Yalan Dünya” (Kanal D) cuma gecelerinin en ateşli haliyle tanıştı. Bıraktığı yerden devam eden bir samimiyet içindeydi. Ama bıraktığı yer, eski yeri değildi... Yine de iyi sayılabilecek bir reytingle sıklet kaybı yaşamadığını gösterdi. Totalde “Karagül” (FOX) ve “Medcezir” (Star TV) gibi iki yeni rakiple tanışırken, AB grubunda kendi kanalının iddialı işi “Kayıp”a reyting taşıdı. “Kayıp”, doğrusunu söylemek gerekirse bu pasla gole yürüdü ve AB grubunda birinciliği aldı... TV dünyasında mesele artık giderek dizileri doğru aritmetik içinde yerleştirmeye doğru yürüyor. Bu yıl tuhaf bir şekilde format değil, dizi savaşı yaşanıyor... Oysaki geçen yılın kehanetleri TV izleme eğiliminin formatlara kaydığını gösteriyordu ki, Acun Ilıcalı’nın yarışmaları dışında bunu doğrulayacak en ufak bir emare görünmedi... Sonuç itibarıyla Yalan Dünya diye tanımlayabileceğimiz TV kutusunun içinde bu yıl da dizilerin yılıdır!
[[HAFTAYA]]
Kim, neden esinlenmiş?
Yeni dizilerin hepsi mi bir yerden esinlenmiş, anlayamadım vallahi. İki okurum iki örnekle bu esinlenme meselesinin üstünde duruyorlar... Biri Star TV’nin iddialı işi “Medcezir”in bizzat “Kyle XY” isimli diziden alıntı olduğunu söylüyor. Oysaki ben bir “ The O.C.” uyarlaması olarak biliyordum... Bir diğer iddialı iş olan “Kaçak” da (atv) bazı takipçilerin gözünde “A History of Violence / Şiddetin Tarihçesi” esinlenmesi olarak görülüyor. Açıkçası bu filmi hiç izlemedim ama iddia eden bu fikrinde o kadar sabit ki, notunu düşmesem ayıp olacak hani... Olabilir, dünyada özgün senaryo formatı hâlâ 550 rakamını geçebilmiş değil, yan dalları katarsan her işin bir önceki bir başka işe benzeme ihtimali ciddi oranda yüksek... Önemli olan esinlendiğini izleyicinin gözünde geçebilmesi. Ha, bunu başarıyorsa ister o diziden ister bu hikayeden intihal edilmiş, çok da takılmamak lazım bence...
Kardeş gibi ayrılmıyorlar...
Ahmet Kural ve Murat Cemcir ikilisinden sinemadan başka bir iş daha bekliyorduk ki, müjdesi bizzat “İşler Güçler” isimli efsane diziyi kaleme alan Selçuk Aydemir’in ağzından geldi... Selçuk Aydemir, çok yakında çekimine başlanacak yeni diziyi “Kardeş Payı” ismiyle tanıttı. Daha önceki işleriyle ciddi bir elektrik yakalayan ve bunu reytinge çeviren muhteşem ikilinin bu yeni komedisinin de ses getireceğini düşünüyorum... Hele ki, genç yetenek Selçuk’un onu “kelimelerin efendisi” haline getiren kaleminin katkısını da hesap edersek...
Yapın albümlerini...
Bakın; dikkatli gözlerden kaçmıyordur sanırım. Dizi dünyasının öne çıkan isimleri yakında müzik sektörüne girecekler... Konuşulan her dizi içinde karakterlerden en az biri şarkı ya da türkü söyleyerek reyting gazına abanıyorlar... Geçen yıl Kıvanç Tatlıtuğ’un türkü yorumlarıyla yıkılan sosyal medya bu yıl Seçkin Özdemir, Serenay Sarıkaya, Çağrı Çıtanak gibi genç yeteneklerin dizilerinde yorumladıkları şarkılarıyla yıkılıyor... Bu bir trend diyelim. Ama bu trend çok uzun süredir soluk almaya çalışan müzik dünyasının kurtuluşunun da ipucudur bana göre. Üstüne basarak geçmemek lazım...
Dayı’dan çok ağabeye...
Genç kuşak “Dayı” dese de “Tuncel Ağabey” büyük ustayı tanımlarken daha bir şık dururdu... Tanışmamız Kaz Dağları’nda bulunan küçük otelinin restoranında oldu. Eşi ve kayın biraderi harika bir mutfak kurmuşlardı orada. Bir şeyler atıştırmak için gitmiş, şans bu ya; denk gelmiştik Tuncel Ağabey’e... İncelikli bir adamdı, masamıza sandalyesini yanaştırırken epik tiyatrodan bir tirat-şiir karışımıyla sohbete girizgah yapmıştı... O masa tanışıklığı ne kadar sürdü saat tutmadım. Ama ustanın anılarını, şiirini, yemek tarifi ve Menend ablaya aşkını dinlerken zamanın bir önemi yoktu... Şimdi küçük sabun koleksiyonumun içinde bulunan en değerli parçaları hemen aşağıdaki dükkancıktan almış, hoş bir kokuyla ortak anımızı geride bırakmıştım... Sonrasını biliyorsunuz, hayatının son çeyreğinde TV ekranında fırtına olup esti. Ben onu o fırtınadan önceki “kasırgalarından” tanımış bir izleyici olarak şanslı, bir sohbet ortamında daha bulunamadığım için şanssız hissediyorum. Nurlar içinde yatsın...
AİLELERİN GÖZDESİ OLMA YOLUNDA!
Atv aile formatlarına girdi. Neşeli ve izlenen bir yarışma olan “Kızlar ve Anneleri”nden sonra pazartesi gününden itibaren hafta içi her gün ekrana gelecek olan “Baba Panik Yapma” isimli yarışmayla bahsettiğim formatlarına bir yenisini daha ekliyor... Bana biraz bu yaz hüsrana uğrayan “Çocuk Oyuncağı” isimli yarışmayı hatırlatsa da, bu yarışma için İnci Türkay’ın sunumuyla farklı bir kitlenin dikkatini çekecektir diye düşünüyorum... Sonuç itibarıyla yayınlanacağı saatte babalardan çok anneler ekran başında olacak ama babaların acemiliklerini de analardan daha iyi değerlendirecek bir jüri tanımıyorum be sevgili okurum!
29 Eylül 2013, Pazar 05:00
Haberin Devamı