“Sultan” (Kanal D) önceki akşam hayatımıza girdi. Nurgül Yeşilçay sezon başında yaşadığı düş kırıklığını üzerinden atmış, yeniden doğabilirim mesajı veriyor gibiydi oyunculuğuyla. Çok uzun süredir ekranlarda dayatılan aşiret- töre- infaz üçgeninde gerçekleşen diğer coğrafik dizilerin tersine yarı trajik yarı da komik bir havası var “Sultan”ın ilk bakışta. Bu iyi! Çünkü memleketin en batısıyla en doğusu arasındaki makas hep masa başında hayal üreten senaristler yüzünden bir hayli açılmış durumda.
Doğu deyince safi karanlık bir manzara çizen bazı dizilerin yarattığı tahrifatın üzerini çizecek gibi “Sultan.” Sadece biraz aceleye getirilmiş hissi yarattı bende. Özellikle her oyuncunun farklı bir şive ya da aksanla konuşuyor olması “Diyarbakır” ağzının bir türlü tutturulamamasına neden olmuş. Sanırım bir Settar Tanrıöven verebiliyor o ağzı. Diğer oyuncuların hakikaten aksan koçlarıyla biraz daha çabalaması lazım! (Bu arada bir not da makyöz kardeşime; Nurgül’ün gözaltı torbalarının çok belirgin olması bir makyaj noksanlığı mı, yoksa hikayenin gereği midir?)
[[HAFTAYA]]
Şahin kabuğunu kıracaktır!
Şahin Irmak BKM Mutfak’tan beri üzerine yapışan komik adam etiketini sanırım “Sultan” ile kıracak gibi geldi bana. “Entelköy Efeköy’e Karşı” filminde bunun ipuçlarını veren genç oyuncu “Sultan”da çizdiği karakterle birkaç bölüm sonra dramaların esas oğlanları arasında yerini alacaktır eminim. Yine de işi kolay değil. Bizim gibi izleyici profiline sahip bir ülkede ünlü oyuncu Coşkun Göğen’in “Tecavüzcü Coşkun” olarak mesleki hayatını tamamlaması en basit örneğidir bunun. Alışmamız zor, alışkanlıklarımızdan vazgeçmemiz de neredeyse imkansızdır çoğunlukla; yanlış mıyım?
KİMLER ÜZÜLDÜ?
“Büyük Risk” (Star TV) ve “Kanıt” (Kanal D) “Sultan” dizisinin başlamasından en çok etkilenen yapımlar oldu. “Kanıt” erken sezon finali yaparak izleyicisine el sallamadan gitti kanımca. Pazartesi akşamı yayın akışında olmamasını başka da bir nedene bağlayamıyorum. “Büyük Risk”e gelince; tam da oturmak üzere olan bir yarışma iki gününden birini yeni bir diziye teslim etmiş oldu. Hâlâ ve sanırım uzunca bir süre daha içerik yapımlarının dizilerle baş edemeyeceğini düşünüyorum; peki ya siz?
Kaybetmekten korksak...
“Leyla ile Mecnun” (TRT 1) bir aforizmalar dizisi olarak hayatımızı renklendirmeye devam ediyor. Önceki akşam Mecnun’un ağzından çıkan şu cümle bir Beşiktaşlı olarak hem neşelendirip hem de hüzünlendirdi beni. “Kaybetmekten korksak Beşiktaş’ı tutmazdık” dedi Mecnun. Bir takımın taraftarının haftanın yedi günü, günün 24 saati aklından geçen duygusudur bu. Bunu bir dizi karakterinin olsun ağzından duymak heyecan yaratır üstümüzde vesselam!
Olan kime oldu?
“Bir Kadın Tanıdım” final yaptı. Bir Müslüm Gürses şarkısı olarak kalsa çok daha iyi olurdu bana göre. TNT kanalında ölü doğup hiç büyüyemeyen bir bebek gibi tamamladı ömrünü. Olan Ertan Saban’a oldu bana göre. Son iki dizisi de bir etki yaratamadı izleyici üstünde. Artık kurşun mu döktürür yoksa “Balkan 1912” dizisine girerek bu yol kazalarını mı unutturur bilemem. Ama birini seçse iyi olacak!
Eğlenmeye geldik Kenan Bey!
“Kim Milyoner Olmak İster” (atv) isimli yarışmada çoğunlukla 60 bin TL barajında takıldığını görüyorum yarışmacıların. Hatta bazılarının sadece yüzünü göstermek için oraya çıktığını bile düşünmeye başladım. Bari içlerinden bir cesaret abidesi çıksa da şunu dillendirse; “Kenan Bey, ben milyon filan istemiyorum, biraz daha laflayalım, üstüne birkaç bin lira da verirsen ballı kaymak olur. Eğlenmeye geldik anlasana...” Bilmiyorum sizde farklı bir izlenim bırakıyor mu yarışmacıların performansları? Benimkisi biraz niyet okumak ve okuyunca da ulaştığım başka da bir sonuç yok!
ÜNLÜ ALERJİSİNE ÖRNEK
“Ünlüler ve Gönüllüler Survivor” (Show TV) yarışmasında gelinen nokta aslında çok net. Ünlüler takımından adaya duhul eden arkadaşların bir an önce “Ben ünlü filan değil, gönüllüyüm” diyerek parmak kaldırması gerekiyor. Öyle ya, bildiğiniz sapır sapır dökülmeye başladı sözüm ona ünlü kim varsa. Anladığım kadarıyla izleyici de artık “ünlü” denen şeye gıcık oluyor. Almeda’nın da elendiğini düşününce haksız mıyım Allah aşkına?
30 Mayıs 2012, Çarşamba 05:00
Haberin Devamı