Dün 15 Temmuz’un yıldönümüydü. Önceki gün de Şehit Pilot Albay Gökhan Özen’in vefatının 40’ıncı günü… İşte bu iki günün hemen üstüne, Türkiye’nin ismini unutmaması gereken kahramanlardan birinin hikayesi bu. 5 bin saatten fazla uçuşu olan, yüzlerce pilot yetiştirmiş, idealist bir öğretmen pilotun hikayesi. 4 Haziran 2024’te Kayseri’de düşen eğitim uçağında şehit olan Hava Pilot Albay Gökhan Özen’in hazin ama bir o kadar onurlu hikayesi.
FETÖ’CÜ ENGELLEMELERİ
1976 yılında doğan Gökhan Özen henüz iki yaşındayken annesini kaybetti. Dört yaş büyük ağabeyi Muarrem Özen 1990 yılında Hava Harp Okulu’na girerken, o da aynı sene, 1990’da Kuleli Askerî Lisesi’ni kazandı. Halen Hava Kuvvetleri’nde görevli olan Pilot Albay Muarrem Özen “Eskişehir’de doğan her çocuk F-4 sesiyle anne karnında tanışıyor. Sevdamız bu yüzden sanırım” diye izah ediyor havacılık ve pilotluk tutkularını. Gökhan Özen, Kuleli’nin ardından 1994’te Hava Harp Okulu’na gitti ve meslek hayatı boyunca yaşayacağı gerçekle ilk günden tanıştı. Sağlık kontrolünde, göz muayenesinde elendi! “Benim gözlerim bozuk değil” dedi ve hakem hastanesinde itiraz muayenesine girdi. Sonuç haklılığını tescil etti ve Gökhan Özen, Hava Harp Okulu’na girdi. Okul döneminde sürekli maruz kaldığı mobbing uygulamaları mezuniyet aşamasında en üst seviyeye çıktı. İzmir Foça’daki kaçma-kurtulma eğitiminde, iki gün boyunca (eğitimin doğasındaki zorluğun ötesinde) adeta işkence gördü komutanlarından. Harp Okulu’ndan mezun oldu ama Teğmen Gökhan Özen’i yine sağlık muayenesinde elediler. Bu kez uçuşa kabul etmediler. Hayali olan pilotluğun önüne engel olarak, bu defa da boyun röntgen filmlerini koydular. Gökhan Özen’in 2008’de evlendiği eşi Şeyma Özen bir tıp doktoru. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı. Dr. Özen o günleri şu sözlerle anlattı: Gökhan’a röntgen çekip ‘C5 ve C6 disklerinde mikron seviyesinde sıkışma var’ deyip uçuş raporu vermediler. Detaylı bir MR çektirdik ve söylendiği gibi bir durum olmadığını gördük ama maalesef sonucu değiştiremedik.” Teğmen Gökhan Özen, uçuşa kabul edilmemesini hem askeri hem sivil yargıya taşıdı. Askeri yargıda davayı kaybetti ve pilot olamadı. Hava Kuvvetleri’nden ikmal subayı olarak görev yapıp 2012 sonunda da emekli oldu.Bu ülkenin başarılı, vatansever ve Atatürkçü askerlerini sistematik şekilde hedef alan cemaat yapılanmasının mağdurlarından biriydi Gökhan Özen. Yıllar sonra FETÖ adıyla hıyaneti tescil edilen yapının, kimi gün sağlık kurulu, kimi gün askeri mahkemedeki mensupları vasıtasıyla hedef aldığı insanlardan biri…
VE 15 TEMMUZ...
2016 yılına gelindiğinde, askeriyedeki eğitim ve çalışma dönemi boyunca kendisine zulmeden FETÖ’cülerin 15 Temmuz başarısız darbe girişiminin ardından Hava Kuvvetleri’ne dönmek için gönüllü oldu, emekli Binbaşı Gökhan Özen. “Neden?” diye soranlara, “THY’de pilotsun, iyi kazanıyorsun, bu konforlu hayatı bırakmaya değer mi?” diyenlere cevabı şu oldu: “Beni askeri lisede de harp okulunda da devlet okuttu. Vatan borcu bu benim için. Devletime olan borcum.” Gökhan Özen gönüllü olarak dönmek için başvurduğunda henüz resmi çağrı yapılmamıştı. (Darbe girişimi sonrası Hava Kuvvetleri’nde pilot açığı ortaya çıkınca Millî Savunma Bakanlığı, TSK’dan ayrılıp sivile geçmiş pilotlara dönmeleri için çağrı yapacaktı.) Bu arada not düşeyim: O dönem göreve çağrılan emekli hava pilotların çoğu mecburen göreve dönerken, Özen ilk günden gönüllü olmuştu tekrar üniforma giymeye. Fakat o kriz günlerinde bile yine kötü bir sürpriz bekliyordu onu. Halihazırda THY’de pilottu ama mevzuat, TSK’ya ‘pilot’ olarak dönmesine izin vermiyordu. Hava Kuvvetleri’nde pilot sıfatıyla görev yapmamıştı çünkü. Oysa o, zamanında bir teğmen olarak haksız şekilde elendiği Çiğli’ye ‘öğretmen pilot’ olarak dönüp genç pilot teğmenleri yetiştirmek istiyordu. Yıllar evvel önce göz, sonra boynunda sorunları olduğu gerekçesiyle pilot yapılmayan Gökhan Özen, onca yıl sonra “Astronot bile olabilir” denilen sağlık raporunu aldı ve o dönem mevzuatta yapılan değişiklikle, pilot olarak Hava Kuvvetleri’ne döndü. Devre arkadaşlarının bulunduğu yarbay rütbesiyle Çiğli’de göreve başladı. 42 gün önce şehit olduğu SF-260D tipi eğitim uçaklarında ‘öğretmen pilot’ olarak...
SİVİL PİLOT OLDU
Pilotluk hayalinden vazgeçmeyen Gökhan Özen, askeri kariyerinde ulaşamadığı brövesini sivil havacılıkta taktı göğsüne. Havacılıkta bir tabir vardır. Yetenekli pilotlar için ‘bileği kuvvetli’ derler. Tanıyan herkesin ‘bileği kuvvetli’ dediği Gökhan Özen, önce Sivil Havacılık’tan, PPL (Private Pilot Licence) yani Özel Pilot Lisansı’nı aldı. Ardından, AFA’dan (Atlantic Flight Academy) mezun olup CPL (Commercial Pilot Licence) yani Ticari Pilot Lisansı’nı ekledi listeye. Atlas Jet’te Airbus pilotu olarak üç bin saat uçan Özen, ATPL’ini de alarak (Airline Transport Pilot Licence) havayolu taşımacılığı pilotu sıfatını da kazandı. Bir süre sonra Türk Hava Yolları’na (THY) geçen pilot Gökhan Özen burada da Airbusları uçurdu.
SON UÇUŞ, SON UÇUŞU OLDU
İki hava pilot albay, Gökhan Özen ve Uğur Yıldız; büyük bakım zamanı gelen iki eğitim uçağını 30 Mayıs 2024 tarihinde, İzmir Çiğli’den Kayseri’ye götürdü. Bakım çıkışı, 3 Haziran’da yaptıkları tecrübe uçuşunda, uçaklarda bazı ufak teknik aksaklıklar tespit ettiler ve bunların giderilmesinin ardından tekrar tecrübe uçuşu planlaması yaptılar. Ertesi gün otelden çıkışlarını yapıp tekrar tecrübe uçuşuna çıktılar. Sorunlar giderilmişse, aynı gün Çiğli’ye döneceklerdi. Ancak o uçuş, iki tecrübeli pilotun son uçuşu oldu. Kimsenin bilmediği ise şuydu: Albay Özen; Kayseri’ye gitmeden önce öğrencilerinin eğitimlerini tamamlamış, Hava Kuvvetleri’ne emeklilik dilekçesini vermiş, THY’ye dönüş için görüşmelerini yapmış, İstanbul’da bir ev kiralamış, 10 yaşındaki kızı İpek’i İstanbul’da yeni okuluna kaydettirmiş ve ailesiyle birlikte yeni bir hayata başlamak için gün sayıyordu. Ama olmadı... THY’nin Airbuslarında konforlu ve yüksek kazançlı bir hayatı bırakıp pervaneli, klimasız, uçuşu hiç bilmeyen genç pilot adaylarıyla sürekli risk altında görev yapmayı seçen Gökhan Özen, bu fedakârlık döneminin sonunda tekrar sivil hayata dönecekti. Ailece her ayrıntıyı tamamlamışlardı. Ama olmadı... Onun adı da artık diğer kahraman şehitlerle birlikte sonsuza kadar göklerde.