Eskiden, çok değil birkaç yıl öncesine kadar yüzde 5 reyting civarında gezen dizilerin ömrü iki haftayı bulmazdı. Yani başarısız kabul edilir ve hepsi yayından kalkardı...
Şimdi aynı yüzde 5 reyting ortalamasını bulan diziler nimet kabul ediliyor. Açıkçası rekabet toplam izleyici sayısını düşürdü ama çeşit bolluğu getirdi...
Bugünlerde yüzde 10 reytingi bulan diziler “olağanüstü” kabul ediliyor. Dolayısıyla hepsi baş tacı oluyor. Peki, 10 reytingi bulabilen kaç dizi var?
Üçtü dört oldu. Bir “Diriliş Ertuğrul” (TRT 1), iki “Söz” (Star TV), üç “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz” (atv), dört “Ufak Tefek Cinayetler” (Star TV)...
O çıtaya en yakın duranların da sayısı az. Bir “Vatanım Sensin”, iki “Arka Sokaklar” (Kanal D), üç “Çukur” (Show TV), dört “İstanbullu Gelin” (Star TV), beş “Payitaht Abdülhamid” (TRT 1)...
Ve asıl dikkat çeken her iki listede de bu sezon yayına giren sadece iki yapımın (Çukur ve Ufak Tefek Cinayetler) bulunması. Geri kalanları da dedim ya işte; nimet kabul ediliyor!
Sezonun en azimli dizisi
Azmetti ve başardı. “Siyah Beyaz Aşk” sezonun işine en istikrarla asılan dizisi oldu. Kanal D ekranında hakikaten cehennemi andıran pazartesi akşamında kendine artık kolayca sarsılmayacak yer edindi...
Her hafta reytinglerine 1 puan ekleyen bu işi görmezden gelmek mümkün mü? İçerik için elinden geleni ardına koymayan TV yöneticilerini ve yapımcılarını da öyle...
Hayatta kalan her iş tebessüm eden binlerce yüz demek. Hep destek, tam destek!
ÜÇ DİZİ GİDİCİ ALTISI DA YOLDA
Üç dizi için final kararı alınmış. İkisi FOX kanalından. Biri günlük dizi “Komşular”, diğeri ise haftalık yayınlanan “Nerdesin Birader”...
Bir de Kanal D’de yayınlanan “Ver Elini Aşk” isimli dizi potaya girmiş. Kulislerde yayından kalkacağı netleşen 6 diziden daha bahsediliyor. Yazıp da kimsenin hevesini kırmak istemem. Zaten kendileri de gidişatı kestiriyor...
Vallahi dizi işine kârlı yatırım olarak bakan küçük yapımcıların şansı olmadığı gibi umudu da azalıyor. Büyük balık hem küçük balığı yutuyor hem de kendini ısırıyor. Durum budur!
REKABET BU DEĞİL!
RTÜK (Radyo ve Televizyon Üst Kurulu) ile televizyon yöneticileri ortaklaşa bir karar almalı. Program uzunluğu beş dakikadan az olan işler “ilk yüz program” listesine girmemeli...
Nedeni basit. Bir dizi mesela en az iki saat uzunluğunda. Programlarda üç saati bulan kuşak işleri var. Yarışmalar bir saatten az değil. Haberler desen keza...
Ama en az üç ana kanalda bir dakikalık hava durumu, iki dakikalık spor gündemi var. Tematik kanallarda ölçüme giren 20 saniyelik işler var. Yanlış duymadınız, “rakamla” 20, “yazıyla” yirmi saniyelik! Elmalarla armutları aynı çuvala koyup tek bir isimde satamazsınız. Adil olmaz, olmuyor da. Şu dakikalık işlerin ölçümü yüzünden onlarca içerik yayından kaldırılıyor...
Dolgu işlere program dendiği için gerçekten program üreten TV çarkının dişlileri kırılıyor. Böyle rekabet olmaz ya da şöyle söyleyeyim; rekabet bu değil!
VARLIK İÇİNDE YOKLUK!
Yerli dizi “Hayat Ağacı”nın (TRT 1) konakta hem anne babası hem de eşi ve çocuklarıyla yaşayan fedakar ve cefakar Murat karakteri, bu kez “Kızlarım İçin” (Kanal D) dizisinde aynı konakta ailesiyle geçim sıkıntısı çeken, kızlarını okutabilmek ve yoksulluktan artık bunalmış eşini memnun edebilmek için iki işte birden çalışan çileli bir aile babası Yaşar olarak karşımıza çıktı...
Dizilerdeki konaklarda işin ortasını bir türlü bulamadık. Ya çok zengin aileler yaşıyor ya da çok fukara...
O değil de “konağı satayım da bir apartman dairesine geçeyim” diyen yok. Ya da “vereyim kentsel dönüşüme 10 daire alıp acılarımı dindireyim” diyen de. Gariplerim varlık içinde yokluk çekiyor. Yazık!
30 Kasım 2017, Perşembe 05:00
Haberin Devamı