediyordu. Altay’dan ayrıldığım dönemde, Süper Lig’deki tek takımdık. Diğerleri çok başarılı olmalarına rağmen küme düştüler. Bu şehir, futbola gerekli ilgiyi taraftar olarak gösterdi ama kulüplerin ayakta kalabilmesi için gerekli yardımı yapamadı.
Halbuki Türkiye’nin en büyük statlarından biri burada. Şu anda Göztepe kenti başarılı bir şekilde temsil ediyor. Ama tek takım yetmez. Bir alt kulvarda Altınordu ve biz varız. İnşallah biz Süper Lig’e çıkınca arkamızdan diğer İzmir takımları da gelir. Önümüzde 17 günlük kritik bir süreç var. Biz kendimize güveniyoruz. Kendine güvenince, inanınca başarmamak imkansız.
ÇOK BÜYÜK SEVGİYLE KARŞILANDIM
Taraftardan nasıl tepkiler aldınız?
Sosyal medyada yokum ama kızlarımın hesaplarından, yakınlarımın hesaplarından yapılan yorumlara bakabiliyorum. Çok güzel şeyler var. Ağabeyleri, babaları beni stadyumda izlemiş insanlar sevinçlerini dile getiriyor. Anılarında ben varım. Bu vesileyle hepsine çok teşekkür ediyorum. Büyük bir sevgiyle karşılandım.
ÜCRETİM VAKIFLARA YATIRILDI
Altay’ın yöneticilerinden gelen çağrıyı, size verilecek ücretin Mehmetçik Vakfı ile Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı’na bağışlanması şartıyla kabul ettiniz. Şartınız yerine getirildi mi?
Ben takımın kaptanı, en önemli silahı olduğum günlerde de kulüple herhangi bir maddi sorunum olmadı. Benim kulüpten maddi bir beklentim olması söz konusu değil. Zaten bu yıl için önümüzde kısa bir süreç var. Kulüpten, bana düşündükleri ücreti bu memleket için can veren, bizlerin huzurla yaşaması için uzuvlarını kaybeden insanlara vermesini istedim.
Mehmetçik Vakfı ile Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı’na bu ücret yatırıldı. Her iki vakfın da başkanları arayıp teşekkürlerini bildirdi. İnşallah bu insanlara bir nebze de olsa katkımız olmuştur. Onun dışında Altay’dan herhangi bir maddi gelir elde etmem söz konusu değil.
KIZLARIM BENİM ÇİÇEKLERİM
Mustafa Denizli nasıl bir baba?
Bu meslekte çocuklarımla çok fazla vakit geçirme şansım olmadı. Kızlarım benim çiçeklerim. Onların bebeklik zamanlarını, çocukluklarını yaşayamadığım için her fırsatta bunu telafi etmeye çalışıyorum.