Poyraz Karayel’de (Kanal D) üç silahşorlardan biri aramızdan ayrılıyor. Sefer, Zülfikar ve Taş Kafa olarak tanıdığımız Bahri Baba’nın tetikçilerinden Sefer hikayeye veda ediyor...
Kanbolat Görkem Aslan’ın canlandırdığı Sefer geçtiğimiz sezon kurşun yağmuruna tutulmuş ama biraz da aşkın gücüyle yine ayaklanmıştı. Fakat bu kez şartlar değişti; Sefer izleyiciyi ters köşeye yatırmaktan hoşlanan Poyraz Karayel’in acı sürpriziyle sevenlerini ardında bırakacak... Açıkçası Sefer ekranda kötü adamların iç hikayelerindeki büyük dramların sözcüsü gibiydi. Bir yetiştirme yurdundan çıkıp belaya bulaşmış ama içindeki aşk, merhamet ve şefkat duygularını hiç yitirmemişti... Onu yitirmek benim için kötünün iyisini yitirmekle eşanlamlıdır. Özleyeceğimiz kesin; özellikle de büyük aşkı Sema’nın!
İlginç bir test olurdu
Kanal 7’nin uçuşa geçen Bollywood dizisi Bir Garip Aşk’ın ana karakteri Arnav’a hayat veren Barun Sobti, Türk hayranlarıyla tanışmak için memleketimize geliyor... Barun’a bir gün boyunca bizdeki dizileri izletmek lazım. Bu test sayesinde hem neden başarılı olduğunun yanıtını bulabilir hem de neden bizdeki dizilerden hızla soğuduğumuzun. Yapılabilseydi üçüncü bir gözden sağlıklı analiz alabileceğimiz ilginç bir test olurdu vallahi...
Geç olmadı mı biraz?
Paramparça’da (Star TV) Gülseren’in ölümü hem hikaye hem de izleyici tarafından sıradan bir vaka gibi idrak edilmişti. Ama ne olduysa mesele önceki gece Cihan’ın içine bir kor ateş gibi düştü... Ve kendini içkiyle avutmaya çalışarak, Gülseren albümü eşliğinde gözyaşı filan döktü. Açıkçası bir izleyici olarak o şarkıda söylendiği gibi “Sonradan Kor” meselesi bu olmalı diye düşündüm...
Aynı şekilde acımasız bir portre çizen Harun’un ağlak ve çaresiz bir karaktere dönüşmesi de bana göre ilginç ve rötarlıydı. Yani Rahmi, Özkan ve Keriman dizinin kendi tarihi içinde en istikrarlı karakterler olarak giderek gözümde netleşiyorlar... Hele ki eve adım atar atmaz daha merhaba demeden “Abla ne yemek var” diye bağıran Özkan, bildiğin efsane be kardeşim
Yine Kanatlanıyor
Kanatlarını açtığını ilk “Aşk Sana Benzer” isimli sinema filminde görmüştüm. Burak Özçivit harmandalı oynayarak filmdeki partnerini kendine mıhlıyordu... Eh, adamda boy desen var, endam desen yerli yerinde; bir yiğit oyunu olan harmandalını oynaması için fazlası var eksiği yok. Tıpkı yine aynı oyunla devleşen Kenan İmirzalıoğlu gibi...
Neyse, filmi kaçıranlar bu akşam Kara Sevda (Star TV) dizisinde harmandalının Burak Özçivit tarafından güncellenmiş halini izleyebilir. Bizim yiğit oğlan yine kanatlanacakmış, seyreyleyelim bakalım!
Tüm sporlar spordur diyenlere
Bir yeni program haberini not düşelim. İlk bölümü dün TV2 ekranındaydı. Bumerang isimli gerçek bir spor programından bahsediyorum... “Gerçek bir spor programı da ne demek?” diye soranlara, “İçinde sadece futbolun olmadığı, sporun sadece futbol olduğu düşüncesine yer vermeyen, basketboldan voleybola hatta gündemdeyse buz hokeyine kadar her şeyin bahsinin geçtiği program” yanıtını vereyim...
Kim mi sunuyor? CNN TÜRK ekranından aşina olduğumuz Cem Yılmaz ve Aykut Aydın. Üstelik güzel de sunuyorlar. Analizleriyle sporun her alanına eğilimlerinin olduğunu görüyorsunuz. Siz de “sadece futbol yeterlidir” demeyenlerdenseniz Bumerang’ı kaçırmayın derim...
(Bu arada bumerang; fırlatan ele dönen yani sahibine geri dönen tek savaş aletidir ve Avustralya yerlileri tarafından geliştirilmiştir.) Nokta!