Buyur Burdan Bak aslında Bir Demet Tiyatro ile başlayan ekran tiyatrosu sürecinin geldiği son nokta. Üç haftadır Kanal D ekranında yayınlanıyor. Geçtiğimiz sezon bir rüzgar gibi esen Güldür Güldür Show’un (Show TV) yeni versiyonu da diyebiliriz... Ve evet, muadillerine bakınca yeni başlayan bir iş için bir hayli de başarılı. Üstelik ekrana sürülen son iş de olmayacak. Önümüzdeki sezon buna benzer içerikle ekrana çıkacak en az üç iş daha var. Ve çoğu BKM (Beşiktaş Kültür Merkezi) imzalı... Bakın Bir Demet Tiyatro da, ardından farklı bir rüzgar yaratabilen yegane işlerden Çok Güzel Hareketler Bunlar da aynı sahnenin mutfağında yetişti. Ve şimdi o mutfaktan yeni şefler çıkıyor... Eh lezzetli işleri karşılığını bulduğuna göre bu yemek daha çooook sipariş alır, benden söylemesi...
[[HAFTAYA]]
İstikamet ebeveynler...
Güneşin Kızları’nı (Kanal D) izleyince aklıma olur olmaz Cesur ve Güzel isimli dizinin hikayesi geliyor. Orada da iki aile birleşir ve üvey kardeşler romantik olarak birbirine yürürdü... Bu kardeşli, akrabalı ilişkilerden aşk hikayesi çıkarmak bana biraz tuhaf geliyor. Ne bileyim, öyle muhafazakar olmaya da gerek yok. Bu işler bize ters. Dilerim hikaye rayına oturur ve meselenin çok daha ilgi çekici bulduğum ebeveynler hattına doğru ilerler. Şu Haluk’un içinden daha neler çıkabileceğini, Güneş’in nasıl bir anaforun içine daldığını keşfetmesi filan merakımı daha çok cezbediyor; bilmem siz ne dersiniz?
Rüzgar dört koldan...
Özkan Uğur, İdil Fırat, Hare Sürel ve Berk Erçel. Kabul etmek lazım ki oyuna sonradan giren bir takım için hiç de fena isimler değil. Yeni sezonda Poyraz Karayel (Kanal D) dizisinde kafa rolleri bölüşecekler... Ekranın kimi zaman gülümseten tek mafya dizisi olduğunu düşündüğümüzde Poyraz Karayel, rüzgarı iyice sağlamlaştırdı diyebiliriz. Kaldı ki öyleydi zaten... Yine de ekime doğru başlayacak o çılgın dizi rekabeti içinde rüzgarı dört koldan esen bir dizinin hayatta kalma şansı bir parça daha yüksek. Ben meseleye buradan bakıyorum!
İşler tersine döndü!
FOX’ta yayınlanan Zengin Kız Fakir Oğlan isimli diziyi düşündüm de pek bir demode kalmadı mı sanki? İçerik olarak söylemiyorum, isim olarak düşüyorum bu notu... Hani Kiralık Ask, Çilek Kokusu, Ne Münasebet, İnadına Aşk, Güneşin Kızları, İlişki Durumu Karışık gibi yeni yerli dizilerde artık oğlanlar zengin, kızlar da fukara... Bu haliyle Zengin Kız Fakir Oğlan tam anlamıyla azınlıkta kaldı diyebiliriz. Eh yeni komediler ya da gerilimler da artık farklı bir makasla kendine yer bulmuş. Oluyor böyle şeyler...
Rüzgarda sıkıntı var!
Temmuz ayı TV haber raporu Interpress tarafından yollanıp elime geçtiğinde dikkatimi yarışmalar çekti... Geçtiğimiz ay kanalların yayınladığı, yayınlayacağı ve daha önce yayınladığı yarışmalardan 40 tanesinin isminin yazılı basındaki haberlerde geçtiği saptanmış. Star TV’de yayınlanan Çarkıfelek ve sunucusu Mehmet Ali Erbil yine haberin zirvesinde. Günlük yayınlanan bir iş için bu normal ama asıl ilginç olanı TV8’de jürisi ve yeni formatıyla epey bir anonsu yapılan Rising Star Türkiye isimli işin ancak 19’uncu sırada yer alabilmiş olması... İnsan Survivor’un yarattığı kasırgayı düşününce gördüğüm bu rakam ıslık üflemesi gibi kalıyor doğrusu, kimse kusura bakmasın...
Bir vedanın düşündürdükleri!
Günebakan (atv) bitti. Sallanan dizileri daha önce yazmıştım. Tekrar edip daha fazla insanın umudunu kırmaya gerek yok... Sadece dizi yapmak için yapılan birden çok benzerini başka kanallarda da bulabileceğimiz klon dizilere TV sektörü bir dünya para akıttı. Sonrası hüsran... Hayır, böyle giderse kış dizilerinin çoğu da birbirini andırarak yaz dizilerinin kaderi gibi ömrünü rafta tamamlayacak. Tam da sırasıyken hiç hüsran yaşatmamak için birkaç benzer işi seti kurulmadan eleyebilir mi acaba TV yöneticileri?.. Ya da yapımcılar gerçekten farklı hikayeleri hayata geçiremez mi? Sonuçta atomu parçalamıyorlar, çok mu zor yani?