Yıllık izin öncesi bıraktığım yerden devam ediyorum. İki hafta önce, 18 Haziran Salı günü, denizlerimizdeki son durumu ve Türkiye’nin ‘müsilaj’ gerçeğini, konunun uzmanının ağzından aktarmıştım. (www.posta. com.tr/yazarlar/murat-celik/ musilaj-2726346)
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, 2021 yazında su yüzüne çıkan ‘müsilaj’ ve kirlilik konusunda şu önemli mesajları vermişti:
Denizlerle kurduğumuz yanlış ilişkiyi değiştirmediğimiz sürece; müsilaj tekrarı kesin, tarihi meçhul bir ekolojik olay olarak Demokles’in kılıcı gibi ülkemizin üzerinde sallanıyor olacak.
Denizlerimizdeki risk sadece müsilaj değil. Kirlilik yükü azalmadığı sürece yeni bir takım ekolojik felaketlerle tanışma riskimiz var.
2021’de Bilim ve Teknik Kurulu kuruldu. Ardından 22 maddelik Marmara Denizi Eylem Planı hazırlandı. Hatırlarsınız, yüzey temizliği çalışmaları yapıldı. İyi başladık ama devamını iyi getiremedik. Eylem planının gereğini yapamadık maalesef. Riski yönetmediğimiz sürece krizler kapımızı hep çalacak. Hızlı bir şekilde, amasız, fakatsız, lâkinsiz, eylem planına geri dönmemiz lazım.
DENİZ ÇAYIRI
Bunları söyleyen Prof. Mustafa Sarı dün sosyal medya hesabından bu fotoğrafı paylaşıp isyan etti: “Erdek Narlı’da ‘plaj’ temizliği görünümlü deniz çayırı tahribi! Ne diyeceğimi bilemiyorum. Paralel evrenlerde yaşıyoruz. Oksijen krizi yaşayan denizin akciğerlerini söküyoruz. Yazık gerçekten yazık!”
Sarı’nın paylaşımını görünce, bu temizliği(!) yapanı merak ettim. Belediye miydi acaba? Değilmiş. Bölgedeki yazlıkçılar bir olup kepçe kiralamışlar ve kendilerince, plajlarını temizletmişler! O arada denize girerken rahatsız oldukları yosunları da kepçeyle söktürmüşler. Oysa o yosunlar deniz çayırı. Deniz ekosisteminde oksijeni artıran, oksijen üreten bitkiler. Daha berrak plajlar ancak deniz çayırlarını korumakla mümkün ve bu bitki koruma altında olan bir tür. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü deniz çayırlarını korumak için projeler yürütüyor. Durum böyleyken benim merak ettiğim şu: Plajlarını temizleten(!) Erdek Narlı yazlıkçılarıyla ilgili herhangi bir işlem yapılacak mı? Cezalandırmaktan bahsetmiyorum. Bakanlığın ilgili birimleri o bölgede yaşayan insanları uyarıp bilgilendirmelidir. Bu yolla, kıyı şeridinde yaşayan herkes bilgi sahibi olur ve insanlar bilinçlenir.
PİNA
Deniz çayırı gibi koruma altında olan bir canlı daha var denizlerin dibinde: Pina. Dev midye diyebiliriz. Kum zemine kök salmış, dikey duran dev midyeler… ‘Umut Pina’ projesini başlatan ve Cam Balık’ın Yolculuğu serisinden aynı isimle bir de çocuk kitabı yayınlayan Mustafa Sarı Marmara’nın umudu ‘pina’yı anlattı:
Akdeniz’e endemik bir canlı ‘pina’. Bir pina, bir saatte altı litre deniz suyunu filtre ediyor.
2016-2019 yılları arasında iklim krizinin tetiklediği bir hastalık sebebiyle pinaların tamamı öldü. Bir türün toplu ölümüne şahit olduk. Cebelitarık’tan Çanakkale Boğazı’na kadar hepsi öldü. Marmara hariç.
Pina sadece Marmara’da kaldı. Marmara Denizi pina için son sığınak. Yani iki yaralı var elimizde. Marmara da yaralı, pina da. Bu iki yaralı birbirine şifa olacak durumda.
Pina bütün bu kirlilikle tek başına baş edemez. Pina gibi deniz ekosisteminin doğal arıtma sisteminde olan deniz çayırına da gözümüz gibi bakmamız gerekiyor.