Giriş
Mahsun Kırmızıgül’ün “Hayat Devam Ediyor” (atv) dizisini kendi hayatından esinlenerek yazdığını az çok herkes duydu. Hayatının hangi dönemiyle ilgili olduğu konusunda bir netlik yok. Ama bildiğim kadarıyla validesinden esinlendiği kuvvetli ihtimal... Dizi şu ya da bu şekilde önemli bir kitleyi çok hızlı şekilde kucakladı. Her hafta bir tık daha yükseliyor.
[[HAFTAYA]]
Ve Mahsun görünen o ki işi rekor kırmadan bırakmak niyetinde filan da değil... Neyse. Önceki akşam dizide uzun bir süre sonra Mahsun Kırmızıgül imzalı bir melodiye de kulak misafiri olduk. Bir şekilde müzikte de olgunlaşma döneminde olduğunu da anladık bir yandan... Böyle komplike bir imzayla ortaya çıkan işler takdir topluyor, rakamlar ortada. Maşallah diyelim, nazarımız değmesin!
KEŞANLI ALİ TRAMVAYI!
“Keşanlı Ali Destanı” gecikmeli de olsa 10 Aralık’ta başlayacak. Bu arada dizi için estirilen tanıtım fırtınası Kanal D’nin işini şansa bırakmayacağının bir göstergesi... Son olarak “Keşanlı Ali Destanı’nı Beyoğlu’ndaki ünlü tramvayın üstünde gördüm. Bir aşağı, bir yukarı ring yapıyordu. Sadece Beyoğlu’nun gündüz ahalisi (milyonlarla ifade ediliyor) izlese destanımsı bir reyting alır kanaatindeyim... Karne gelsin, göreceğiz. Bakalım bir tramvay yüklendiği diziyi nerelere kadar taşıyabiliyor?
O tüyolar çok kazançlı!
“Kim Milyoner Olmak İster?” (atv) için yazacağım kötü bir şey yok. İzleyicinin teveccühü ortada. Yarışma giderek reyting zirvesini zorluyor. Ama küçük haksızlıklarla... Birkaç kez izlediğim son bölümler nedeniyle bende soruların adamına göre değiştiği kanaati oluştu. Kimi yarışmacı daha ilk sorularda çok da komik bir biçimde elenirken, kimileri de hızlı bir şekilde barajları aşıp biraz da sunucu Kenan Işık’ın tüyolarıyla servete koşuyor... Önceki akşam seçimlerde oy kullanımının bitme saatinin kaç olduğu sorulan soruda Kenan ağabey “Güneş her yerde aynı saatte batmıyor” demeseydi o yarışmacı o soruyu parayla geçebilir miydi, hakikaten merak ediyorum... Vallahi sinek küçük ama mide kaldırıyor işte. Benden dostlukla uyarması!
Bir yerlerden aşinayız!
TV8’in yeni tanıtım filmini görmüşsünüzdür. Fatih Ürek bir şarkı söylüyor ve Okan Bayülgen imzalı olduğu her halinden belli olan bir jenerik dönüp duruyor... Filmin tanıdık gelen tarafı sadece Okan’ın kraliyetinde gördüğümüz soyutluklar değil, müziği de aynı zamanda... Havsalasına biraz güvenenler söz konusu şarkının bir dönem Okan’ın yapımcılığını üstlendiği ve Ata Demirer’in sunduğu “Hacıyatmaz” (Kanal D) isimli talk show programının da tanıtım müziği olduğunu anımsayacaklardır... Ne diyelim bir taşla birkaç yıl içinde iki kuş diye buna denir sanıyorsam. Bu arada bir not; şarkının ilk halinin bestecisi Tuncer Tunceli olarak biliniyor!
Müzikte Yeşilçam kuşağı!
TRT Müzik son günlerde yayınını sadece kaliteli programlar ya da belgesellerle doldurmuyor. Özellikle birkaç haftadır Türkiye’nin önemli müzik adamlarının rol aldığı Yeşilçam filmleriyle de alternatif bir izlence kuşağı oluşturuyor... Çoğunluğu arabesk ağırlıklı da olsa bu kuşaktaki seçki bir dönem yeri göğü inleten şarkıların uzun metrajlı klipleri gibi aynı zamanda. İnsan iki saat boyunca izlediği halde sıkılmıyor, sıkılamıyor... Bu kuşağı kim düşündüyse tebrik etmek, TRT Müzik’i kim bu denli etkin ve kıymetli hale getirdiyse inceden bir alkışlamak gerekiyor...
Hümeyra nerede?
Bilmiyorum daha önce değindim mi? Kanal D yeni sezona başlarken yayınladığı o görkemli tanıtım filminde ünlü oyuncu Hümeyra’ya ciddi bir bölüm ayırmıştı... Bildiğim kadarıyla Hümeyra başrolünde oynayacağı bir diziyle kanalın sezon ortalarında yüzünü izleyiciye gösterecekti. Ancak ne olduğunu kestiremediğim bir biçimde ne Hümeyra’dan ne de oynayacağı diziden zerre kadar haber yok ortalıkta... Benim bildiğim Kanal D en sıkı gollerini sezon sonuna doğru atmayı seven bir kanal. Kendime bir müddet daha sabretmeli sonra üşenmeden kanal yönetimini aramalı diyorum... Hakikaten merak “ediyoruz” çünkü!
Azıcık nadasta kalsaydınız ya!
Nurgül Yeşilçay’ın oynadığı dizi geçen ay son bulmuştu. Naz Elmas’ın “Ay Tutulması” da keza. Yani iki önemli baş karakter sezonun başında taca çıkmıştı... Gerek yetenekleri, gerekse az çok ceplerinde dolaştırdıkları garantili reytingleriyle yapımcılar için altın yumurtlayan tavuk görünümü veren iki aktristin işsizliği yine uzun sürmedi...
İki ayrı dizide iki ayrı başrolde önümüzdeki aydan itibaren yine ekranda olacaklar. Peki bu iyi mi? Hayır... Özellikle Nurgül Yeşilçay hiç ara vermeden ekrana çıkarak yüzünün değerini düşürmesinin yanında ciddi de bir risk alıyor. Eğer bu dizide de tutunamazsa fiyatı neredeyse yarıya düşecektir. Naz Elmas için risk biraz daha az ama tablo aynı. Acaba oyunculuklarını birazcık nadasa bıraksalardı daha iyi olmaz mıydı, ne dersiniz?
