“Sevgili arkadaşım, ASC Hukuk olarak bu sene TESYEV’in 150 engelli öğrencisinin eğitimi için iyilik peşinde koşuyorum. Çünkü yaşanan olumsuzluklardan şikayetçi olmak yerine, elimden geldiğince sorunu çözmeye çalışanları desteklemeyi, adımlarımla tanıdıklarımı harekete geçirmeyi tercih ediyorum.” Avukat Murat Aksu’dan aldığım WhatsApp mesajında böyle yazıyordu.
TESYEV, Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı. Aksu, bir engelli üniversite öğrencisinin bir yıllık eğitim masrafının 3 bin 600 TL olduğunu söylüyor ve “Bağışlarda limit yok, dilediğiniz kadar bağış yapabilirsiniz” diyor. Baktım, dün itibariyle 154 bağışçıdan 130 bin 300 TL toplamış Murat Aksu başlattığı kampanyada.
Kendi adına, 150 bin TL’lik hedefinin yüzde 87’sine ulaşmış. Ancak vakıf -150 öğrenci için toplam 540 bin TL olan -hedefinin henüz yüzde 58’inde. İnternette “İyilik Peşinde Koş” sitesi var. Adresi www.ipk.ilkadim.org. TESYEV’in adresi de www.tesyev.org.tr. Bu adreslerden bağış yapılabiliyor. İlginize & bilginize...
O slogan hepimizin olmalı
Biz Beşiktaşlıların meşhur sloganı var ya… “Şerefinle oyna Hakkınla kazan.” Şeref Bey ve Baba Hakkı’nın isimleriyle verilen bu mesaj salt futbolla, Beşiktaş’la sınırlı bir cümle değil. Daha doğrusu olmamalı.
Hayatın her alanında, ‘şeref’iyle oynayıp ‘hakkı’yla kazanmalı insan. İnsan ilişkilerinde, iş hayatında… Her yerde bu anlayışla davranmalı, bu kavramları önceleyerek yaşamalıyız. Ama hepimiz... Bilmem anlatabildim mi?
İşsiz kalanlar için 1'e basınız
Alarm hizmeti satın aldığım bir özel güvenlik şirketi var. Alarm, bir şekilde çaldığında hemen ararlar ve “Bilginiz dahilinde mi?” diye sorarlar. Yıllardır böyledir. Doğrusu, böyle-ydi. Geçen gün benzer durumda, yine saniyeler içinde çaldı telefonum. Ancak bu sefer karşımda şirketin bir çalışanı değil, otomatik ses kaydı vardı. “Alarm sisteminiz devreye girmiştir.
Durum bilginiz dahilindeyse 1’i, değilse 2’yi tuşlayınız…” türünden bir kayıt... 1’e bastım, görüşme sona erdi. Sistem gayet iyi çalışıyordu. Fakat telefonu kapatır kapatmaz ne düşündüm biliyor musunuz? Korkarım bu değişiklik; o çağrı merkezinde çalışan kim bilir kaç kişinin işinden olması anlamına geliyordu.
Umarım yanılıyorumdur ama büyük olasılıkla böyledir durum. Teknoloji; müşteriyi memnun ediyor, şirketin maliyetlerini düşürebiliyor ama öte taraftan yeni işsiz insanlar yaratıyor. Yani hayatı kolaylaştırıyor ama bazı hayatları alt üst edebiliyor.
O otomatik bant kayıt sistemi kim bilir kaç insanın, hangi çalışanların yerini aldı? Profesyonel yaşamın parçası maalesef ama işini kaybeden insanın hayatı -en azından bir süre için- çok zorlaşır. Bir kapı kapanır, bir başkası açılır elbette ama kolay değildir. Nerede, hangi sektörde olursa olsun, Allah işsiz kalanların hepsine yardım etsin, şansları açık olsun...