Giriş
15Temmuz 2016’nın üzerinden tam beş yıl geçti. Beş yıl öncenin acı hatıraları zihnimde hâlâ canlı, hâlâ taze.
O cuma gününün akşamında başlayıp ertesi gün de devam eden olayları Ankara’da, içinde yaşayan bir gazeteci olarak ilk dileğim; bu ülkenin benzer bir travmayı bir daha yaşamamasıdır.
İlk yıldönümünden itibaren her 15 Temmuz’da özel yazılar yazıyoruz biz gazeteciler.
15 Temmuz 2017’de iki ayrı yazı yazmışım. Biri o dönem çalıştığım VATAN Gazetesi’ndeki köşe yazım, diğeri de gazetenin ‘15 Temmuz Özel İlavesi’ için kaleme aldığım yazı.
İlk yıldönümünden...
VATAN’ın özel 15 Temmuz ilavesinde yayınlanan “15 Temmuz 2021, 2026 ve 2036” başlıklı yazımdan aktaracağım şöyle bir bölüm var:
“15 Temmuz 2021’de, yani o ‘karanlık’ gecenin ve aydınlanmak bilmeyen ertesi sabahının beşinci yıldönümünde neler konuşuyor, neler yazıyor olacağımız çok önemli. Ya da 15 Temmuz 2026’da. Kanlı darbe girişiminin 10’uncu seneidevriyesinde...
(...) Geçen bir yılın tecrübesiyle, beşinci, onuncu yıl dönümlerine bakmak, o günleri öngörmek gerekiyor.
15 Temmuz 2021 geldiğinde, geriye dönüp; “Üzerinden beş yıl geçti ama FETÖ’nün devlete sızmış kadrolarından hâlâ bir bölümü tespit edilememiş olabilir” denecek mi mesela?”
..................................
Şimdi okuyacaklarınız da, aynı tarihte (ilk yıldönümünde) gazetemde kaleme aldığım “Temmuz’un 15’i...” başlıklı köşe yazısından:
“15 Temmuz’un yıldönümünde diyeceğim o ki...
Devlet mekanizması, 40 yıllık geçmişi olan, dış destekli bir cemaat hareketinin terör örgütüne evrilmesini sadece raporlara konu etti ama nedense gereğini bir türlü yap(a)madı.
Şimdi esas olan, aynı hatanın, FETÖ ya da herhangi bir başka yapı / örgüt için önümüzdeki on yıllarda tekrar edilmemesidir.
Devlet bugün artık dersini almış görünüyor.
Siyasi iktidarından muhalefet partilerine ve tabii yargı organlarına kadar bütün kurumlarıyla, devlet yapısı, bu ülkenin geleceğini garanti altına almalıdır.
Aksi halde ne 250 şehit yattığı yerde huzur bulabilir, ne çocuklarımız rahat yaşayabilir.”
Beşinci sene
En başta alıntı yaptığım 15 Temmuz Özel Eki’nde yayınlanan yazım var ya...
Bakın o yazıyı nasıl bitirmişim: “15 Temmuz’un birinci yıl dönümünde bugün hâlâ ‘kripto FETÖ’cülerden bahsediyoruz. Yani halen gizlenen, örgüt üyesi olduğu ortaya çıkarılamamış olanlardan. Bir nevi uyuyan hücrelerden...
Endişem; beş, on ya da yirmi yıl sonra hâlâ benzer tortulardan bahsediyor olmak.
Ya da o zamanlar da, FETÖ’cülerin yerine 15 Temmuz 2016 sonrası devletin içine yuvalanan ve geçen yıllar içinde benzer bir süreç yaşayıp tehdide dönüşmüş başkalarından.
FETÖ değil; KETÖ, METÖ, YETÖ ya da ne bileyim ZETÖ’cülerden ve onları fark edememiş olduğumuzdan yakınmak.
Asıl kaygım bu işte.”
Ve sonuç... 15 Temmuz 2016’nın beşinci yıldönümünde, 15 Temmuz 2021’de bugün hâlâ aynı düşüncelere sahibim.
