Önceki gece atv’de yayınlanan “Kim Milyoner Olmak İster?” özetsiz başlayınca aldı mı beni bir heyecan. Dedim ki; “Hah şimdi ilgiyi bölmeden bir parkuru izleyeceğiz en azından.” Ne gezer? Yarışmacı takdiminin hemen ardından reklama gitti program. Bu kadar çok izlenince bu kadar çok reklam almakta kaçınılmaz oluyor. Ama yine de şu hoyratça kullanılan reklam kuşaklarının izleyicinin tepkisine neden olduğunu not düşmek gerekir.
[[HAFTAYA]]
Kaldı ki kuşaklar ve süreleri uzadıkça seyirci kaçacak yeni bir liman arıyor; buluyor da. Bu arada yarışmanın bölüm sonuna geldiğini nasıl anlarsınız diye soracağım size! Hadi yanıtı da vereyim. Kenan Işık aniden soru sormayı bırakıp yarışmacıyla sohbeti manasız bir şekilde uzatmaya başlayınca...
Suskunlar susacak gibi değil
“Suskunlar” dizisinde izlediğim Rasim’in intihar sahnesi, bir dönem mafya olarak bilinen kabadayı dünyasının neredeyse unutulmuş raconlarını hatırlatması açısından ilginç. Naim tarafından “Şerefinle öl” diye telkinde bulunulan Rasim, alemde gammazcı olarak anılmamak için kendini temize çıkaracak hamleyi Takoz’un karşısında kafasına sıkarak yapmış oldu. Böyle adamlar vardı ama şimdi hepsi dizi karakteri olarak yaşayabiliyor. Neyse. Hikaye uyarlandığı “Sleepers” isimli filmin çok dışına çıktı. Bu bir anlamda dizinin başka sokaklarda dolaşarak uzayacağının müjdesi. Ama uzarken dikkatli davranmak da önemli. Mesela arşiv dosyalarındaki vesikalık fotoğraflar 20 yıl geçti diye kendiliğinden yaşlanmaz. Fotoğraf çekildiği anı resmeder, yarını değil!
BİR TUTARSA VAR YA...
Her kanal kendi dizi yapım şirketini kurmaya başladı. Bu işin öncüsü Kanal D oldu. Onu Star ve Fox TV’nin takip ettiğini biliyorum. Sektör büyüdükçe maliyetleri düşürmek için iç yapılanmaların televizyonlar için önemi büyük. Ama tutacak işler yapmanız kaydıyla. Malum birçok “iç yapım” programın yüzüne bile bakan yok bazı kanallarda. Para harcandığıyla kalıyor, kadrolar şişip şişip boşalıyor o kadar. Neyse Star TV işi garantiye almak istiyor olmalı ki dünyanın en iddialı yapım şirketlerinin peşinde olduğu dizileri bulup, uyarlayarak çekme seçeneğini tercih etmiş. Bir anlamda boşa kürek sallamamak için. Çok yakında ekrana gelecek olan “Çıplak Gerçek” de bu politikanın ilk örneği olacak. Vallahi tutarsa sektördeki yapımcıların hali duman, o kadarını söyleyeyim. Çünkü kanallar kendileri pişirip kendileri yiyecek. Şişkin hesaplar ödemeden hem de!
EĞLENEREK DİL ÖĞRENİLİR Mİ?
Fox TV’nin en eğlenceli işlerinden biri “Ninja Savaşçılar” bana göre. İşi bu kadar eğlenceli kılan Japon ağabeylerin acayip parkurlarda yarışması filan değil. Bizzat Hayri Hiçler ve Hop Dedik Ayhan bu basit yarışmayı derbi havasında anlattıkları için seviyorum işi. Duyduğum kadarıyla 50 yeni bölüm daha yayınlanacakmış ve Hayri Hiçler “Bunların anlatımı bitene kadar Japonca’yı sökerim” diyor. Sanırım biz de izlerken aynı şansı yakalamış olacağız. Eğlenerek dil öğrenme diye buna derler sanırım!
VERGİ REKORTMENİ DERKEN
Vergi rekortmenleri açıklandı önceki gün. Aralarında ağırlıklı olarak TV dünyasının isimleri var. Vergilendirilmiş kazancın kutsal olduğunu düşünen her kim varsa ne mutlu ona. Ancak rekortmenler her sene yaklaşık aynı isimler olunca TV dünyasında büyük paraların döndüğünü düşünüyor sıradan vatandaş. Bir nevi öyle ama maalesef bireysel olarak değil, kurumsal olarak. Vergi rekortmeni olmak için ya kesintisiz işleyen bir işin patronu ya da “ekstra” tabir edilen farklı sektörlerin ilgi odağı olmak zorundasınız. Televizyon dünyasının içindeki herkese milyoner muamelesi yapanların çoğaldığını gördükçe doğruyu dillendirmek de kaçınılmaz oluyor. Zenginin malı züğürdün çenesini “yalan yanlış şekilde” yormasın diye!
Bir de cebe bak!
“Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi” dizisinin bir de cep ebatı var. Belki bilmiyorsunuz ama dizide görmediğiniz her şey, farklı ve küçük hikayeler şeklinde cep telefonu için çekilmiş bu versiyonda anlatılıyor. Takdir edersiniz ki televizyonda RTÜK dolayısıyla gösterilen ekstra hassasiyet de yer almıyor cep dizisinde. Orijinali neyse yayınlanan dizi de o. Bipsiz, baskısız, bağımsız! İstediğiniz yerden başlayıp istediğiniz yerde bitirerek. Kendi dizini kendin yarat kısacası...
Olimpiyatları üç boyutlu izlemek
TRT’nin HD isimli kanalı yayıncılık teknolojisi adına çok önemli işlere imza atmaya başladı. Geleceğin televizyonunu doğru okuyan kurum çok ilginç bir işe imza atmaya hazırlanıyor. Eğer teknolojik alt yapı çalışmaları tamamlanırsa önümüzdeki olimpiyat oyunlarını kanal 3 boyutlu sistemle yayınlayacak. Yani oyunları bildiğiniz, evinizin salonunda oynanıyormuş gibi izleyebileceksiniz. Tabi bu imkan TV aygıtında da belli bir alt yapıyı gerektiriyor. Bizim gibi hâlâ tüplü televizyonlardan yayın izleyenler için durum ne olur; onu da öğrenip not düşerim sizlere!