Giriş
Televizyonun yaraladığını televizyon tedavi etmeli değil mi? Yoksa bir şarkı yarışmasına katıldığı için kıskançlık cinayetine kurban gitmesine ramak kalan Mutlu Kaya’yı pek de çabuk unuturduk...
Mutlu’nun mutlu haberini atv’de yayınlanan “Zahide ile Yetiş Hayata” programı verdi. Hastanedeki genç kızı yayına alarak ilk “anne” kelimesini ağzından aldı. Elbette tarifsiz bir sevince boğulduk.
[[HAFTAYA]]
Mutlu, hayata dönüyordu...
Ama bir yandan da meseleyi kurgusal hale getirmek var. Yani gerçek hayattan uzaklaştırıp TV mantığı içinde dramatize etmek...
İşte en tehlikelisi de bu. Mutlu’nun hayata attığı her adımı bir reality şov kıvamında izlersek, gerçekler hayatın neresinde duracak? Kadın cinayetleri, töre meselesinin acımasız eli, şiddet, kıskançlık, cehalet vs. filanı nasıl tüm gerçekliğiyle tartışmaya başlayacağız?
Kimmiş bakayım o çok bilmiş
Bakın bu ayrıntıyı da yabancı dizi kurdumuz Cüneyt Tek yakalamış; “Paramparça (Star TV) dizisinde ‘Çok Şey Bilen Kız’ adında gizemli bir twitter hesabı sahibi, sanal ortamda Cansu, yakın arkadaşı Şeyda ve ailesi hakkında birçok doğru bilgiyi alaycı bir dille ve de Cansu’yu aşağılayarak takipçilerine aktarmaya başladı...
Bu elit okuldaki bütün öğrenciler, Çok Şey Bilen Kız’ın kim olduğu konusunda bir hayli meraklandı. Bu yüzden Cansu, bu gizemli kızın Hazal olabileceğini düşünmeye başladı...
Acaba kimdi? Switched At Birth adlı yabancı diziden ilham alınan dizi bir anda Blake Lively ve Kelly Rutherford’lu Dedikoducu Kız (Gossip Girl) ekseninde bir yan hikayeye sahip oldu...
Gossip Girl’de Blake Lively (Serena Van Der Woodsen), ‘Çok Şey Bilen Kız’ gibi ailesi ve arkadaşları hakkında dedikodu yayıyordu ama kim olduğu bilinmiyordu. Yakaladım
En azından şimdilik mutluluk olamaz!
Biz her ne kadar, “iyi iş çıkardı” desek de önceki gün yayına giren Adı Mutluluk (FOX) isimli dizinin tekrarını izleyen bir okurumuzun ciddi itirazı var...
Rüçhan Hanım diyor ki; “Kumsal güzel ve alımlı bir esas kız. Babasının istediği hayatı değil de kendi istediğini yaşamak için uğraşıyor. Ne güzel. Ama bir yandan da hiç tanımadığı, sadece bir gece alemlere aktığı bir gençle İstanbul’a kaçıyor.
Gerçek hayat dizilerdeki gibi yoğun romantizm kokmuyor ki. Gerçek hayat şiddet, taciz, tecavüz ve ölüm kokuyor. Tüm bunlar hem yakınlarından hem de hiç tanımadıklarından geliyor.
Evden kaçıp macerayı atılmayı sevimli göstermenin hemcinslerim için mutlu bir tarafı yok. Dolayısıyla bu izlediğimizin ‘Adı Mutluluk’ filan değil. En azından dünyada ve memlekette asayiş meselesi mutlu sona ermeden değil”...
Kendi adıma Rüçhan Hanım’a, “Hanımefendi bu bir dizi, çok da ciddiye almışsınız” diyemeyeceğim. Çünkü kendi gazetemin de üçüncü sayfası var
HEY SEN FANATİK!
Sakin olun şampiyonlar. Biz TV izler ve yorumumuzu yaparız. Kimi zaman tarafımızı da belli ederiz. Ama amigoca değil...
Survivor All Star (TV8) tribünleri kızıştı. Saçma sapan fan mailleri geliyor. Kimi ağır hakaret kimi de fazla tarafgirlik içeriyor. Sonuçta bu bir oyun. Oyunun kuralları da, izleyicileri de, sevinenleri de, sevenleri de var. Birbirimizin tadını kaçırmayalım...
Çünkü sonuçta kazanan ne izleyen ne de eleştiren. Hadi iyi günler
Hay sizin o DNA’nıza...
Nasıl olsa gelecek sezona doğru yola çıktı. Arkasından konuşalım. Güllerin Savaşı’nda (Kanal D) Gülfem, evin hizmetçisi Halide’nin gerçek annesi olmadığını kanıtlamak için kadının saçını taradığı tarağı almıştı ama tarak aslında evin eski hizmetçisi Münevver’e aitti...
Gülfem, bu yılın dizilerine damga vuran o meşhur DNA testi sonucunda, Halide’nin annesi olmadığını öğrenince ilk elden mutlu olmuştu.
Ancak Gülru, gerçeği ortaya çıkardı; tarak yanlıştı ve yeni bir DNA testi gerekiyordu. Hop; Gülfem ve evin kahyası gerçek ana-kız çıktı...
Paramparça (Star TV) dizisinde ise Alper, Dilara’nın öz kardeşi yani ablası olduğunu kanıtlamak için köşke gizlice girip ablasının diş fırçasını aldı. Yine bir DNA testi yapıldı ama sonuç hüsrandı. Çünkü Alper, yanlışlıkla Cihan’ın diş fırçasını almıştı...
Aha bakın buraya yazıyorum; Alper yeniden DNA testi için Dilara’nın saç tarağını ya da tükürük örneğini almaya çalışacak. Bu dizi de CSI Tarabya moduna girdi ya; geçmişler olsun...
