Önceki gün (11 Şubat 2020, Salı) bu köşeden “Ayşe D.’nin tavrı milat olur” diye yazdım. Aynı gün öğleden sonra, şiddet gören kadının ifadesi düştü ajanslara. Kendisine şiddet uygulayan – maktul – Özgür Duran’ı kutsayan; katil zanlısı durumuna düşen Kadir Şeker’i suçlayan ifadesi… İlk ifadesinin tam tersine konuştu şiddet gören kadın. Bu durumda artık Konya’da yaşanan bu olayın bir ‘milat’ olabilmesi için tek şans, davayı görecek olan mahkemenin vereceği karar.
Bu “Karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar” tavrının sebebini bilemem. Çaresizlik ya da cehalet düşük ihtimal. Muhtemelen baskı, hatta tehdittir. Ayşe D.’nin ifadesini 180 derece değiştirdiğini gördüğümde üzüldüm. Hayal kırıklığına uğradım. Ama şaşırmadım biliyor musunuz? En çok da Ayşe D.’nin bizleri şaşırtmamasına üzüldüm. Ve o meşhur söze bir kez daha itikat ettim: İnsana dair hiçbir şey beni şaşırtmaz.
Peki ne yapacağız?
Yaptığı ‘U dönüşü’ üzerine sosyal medyada Ayşe D.’ye büyük tepki var. Çoğunluk “Bundan sonra şiddete uğrayan bir kadın gördüğünde gidip kim müdahale eder?” diye soruyor. İlk anda böyle düşünüyor tabii insan. Ama aksine… Tam aksi olmalı. Ayşe D. gibilere inat, onun gibileri de utandıracak, mahcup edecek kadar aksine davranmalıyız hepimiz. Ayşe D.’ye rağmen, Ayşe D. ile aynı kaderi paylaşan kadınlara sahip çıkmalıyız.
Elbette şiddet kullanarak, bıçak kullanarak, silah kullanarak değil. Bağırıp çevredekileri uyarmak, daha fazla insanı olaya müdahil olmaya çağırarak mesela… Bir kişinin müdahale etmesi yerine kadınlı – erkekli, genç – yaşlı 4-5 kişilik bir grubun etki gücü farklı olacaktır.
Hem mağdur kadına güç vermek hem mütecaviz erkeği caydırmak adına… Ya da cep telefonuyla video kaydı yapıp sosyal medyada paylaşmak… Olan biteni kayda geçirmek ve sonrası için delil oluşturmak. Ve tabii hemen polisi, jandarmayı, en yakındaki güvenlik unsurunu aramak.
★
Toplumun Ayşe D.’ye kızıp yorganı yakmaması lâzım. Tabii bu arada, davayı görecek mahkemenin de, toplum vicdanını tatmin edecek bir karar vermesi… Bazı davalarda, taraflardan birinin, zaten ağır işleyen yargı sürecini nasıl manipüle edebildiğinin çok örneği var.
‘Kadir Şeker davası’ artık sembolik davalardan biri. Çıkacak karar toplum açısından ‘emsal’ oluşturacak. Ayşe D.’nin hangi ifadesinin gerçeği yansıttığı başta olmak üzere, eminim (daha doğrusu, umarım) savcı örnek bir iddianame hazırlayacak, hakim de örnek bir karar verecektir. Taraflara ve kamuoyuna ‘ders’ niteliğinde bir karar.