Maç bitmiştir arkadaş!

“İffet” (Star TV) önceki akşam sessiz sedasız ekrana döndü. Bu sessizlik içinde ölçümlerde de kendine iyi bir yer bulamadı. Uzun bir sünnet düğünü sahnesi bölümün tamamına hakimdi, bu da bir neden olabilir... Heyecan yoktu, hiç ara vermemiş gibi vasat bir devamlılık vardı. Ekranda sanki maç bitmiş de dördüncü hakem uzatma dakikalarını eklemiş gibi bir ortam vardı... Bu tip atmosferlerin kafamda yarattığı tek bir düşünce vardır; “maç bitmiştir arkadaş!”...

[[HAFTAYA]]

CANSU DERE’YE İTİRAZ!

Ekranda olmadan ekrandaki dizilerden daha çok konuşulan işler vardır. “Muhteşem Yüzyıl” (Star TV) dizisi de onlardan biri işte. Yaz boyunca hareme kimler girdi, diziden kimler çıktı onu konuştuk... Şimdi gelinen noktaya itirazları dillendirmeye başlayacağız. İlki geldi zaten. Cemil İpekçi önceki gece katıldığı “Burada Laf Çok” (CNN Türk) programında dizinin son gözdesi Cansu Dere’yi yerden yere vurdu... “O dönemde 46 kiloluk bir kadını bırakın hareme, İstanbul’a almazlardı” diyerek küçük bir not düştü. Üstüne “Hiç yaşamamış bir karakter olan Firuze’yi o kilosuyla nasıl Hürrem’e rakip edeceksiniz? Kanuni’nin tarzı değil ki?” diyerek de fikrini cilaladı... O yıllarda yaşamadım. İpekçi de yaşamadı. Ama Cansu Dere hakkında bu ateşli itiraz kafamı karıştırdı. “İçeriğe mi, seçkiye mi?” kabilinden...

Hangisi ideal televizyondur?

Sosyal medyaya sordum; “Hangi dizinin yeni sezona başlayacağı günü iple çekiyorsunuz?”. Sosyal medya yanıtladı; “Leyla ile Mecnun, Behzat Ç., Muhteşem Yüzyıl, Adını Feriha Koydum”. Dizilerden ikisi o dünyada fenomen, diğer ikisi bu dünyada... Kısacası teknolojiyi kullananlarla televizyonu kullananlar arasında açık bir makas var. Şimdi de “Hangi dünyanın kafası televizyonu yönetse acaba?” diye soruyorum. Bir zahmet yanıtlarsanız sevinirim...

PALA REMZİ MODASI...

Geçen yıl Malkoçoğlu bıyığı genç adamların yüzüne damgasını vurmuştu. Bu yıl yerini pala bıyığa bırakacağı kesinleşti... Neden derseniz; ekran biraz pala bıyık defilesine tanıklık edecek. “Ustura Kemal”de oyuncuların yarısı pala bıyıklı. “Son Yaz Balkanlar”da desen durum farklı değil... “Veda”dan da anlattığı dönem itibarıyla böyle bir bıyık kesimi bekliyoruz... Dolayısıyla “önümüzdeki yaz başından itibaren plajlarda da ne göreceğimiz netleşti” desek sanırım abartmış olmayız!

Bilgisayar başına...

“Leyla ile Mecnun” (TRT 1) dizisi yayın saatini değiştirdi. Yayın gününü de bir hafta öne çekti. Dizi artık 20.00 sularında yayında olacak... Bu değişiklik özellikle genç kitle tarafından sevilen dizinin izleyicisinde bir değişime neden olur mu, kestiremiyorum. Çünkü bahsettiğimiz saatlerde tek televizyonlu evlerde kumanda ağırlıklı olarak kadınlarda oluyor... Bunun da en kısa yoldan tarifi “dizinin fanatiklerinin kendilerini bilgisayar ekranına vermesi demektir” diye düşünüyorum... Aslında sosyal medyanın fenomen dizileri çoğunlukla bilgisayar ekranından izleniyor. Şimdi daha çok izlenecek gibi. En azından “Leyla ile Mecnun” için durum budur!

Ya filmde görünmeyenler?

Yeni sezon filan derken genel tanıtım işinde Kanal D yine bombayı patlattı. Merakla bekleyenlere “Görevimiz Tehlike” tadında başlayıp “Pulp Fiction” tadında biten bir aksiyon filmi izletti... Kanalın önde gelen dizi ve program yüzlerinin neredeyse hepsi filmde rol almıştı. Eksikler üzerinden gidersek Kıvanç Tatlıtuğ yoktu mesela. Belli ki çekim günü uymamıştı... Ama her sezon filmin bir yerinden el sallayan Ömür Gedik, Güneri Cıvaoğlu, Mehmet Ali Birand’ın gölgesine bile denk gelmedim... Birand sadece haber bülteni için özel bir film çekti onu biliyoruz. Ama yıllardır kanalla anılan diğer isimler için “bu aksiyon içinde hiç olmayacaklar” desek mi acaba?

DAHA SAKİN BİR DÖNEM!

“Bugün Ne Giysem?” (Show TV) geçen sezonun bir bardak suda fırtına koparılan kuşak işlerinden biriydi. Jürisinin ateşli tartışmalarını bir kenara koyarsak, ekran dışında da magazine çok malzeme verdi... Program bu yıl küçük bir değişiklikle yoluna devam edecek. Jüriye Çağla Şıkel katıldı, jürideki Uğurkan Erez kulisteki eski yerini aldı. Bunun Türkçesi programın bu yıl ince bir ayar göreceği... Yani sert tartışmalardan çok görsellik meselesiyle gündeme gelecek. Özge Ulusoy ne oldu, bakın o konuda bilgim yok. Olan varsa göndersin...