Sabahları Nihat ile Muhabbet, akşamları Nihat ile Sivrisinek...
Nihat Sırdar’ın sürekli dinleyicilerinden biri olarak son dönemde dikkatimi çeken bir nokta var. Kafa Radyo’daki programlarında Sevgili Nihat Sırdar’a gelen dinleyici mesajları arasında küçük çocukların şikayetleri var. 7-8 yaşındaki çocuklar, okul kantinindeki tostun, gofretin, çikolatanın fiyatlarına gelen zamlardan yakınıyor. İlkokul çağındaki çocukların gündeminde ‘ekonomi’ var.
Geçenlerde 10 yaşında bir çocuk “Elimde olsa...” diye başlayan cümleyi “ekonomik krizi bitirirdim” diye tamamlayınca, mevzuyu işin uzmanına sormaya karar verdim.
EKONOMİK KAYGILAR
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Uzm. Dr. Miray Çetinkaya, gözlemlerini şu başlıklar altında anlattı:
- Bugünlerde ergenlik öncesi küçük çocuklarda ekonomik kaygıları sıkça gözlemlemeye başladım.
- Anne-babalar sık sık çocuklarının okuldaki arkadaşlarıyla ekonomik konularda sohbet ettiğini duyuyorlar. Özellikle birbirleriyle telefon modelleri, kime telefon alınıp alınmadığı, evlerinde oyun konsolu olup olmadığı gibi konularda kıyas yapıyorlar. Bu durum kimi zaman kaygıya, kimi zaman da akranları tarafından baskı, alay konusu olunmasına yol açabiliyor.
AKRAN ZORBALIĞI
Bu yaş grubundaki diğer önemli başlıklar akran zorbalığı ve okuldaki akademik beklentiler.
- İlkokulda ve ortaokulun ilk iki yılında herhangi bir merkezi sınav olmamasına rağmen özellikle bazı özel okulların çok ağır bir akademik program sunması, sürekli yapılan deneme sınavları ve aşırı yüklü ödevler büyük sıkıntı yaratıyor. Çocuklar arasında yersiz bir rekabet ortamı doğmasını velilerin hırsı da körüklüyor. Okullar durumu “Sınavlara bu yaştan alışmalılar, zaten veliler de böyle istiyor” diye savunuyor.
- Akran zorbalığı ise başlı başına mücadele edilmesi gereken büyük bir sorun. Okullar bunun için de gerekli önlemleri almıyor gibi görünüyor. Saydığım bu durumlar, küçük yaş gruplarındaki kaygının en büyük çevresel sebepleri.
ERGENLERDE DURUM
- Ergenlik döneminde ise güncel sorunlar yukarıda saydıklarımın üzerine inşa edilmeye başlıyor. Eskiden bir liseli gençle görüşürken doktor, mühendis, avukat, öğretmen olma hayalleri olurdu. Şimdi ise iyi bir eğitimin refah getirmeyeceğini düşünüyorlar. Birçoğu kısa yoldan yurt dışına gitmeyi hayal ediyor. Meslek olarak ise yazılımcı, dövmeci, YouTuber ya da mutfakta şef olmak gibi hedefleri var.
- Bazıları ise karamsarlığa düşüyor. “Niye çalışıyoruz, ne için emek veriyoruz?” diyerek tamamen kendilerini salıyorlar ve hiçbir şeyle ilgilenmiyorlar. Bu da depresyon için bir risk oluşturuyor.
- Ergenlik döneminde en büyük öneme sahip olan arkadaşlık ilişkilerinin de kalitesi bozulmuş durumda. Arkadaşlıklar artık yüz yüze değil, genelde WhatsApp ya da farklı uygulamalarla, sanal olarak sürüyor. Ekonomik sebeplerle dışarıda bir şeyler yapabilme, yiyip içme imkanları da çok kısıtlı.
- Bu arada, ucuz / kaçak alkollü içki ve madde kullanımları ciddi yükselişte. Ailelerle çatışma da bu nedenlerle artıyor.
- Son olarak gördüğüm iki sorun; çocuk ve ergenler için telefon, tablet, bilgisayar, televizyon gibi ekran bağımlılığı ve ebeveynlerin her yaştan çocuğa aşırı akademik baskı yapması.