Mesut YarBazı işler cesaret ister!

HABERİ PAYLAŞ

Bazı işler cesaret ister!

Haberin Devamı

Mesela toplumsal gerilimlerin tırmandığı zamanlarda açık oturum tarzı programlar yapmak ekstra bir cesaret ister... Hele ki karşıt görüşlerin lafları birbiri üzerine binmeden hatta mümkünse kavga filan çıkmadan program bitirebilmek ise işin doktora tezini vermektir... Bu anlamda sürekli risk altındaki Didem Arslan Yılmaz (HaberTürk), Ahmet Hakan ve Şirin Payzın’a (CNN Türk) kendi adıma ekstra kuvvet diliyorum... Bizim ekranlarda itidalli yönetmekle itidalli bir program çıkarmak arasında derin bir uçurum vardır... Hele ki kimileri bağırmayı rakibini dövmek, şiddeti kendisiyle aynı düşünmeyeni nakavt etmek olarak görüyorsa...

[[HAFTAYA]]

Radyo Kralı mı olacak?

Okan Bayülgen radyo işini sevdi. Radyolara olan ilgiyi arttırmak için o alandaki programlarına geri dönen Okan iki hafta içinde üç radyo satın alarak bir yandan da “Radyo Kralı” olarak anılmayı kafaya koydu sanırım... Okan’ın radyolara dikkat çekmesi, sanırım radyoların reklam pastasından daha manalı dilim kapmasını sağlayacaktır. Ve o dilim bir süre sonra radyoların halk nezdindeki etkisini çok daha muazzam hale getirecektir... Bu arada bir süre önce HaberTürk ile görüşme halinde olan şovmenin potansiyel bir “Show TV gibi ana akım bir kanalın içinde olması” teklifine ne diyeceğini de merak ediyorum. Çünkü sanırım o teklif yola çıkmak üzere...

O kadar silah sakil durdu!

Sok ağabey o silahı cebine. Nedir yani, mevcut durumuyla yeterince akıcı olan bir dizinin her karakterinin cebinden bir silah çıkarmak meselesi de neymiş... “Merhamet” (Kanal D) dizisinin fragmanını bir de peşinden aslını izleyince; ilk elden “Aha bunların da içine Abdülhey kaçmış” diyesim geldi... Fırat, Babür, Recep filan derken herkes önceki akşam Clint Eastwood misali Kirli Harry olup çıkmıştı... Tamam, bir miktar silah çok miktarda heyecan getirir ama dedim ya, yolunda akıp giden, hikayesini hiç dolandırmadan anlatan bir dizi için sayabildiğim 25 kadar silahlı adam abartılıdır. Başladığım gibi bitireyim; sok ağabey o silahı cebine. Fırat, sen başta olmak üzere...

Eylem migrene döner mi?

Şiddet meselesini ve acıları ve gaz bombalarını ve saldırıları ve karşılıklı restleşmeleri filan bir kenara koyarsak Gezi Parkı olayları gösterdi ki TV’lerde sokağın sesi olmadan bir şeyler eksik kalıyor... Önceki sabah “Doktorum” (Kanal D) programına telefonla katılan bir izleyici medyanın suskunluğunu eleştirip üzerine “migren ağrılarım arttı” eklemesini yapınca stüdyodaki uzmanlardan biri toplumsal olayların migrenle bağlantısını bir çırpıda anlattı... Ve öğrenmiş olduk ki toplumsal nabız yükseldikçe migren krizleri seriye bağlanabiliyormuş. Belki de kimi siyasilerin ya da şöhretlerin sessizliği o krizlerden kaynaklanıyordur, ne dersin sevgili okur?

Adriana Lima jüri olur mu?


“Survivor”da (Star TV) adadan son ayrılan Dağhan Külegeç oldu. Açıkçası ben final oynar diye bekliyordum ama SMS sonuçları farklı bir skor verdi... Dağhan’ın gidişiyle adada nabız nasıl atacak kestiremiyorum. Ciddi bir izleyici kitlesi kaybı da söz konusu olabilir, tam tersi de... O değil de Dağhan gitmeden önce top model Adriana Lima’yla keyifli bir yemeği de anı defterine yazmış oldu. Ve anladığım kadarıyla Lima artık Acun Ilıcalı’nın kadrolu yıldızlarından biri haline geldi... Acun ünlü modeli önümüzdeki sezon yarışmalarından birine jüri üyesi ya da bizzat yarışmacı yapabilir. “Şaşırmayın” derim ben!

DÖRTLÜ VE KORNA ŞÖLENİ!

Alem FM’de akşam 18.00’den itibaren yayın yapan “Nihat ile Sivrisinek” isimli program otobanlardan otoyollara, caddelerden sokak aralarına kadar şenlik getirdi açıkçası... Nihat Sırdar yurt çapındaki protesto eylemlerini analiz ettiği Sivrisinek’le birlikte hafta başından itibaren ilginç bir protesto eylemi başlattı... Saatler 19.00’u gösterdiğinde arabasıyla seyir halindeki dinleyicilerden dörtlüleri yakıp kornalara asılmasını isteyen Nihat’a ilk gün cılız bir destek geldi... Ama sonraki günlerde, köprü yakınından her akşam gözlemlediğim kadarıyla saat 19.00’dan itibaren yollar bir dörtlü ve korna şölenine ev sahipliği yaptı, yapıyor... Nihat Sırdar, benzin zamlarında da benzer bir protesto yöntemi izlemiş, ciddi bir katılımla meseleyi bir yol hareketine döndürmüştü... Şimdiki durum da farklı değil. Eğer yoldaysanız akşam yedide aniden başlayan korna ve dörtlü geçidine şaşırmayın derim ben!

Esra bu arayı da bulsana...

“Esra Erol’da Evlen Benimle” (atv) alternatif bir TV izlencesi olarak kan kaybetmeden yoluna devam ediyor. Hakkını vermeliyiz ki Esra, biraz da önceliği bir eş bulmak olan vatandaşın röntgenini iyi çekiyor... Ama aynı Esra’nın toplumsal sıkıntılarda ya da sosyal kampanyalarda ciddi girişimleri olduğunu biliyorum... Acaba diyorum izdivaç programlarına şu sıralarda sıklıkla yöneltilen “halkı uyutuyorlar” eleştirilerine yanıt için Esra Erol bir programını protestoculara ayırıp evlilik için değil, toplumsal uzlaşma için arabuluculuk yapamaz mı?.. Hem izler hem de haberdar oluruz. Üstelik gerilmeden ve Esra tavrıyla insanların birbirinden taleplerini dinleyebiliriz. İzdivaç taleplerini ezber ettiğimiz için ciddi de bir değişiklik olur hani...

Sıradaki haber yükleniyor...
holder