MRauf AteşHerkes büyüyecekse ekonomi nasıl daralacak?

HABERİ PAYLAŞ

Herkes büyüyecekse ekonomi nasıl daralacak?

Haberin Devamı

Dergilerde yürüttüğüm yöneticilik gereği şirketlerle iş amaçlı toplantılar yapıyorum. Bir yandan da içerik ve sohbete yönelik toplantılarda CEO ya da işadamlarıyla bir araya geliyorum. Özel gece ve etkinlikleri de unutmamak gerekiyor. Böyle bakınca çok sayıda şirket genel müdürü, patron ya da üst düzey yöneticiyle karşılaşma, bir şekilde ekonomi ve iş dünyasındaki gidişi konuşma şansım oluyor. Bu hafta iki banka genel müdürü ve birkaç CEO ile konuştuktan sonra, önümdeki not kağıdına şunu düştüm: ‘İyi de herkes büyüme planı yapıyor. Peki bu ekonomi nasıl daralacak?’
[[HAFTAYA]]

Piyasada neler oluyor?


Son birkaç ay yaptığım sohbetlerde ve dergiler için hazırlanan söyleşilerden aldığım notlar şöyle:

1. Bankalarda büyüme, daha doğrusu kredi büyümesi yüzde 15-30 arasında olacak. KOBİ (küçük ve orta boy işletme) kredilerinde ise yüzde 40’ı buluyor.
2. Büyük gruplarda büyüme hedefleri hâlâ çift hanelerde devam ediyor. Bu yazıyı hazırlarken dergi için hazırlanan söyleşide okudum: Büyük bir grup CEO’su, ‘Frene basmayız’ diyordu.
3. Kayseri Sanayi Odası Başkanı Mustafa Boydak ile Kayseri ve Anadolu’yu konuştum. “Kayseri’de her şey normal” değerlendirmesini yaptı. Şu an itibarıyla bir anormallik yok.
4. Dün konuştuğum Kuveyt Türk’un genel müdürü Ufuk Uyan, konut kredisinde çok büyük olmasalar bile, talebin devam ettiğinin altını çizdi.
5. Perakende cephesinde de mağaza açılışı ve büyüme planlarında bir bozulma yok.

KOBİ’ler çok dikkatli olmalı

Kısaca şunu söylemek istiyorum. Ortalıkta karamsar bir hava var. Neredeyse herkes 2012 yılının kötü geçeceği konusunda hemfikir olmuş durumda... Ancak, buna rağmen, büyük ve orta ölçekli gruplar ile bankalar başta olmak üzere finans kuruluşlarının hepsi çift haneli büyüme hedefliyor. ‘Temkinli’ olmakla birlikte ‘büyümeye devam’ eden bu şirketlerle bankaların sahip ve yöneticilerine sorulduğumda, “Piyasada hafif bozulma var” yorumunu da ekliyorlar. Bozulmanın adresi olarak da yükselen faizlerden kaynaklanan ‘likidite’ sıkışıklığını gösteriyorlar. Böyle ortamda, yani büyük ve orta ölçeklilerin büyümesine devam ettiği dönemde KOBİ’lerin (küçük ve orta boy işletme) daha dikkatli yollarına devam etmeleri gerekiyor. Faizlerdeki yükseliş, özellikle işletme sermayesi çeken KOBİ’leri ilk önce etkileyecektir. O nedenle, bu tip şirketlerin özellikle böyle dönemlerde ‘nakit akışlarını’ iyi yönetmeye yönelmelerinde yarar var. Çünkü, şirketler zarardan değil, nakit sıkışıklığından batıyor.

Yerli otomobil aslında nedir?

Yerli otomobil gündeme gelince, işin mantığını, daha doğrusu ‘yerlilik’ düzeyinin düşüklüğünü eleştirenler oldu. Birkaç köşe yazarında da okudum. “Motoru İtalya’dan, elektroniği Tayvan’dan, bazı parçaları İtalya’dan gelen otomobile ne kadar yerli nedir” eleştirileri vardı. Biz bir ara böyle bir araştırma yapmıştık. Sadece otomobilde değil, beyaz ve elektronik eşyada artık ‘çok ülkeli ürünler’ dönemindeyiz. Şirketler, ‘sourcing’ (kaynak bulma) dedikleri yöntemlerle, en ucuz parçayı nerede bulursa satın alıp, üretimlerini yapıyorlar. Bu amaçla Çin’de, Tayvan’da ‘sourcing’ şirketleri kuranlar da var.

Bir otomobil 10 ülkenin malı

Benzer eğilimin otomobilde olması da normal. Renault, Ford, Fiat ya da Hyundai’nin ürettiği modellerde katkısı olan ülke sayısı 8 ila 10 arasında değişir. ‘Küresel kaynağın’ payı bazen yüzde 30, bazen de yüzde 40’u bulur. Ama istatistiklere Türkiye’de üretilen otomobil olarak geçer. Bakın iPhone ile ilgili ‘kâr kaynağı’ rakamlarını sizinle paylaşıyorum. Elimizde tuttuğumuz telefonun üzerinde Amerikalı Apple markası olmasına rağmen, üretimin çok sayıda ülkeden geldiğini göreceksiniz... Yerli otomobil üretildiğinde, örneğin Koç Holding, Ram marka araç piyasaya sunduğunda da bu gerçekle karşılaşacağız. Aksi global dünyayı inkar anlamına gelir.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder