İki gün sonra, Atatürk’ün ölümünün 86’ncı yıl dönümü. Minnet, saygı ve özel bir eserle analım bu sene Mustafa Kemal’i…
*
Yaklaşık 6 ay önce, 17 Mayıs 2024’te bu köşenin başlığı ‘O kitap, o kadın’dı. Yazı, çok okunanlar listesindeki ‘Sırlarıyla Atatürk’ün Kardeşi Makbule Hanım’ kitabına dairdi. (https://www.posta.com.tr/yazarlar/ murat-celik/o-kitap-o-kadin-2718868)
O ‘best seller’ı kaleme alan araştırmacı-yazar Nüket Aşkın, bu defa da ‘38’i hediye ediyor okurlara. Yeni kitabın tam adı “Kelimelerde Saklı Feryatlarla 10 Kasım ‘38”.
1938’de, Atatürk’ün vefatının hemen ardından Ankara Radyosu’na gönderilen 38 mektup ve şiiri 86 yıl sonra gün yüzüne çıkaran, arkadaşım ve eski meslektaşım Nüket Aşkın, yeni kitabını anlattı:
* Makbule Hanım’ın hayatını anlatan, 14 yıllık emeğimin ürünü kitabım için yaptığım araştırmalar sırasında karşıma 10 Kasım’a dair bir dosya çıktı. Önceleri ilgimi çekmedi ama sonra oturup onu da inceledim. Atatürk’ün vefatı sonrası yazılan ve Ankara Radyosu’na gönderilen mektuplar ve şiirlerdi bunlar. Bu belgeyi farklı kılan, bütün mektupların 10 Kasım ve sonraki birkaç gün içinde kaleme alınmış olmasıydı. Yani acıları çok taze olan insanlar seslerini radyodan duyurmak istemişlerdi.
* Zarfların üzerinde Radyoevi görevlilerinin notlarıyla karşılaştım: “Okunmaz”, “Tekerleme gibi”, “Basit anlatım”, “Çocukça” gibi el yazısıyla düşülmüş notlar. Yani bu mektuplar, şiirler radyoda okunmamıştı. İnsanlar duygularını duyuramamıştı.
* Metinlerden bazıları Osmanlıcaydı. Birlikte çalıştığım tercüman arkadaşım Musa Elçiboğa çevirileri bitirdiğinde gördük ki, mektup sayısı 38. 1938 yılında okunmamış 38 mektup… Kitabın adı böyle çıktı ortaya.
* 38 mektup içinde bazıları özellikle dikkat çekici. Örneğin o gün henüz lise öğrencisi olan Nezihe Araz’ın yazdığı mektup. Bunun yanında, Şeyh Sait isyanında şehit olan bir yüzbaşının Uşak ortaokulunda öğrenci olan kızının yazdığı mektuptan da çok etkilendim.
* Bir de burnumun direğini sızlatan; evladını da 10 Kasım’da kaybeden, Kazım Cankaya adlı acılı babanın dizeleri: “…Bu karanlık günlerde / Güneş görmeyen gözlerin / Ebediyen kapansın / Sen de Atanla uyu…”
* Atatürk’ün cenaze töreni yurt genelinde 21 Kasım 1938’de düzenleniyor. Her şehirde meydanlarda konuşmalar yapılıyor, bayraklar yarıya iniyor, gözyaşları sel oluyor. O konuşmalardan bazılarına da yer verdim kitapta. Okuduğunuzda göreceksiniz ki, insanlar sadece bir Cumhurbaşkanı’nı, kurucu liderini, kurtarıcısını kaybetmiş gibi değil; baba, evlat, kardeş acısından büyük bir acı yaşamış Atatürk’ün ölümüyle.
*
Nüket Aşkın’ın bahsettiği “Nezihe Araz’ın mektubu”ndan bir bölüm ile bitireyim yazıyı: “Aylardan beri çektiğin acıların aynını biz de çektik. Hararetimiz seninkiyle beraber yükseldi. Nabzımız seninkiyle aynı hızda vurdu. Şimdi seninle beraber dünyayı terk etmekten bizi alıkoyan bir tek şey var. Bu sana verdiğimiz sözdür Atam. Bir Mustafa Kemal’in yaptığını, 20 milyon Mustafa Kemal yaşatacaktır. Buna emin ol. Buna emin olsunlar...”
NOT: Kısa bir mola… Yıllık iznin bir kısmı… 19 Kasım Salı görüşmek üzere.