Terör örgütü PKK, Diyarbakır 8’inci Ana Jet Üssü’nü ‘maket uçak’larla hedef aldı.
El yapımı patlayıcı (EYP) taşıyan uçak maketleri havada vurularak etkisiz hâle getirildi. Bu saldırı girişimi ve sonrasında elde edilen ilk bilgiler dikkat çekici iki konunun konuşulmasını gerekli kılıyor.
Nereden havalandılar?
Bu yazıyla birlikte ilk kez gündeme gelecek nokta şu: PKK’nın elindeki dron ve maket uçakların kumanda edilebilir menzili 40 kilometre. Bu bilginin neden önemli olduğu açık. Demek ki, 8’inci Ana Jet Üssü’nü hedef alan maketler, Diyarbakır’a en fazla 40 km. uzaklıktan havalandı.
Daha önce hudut hattındaki askeri birliklere yönelen hava araçları, sınırın diğer tarafından yani Irak topraklarından gönderilebiliyordu. Ancak bu son olayda, o iki maketin, Diyarbakır’ın maksimum 40 kilometre dışından kalktığı ortada. Belki de daha yakından...
Yani bulunması gereken nokta, merkezinde Diyarbakır Havaalanı’nın olduğu, 40 km. çapında bir dairenin içinde. Bu arada, maket uçakların hem farklı frekanslar kullandığı hem de havada zikzaklar çizerek uçtuğu bilgisi var. Terör örgütü bu yolla, patlayıcı yüklü dron ya da maket uçakların SİHA’lar (Silahlı İnsansız Hava Aracı) tarafından vurulmasının önüne geçmeyi hedefliyor.
Çoklu frekans üreten yazılım ve donanımla, dronsavar sistemlerin radarları ve jammerlardan kurtulan; değişken patern ayaklarıyla (zikzaklar) da SİHA’lardan kaçabilen uçan patlayıcılar, sonunda yerden açılan ateşle düşürülüyor.
Akıllı kartlar nereden?
PKK, askeri birliklere havadan ilk kez saldırmıyor. Örgüt geçmişte, sınır hattındaki üs bölgelerini; 4 pervaneli, uzaktan kumandalı hava aracı yani dronlar ve yine uzaktan kumandalı, kanatlı maket uçaklarla hedef aldı.
Bu saldırı girişimlerinin bazıları, havadaki tehdidin frekansını tespit eden ‘dronsavar’ ya da ‘jammer’ (sinyal kesici) sistemler sayesinde önlendi. Bazı saldırı girişimlerindeyse, frekansları belirlenemeyen hava araçları gözle görülerek, yerden açılan ateşle düşürüldü. Son olarak 19 Mayıs gece yarısından hemen sonra Diyarbakır’da olduğu gibi… Uğur Ergan imzasıyla dün Hürriyet Gazetesi’nin manşetinde yer alan haberde, Diyarbakır 8’inci Ana Jet Üssü’ne yönelen maket uçaklarda, ‘Kanada menşeili, çoklu frekans üreten beyin kartları’ takılı olduğu bilgisi vardı.
Bu kritik nokta, devletin ilgili birimleri tarafından mercek altına alınmış olmalı. Eğer Kanada üretimi ileri teknoloji ürünü akıllı kartlar bir terör eyleminde kullanılmışsa, bu konunun aydınlatılması ve uluslar arası platformda gereğinin yapılması gerekir.
Maket uçaklara takılan o beyin kartlarının izini sürmek çok da zor değil. Birçok sektörde olduğu gibi, savunma sanayiinde de üretici firmanın o ürünü kime sattığı bilgisi kayıtlarda yer alır. Son kullanıcıyla da, (İngilizcesi End User License Agreement olan) özel bir sözleşme yapılır.
Alımı yapan son kullanıcının o ürünü başka birine vermesi ya da satması yasa dışıdır. Bu örnekte ise sadece yasadışı değil, teröre destek mahiyetindedir.