“Kaderimin Yazıldığı Gün” (Star TV) isimli dizide yengenin eve getirdiği o falcıyı bulmak istiyorum. Hani kadın geldi ve “Bu evde hamile hiç kimse yok” dedi ya, o falcıyı işte... İlginç bir durum var ortada. Ağanın eşi Defne çocuk sahibi olamıyor. Bu yüzden bir taşıyıcı anne ediniyorlar. Ama meseleyi ailenin büyük annesi hariç kimse bilmiyor. Mesela büyük baba “en son babalar duyar” misali hâlâ gelecek olan çocuğu Defne’nin doğuracağını sanıyor...
[[HAFTAYA]]
Biz de izleyici olarak bütün bir bölüm ortalıkta dolaşan “doğuramaz” raporu nasıl sümen altı edilecek diye telaşa kapılıyoruz. Ve sonunda rapor ortaya çıkmak üzereyken; “laps” bölüm sonu yazısı çıkıyor... Tüm bunlar bizim benzer dizilerden alıştığımız klişeler. Malum geçtiğimiz hafta en az beş “raporlu” diziyi burada rapor ettik. Gündelik dizilerin kaçınılmazı olan rapor meselesi salı gecesi zirveye oynayan bu dizide de saatlerce gözümüze sokuluyor. Alıştık artık... Ama bir yaklaşım olarak “evde kim hamile” diye getirilen falcıyla ilk kez karşılaşıyoruz. Ve gelininin hamile olduğunu düşünen koca bir aileyle de öyle... Bizim büyük valide bu kadının karnını yastıkla mı şişirmeyi düşünüyor?
Hadi onu şişirdin Elif’in büyüyen karnını korseyle mi saklayacaksın? Of anam; kim yazdı bu kaderi sahi, baksana hayati ayrıntıları biz not düşüyoruz ekmeğini o yiyor...
İNSANLIK YAŞIYOR MU?
Bulduğumuz her aralıkta birbirimize “vicdanımızı yitirdiğimize dair” laflar sokuyoruz. Hepimize göre diğerimiz artık insanlığını unutmuş, bencilleşmiş ve “ötekinin” acılarını umursamaz halde... Peki, gerçekten böyle bir toplum mu olduk? Bu sorunun yanıtını pazar gününden itibaren bir TV programı bulmaya çalışacak. Tiyatrocu ve usta sunucu Altan Erkekli’nin TRT 1 ekranında yayınlanacak olan “Sen Olsan Ne Yapardın?” programı bize insani hassasiyetlerimizi hatırlatan bir format olacak... Yardıma ihtiyacı olan insanları düştüğü anlık çaresizliklerden kurtarıp kurtarmayacağımızı, yaralarını sarıp sarmayacağımızı kurgusal bir mekan ama gerçek kişilerle sınayacak. Bu sınavı verecek, başarıyla bitirecek olan bireyler sayesinde toplumumuz da aklanacak...
Açıkçası yurt dışında yeri göğü inleten bu formatın özellikle “beraberliğimizi” sorguladığımız bugünlerde çok yararlı olacağına inanıyorum. Sevgimizi bile tasarrufla söylediğimiz modern zamanda genlerimizdeki “insanlık ölmemiş” umuduyla yüzleşmek için. Hadi bakalım sınav gününü merakla bekleyeceğim. İlki pazar akşamı saat 18.00’de TRT 1 ekranında...
TOTEMLERİN HEPSİ TAMAM
Yeni rolü için 7 kilo verdi. Sıvı protein diyeti yaptı. Kafes dövüşü, boks ve ta Amerika’da at binmeyi öğrendi. Yetmedi sekiz saat zeybek dersi alıp sadece 1 bölümün 2 dakikasında sergileyeceği zeybek performansı için ustalaştı... Baklavalarıyla anılırken daha sıkı bir görüntüye kavuşmayı “şeref meselesi” yaptı. Ve tüm bunların sonucunda 23 Kasım Pazar günü karşımıza çıkarak ilk sınavını verecek... “Güneşi Beklerken” dizisiyle fenomen olan Kerem Bürsin’den bahsediyorum. Bu saydıklarımla geçtiğimiz senenin “Kuzey” isimli karakterine hayat veren Kıvanç Tatlıtuğ’un atladığı eşikleri hatırlatan Kerem Bürsin’i, Kanal D’nin en çok önem verdiği işlerden biri olan “Şeref Meselesi” isimli dizinin taşıyıcı kolonu olarak izleyeceğiz...
Pazar akşamları aktörü tanıyıp sevdiğimiz gündü. “Güneşi Beklerken” yayıncı kanalın beklentisinin çok üstünde bir performansla uzun ömürlü bir iş olmuştu. “Şeref Meselesi”nde de neredeyse aynı “totemler” söz konusu... Buradan gerisi dizinin ne kadar sağlam durduğunda. Ve bildiğim kadarıyla işi şansa bırakmayacak kadar sıkı bir temeli var. Şimdiden hayırlı olsun!
TÜRLÜ YAPTIM SUYUNDAN DA KOYAYIM!
“Bu Tarz Benim”in (Show TV) hafta sonu yayınlanan bölümlerinde tarzlarını arayan kızlarımızın binbir yeteneğini görüyoruz... Şimdi, neredeyse her gün en az bir tanesi şarkı söylüyor, taklit yapıyor, göbek atıyor, hiç olmadı mani okuyor filan... İş inceden bir sebze çorbası halini aldı. TV ekranında tutan formatların tamamını karıştırıp bir ince türlü yap, isteyen tencerenin istediği bölümünden yesin...
TV dediğin sonuçta “oyunlarla” yürüyen bir eğlence kutusu değil mi? Bu yıl adının hakkını sanırım sadece “Bu Tarz Benim” yarışmasıyla veriyor. Tarza ya da tarzlara gelince; “siz hâlâ orada mısınız yahu?”. Patlat Nuri (Nur Yerlitaş’ın horoz biblosunun adı) bir ü ürü üüüü!
MAKYAZ İSRAFISIN EMRE!
İzlediyseniz, fark etmişsinizdir. “Fatih Harbiye”de (Show TV) Aslı karakterine sürekli eziyet eden dahası şiddet uygulayan kocası Emre dizinin ilk bölümlerinden itibaren yüzü gözü mor geziyor...
Çünkü yaptığı kötülükler kendisine Cihan ve Şinasi’nin attığı dayak olarak misliyle geri dönüyor. Geçtiğimiz günlerde yayınlanan bölümde de bu dayak arsızını yüzü gözü morarmış bir şekilde izlemek zorunda kaldık...
Kendisine “makyaj israfısın Emreciğim” diyerek izleyici olarak topluca yüreğimizden geçenleri gönderiyoruz!