Yunus Emre Uyar…
1990 doğumlu… Konyalı bir ailenin dört çocuğundan biri.
Babaları vefat etmiş, çocuklara anneleri bakıyor. Yunus Emre, henüz beş yaşındayken jimnastik sporuna olan yeteneğiyle dikkat çekiyor ve il spor okuluna kaydı yapılıyor.
Yedi yaşında, yetenekli çocukların kabul edildiği eğitim merkezine alınıyor.
10 yaşından itibaren Türkiye şampiyonalarında dereceler almaya başlıyor. 2004 yılında, 14 yaşında, milli takıma seçiliyor Yunus Emre.
Sene 2009…
19 yaşındaki milli jimnastikçi Yunus Emre Uyar, 2012 Londra Olimpiyat Oyunları Hazırlık Projesine alınıyor.
O sırada üniversite öğrencisi… İkinci sınıfta kaydını donduruyor ve olimpiyat hazırlık projesinde antrenmanlara başlıyor.
Konya’daki salonun imkanlarının yetersiz olduğunu söyleyen yetkililer, Yunus Emre’yi daha iyi koşullarda çalışabileceği Bolu’ya gönderiyor.
Genç sporcu Eylül 2009’da Bolu’da idmanlara başlıyor. Devlet, her türlü imkanı sağlıyor. Ancak Konya’dan Bolu’ya resmi transferinin yapılması gecikiyor.
Ve 21 Ocak 2010…
Yunus Emre, milli takım kampında, antrenman sırasında paralel bardan düşüyor ve felç oluyor.
Ameliyata girmeden önce - felçli hâliyle nasıldır bilinmez – idareden şikayetçi olmadığına dair bir imza alınıyor Uyar’dan.
Annesi de, kendisi de “Allah’ın takdiri” diyerek önceleri isteksiz davransa da, Avukat Seren Yıldız Öztürk, Yunus Emre milli sporcu olduğu için ‘devletin sorumluluğu’ gerekçesiyle, 21 Mart 2011’de tazminat davası açıyor.
Yüzde 94 maluliyet raporu olan genç sporcunun 977 bin TL maddi; kendisi için 250 bin, annesi ve üç kardeşi için de 30’ar bin TL’lik manevi tazminat talebiyle açtığı davada, yargı süreci sekiz yıl beş aydır tamamlanamadı.
(Sakarya, Ankara, Bolu üçgeninde mahkeme mahkeme dolaşan dosyanın hikayesini yazacak kadar yerim yok. O yüzden tam bir Türkiye gerçeği olan detayları sonraki bir yazıya bırakıyorum.)
Antrenmanda meydana gelen kaza tarihi 21 Ocak 2010.
Davanın açılışı 21 Mart 2011.
Bugün 3 Ağustos 2019. O gün 20 yaşına basmak üzere olan Yunus Emre Uyar bugün 29 yaşında.
Yatağa bağlı hayatı 10’uncu yılına girmek üzere… Üstelik Yunus Emre yemek yiyemiyor, su içemiyor.
Midesine bağlı bir hortum vasıtasıyla mamayla besleniyor.
Birkaç gün önce, yaşadığı bu hayata dayanamadığın söyleyip boğazındaki (yemek borusunda) deliğe rağmen yemek yemeye başladı.
Doktorların enfeksiyon sebebiyle ölüm riski uyarısına rağmen Yunus Emre ağızdan beslenmekte ısrar ediyor.
Yunus Emre, dokuz yıllık azap dolu dönemin sonunda şimdi ölümü göze alıp yemek yiyor, su içiyor.
Yani Yunus Emre Uyar bir anlamda intihar ediyor. Dava dosyası ise hâlâ Danıştay’da bekliyor. Yazının başlığı işte bu yüzden o sorudan oluşuyor.
Jimnastik Federasyonu, Spor Bakanlığı ve nihayet Cumhurbaşkanlığı’nın dikkatine sunmak, Yunus Emre’nin dramatik yaşamını, ilgilenmek isteyecek herkese hatırlatmak istedim.