Güldünya Tören ismini hatırlıyor musunuz? 2004’te akrabası tarafından tecavüze uğrayıp hamile kaldığı için aile kararıyla öldürülen Bitlisli Güldünya...
Sonradan tecavüz ve töre cinayetlerinin sembol ismine dönüşen, adına şarkılar, albümler yapılan, televizyon dizisi çekilen Güldünya…
İşte o Güldünya Tören’in cinayet davası 2009’da Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi’ne geliyor. Yerel mahkemenin kararı 2’ye 3 oy çokluğuyla onanıyor. 2 üye, hakkında beraat kararı verilen Güldünya’nın amcasının da ömür boyu hapisle cezalandırılması gerektiğini belirterek karara karşı çıkıyor.
Ve bakın o iki hakim, 10 yıl önce nasıl bir karşı oy yazısı kaleme alıyor: “Namus cinayetlerinin; yasada suç sayılmakla birlikte, bu suçları üreten kültürün üyelerinden oluşan toplum tarafından hoş görüldüğü, desteklendiği, suçluların olabildiğince korunduğu toplumbilimsel bir gerçektir.
Namus cinayetleri deyim yerindeyse toplumun bir kesiminin uyguladığı ya da hoş gördüğü terördür.
Elde edilen hukuksal veriler toplumbilimsel ilkeler ışığında yorumlanmalıdır. Aksi halde namus cinayetleri, katlanılamaz bir suç olarak hukuk metinlerinde kalır.
Bu yazıyla onama kararına ‘karşı oy’ veren üyelerden biri Mustafa Şahin, diğeri de Salih Zeki İskender. Princeton Üniversitesi’nin kitabını kütüphanesine aldığı ilk Türk hukukçu olan İskender...
NAMUS CİNAYETLERİ PRINCETON KÜTÜPHANESİNDE
Dünyanın saygın üniversitelerinden Princeton, kütüphanesine, ilk kez bir Türk hukuk insanının kitabını ekledi. Kitabın tam adı; “Öğreti ve Yargısal Kararlar Işığında Töre Saikiyle İnsan Öldürmek Suçu (Namus Cinayetleri)” (Yetkin Yayınevi 2011) Kitabın yazarı hukukçu Salih Zeki İskender.
İskender, Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi’nin en kıdemli üyesiyken başkan seçilmesinin önüne geçilince, Temmuz 2013’te emekli olmuştu. Bugün artık ortada ki, Salih Zeki İskender’i daire başkanı seçtirmeyenler, o dönem yüksek yargıya hükmeden FETÖ’cü kadroda yer alanlardı.
ÖZHASEKİ’NİN BÜYÜK SIKINTISI
“İhaleler şeffaf olacak, canlı yayınlanacak” diyor... “Aauuwww… Geçmiş dönem şeffaf değildi mesajı mı verdi?..” “Benim dönemimde, Ankaralılar belediyenin parası nereye harcanıyor görecek, bilecek” diyor...
“Oooo… Özhaseki Gökçek’e mi gönderme yapıyor?..” Cumhur İttifakı’nın AK Partili Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet Özhaseki ne dese, durum bu oluyor.
Özhaseki bu durum için “Öyle bir zordayım ki...” diyor. “E, ne olacak” diye soruyorum... “Her söylediğim eskiye atıf gibi yansıtılıyor ama ben, emin olun, kendimi anlatmaya çalışıyorum” diyor. “Benim yoğurt yiyişim farklı. Senelerce hep ‘söz gelmesin, şaibe olmasın’ diye uğraştım” diye devam ediyor.
“Ben Kayseri’de ihaleleri 15 sene canlı yayınladım. Milletin bunu görmeye hakkı var. Önceden yapıldı, yapılmadı meselesinden bağımsız bir durum bu” diye ekliyor.
‘TWEET ATMAM, POLEMİKLE UĞRAŞMAM’
“Benim yoğurt yiyişim farklı” diyen Özhaseki’ye, “Sizin yoğurt yiyişinizde, farklı başka neler var mesela” diye sordum.
“İşte yine aynı dert...” diye iç çekip cevap verdi:
- “Benim çoluk çocuğum asla gelmez belediyeye. Günlük hayatlarında soyadlarını bile saklarlar” desem, yine birileri çıkıp “Birini mi kast ediyor” diyecek.
- Etmiyor musunuz?
- Vallahi kimseyi kast etmiyorum. Bunu sürekli vurguluyorum ama kimseye anlatamıyorum. Özhaseki’nin bu noktanın altını özellikle çizerek söylediklerinin son kısmı da şöyle:
“Ben siyasi polemiklerin konusu da, tarafı da olmam. Tweet de atmam. Başka partiden diye kimseye bir şey demem. Yani uğraşmam böyle işlerle belediye başkanı olarak.”
GEÇEN SENE BUGÜN
8 Ocak 2018 Pazartesi günü gazetelerin birinci sayfalarında “Büyük Usta’ya Veda” haberleri vardı. Türkiye, geçen sene bugün Münir Özkul’u son yolculuğuna uğurlamıştı.
NE GÜZEL LÂF
Adalet yorumlarımız saatlerimize benzer. Çoğu başka başka yerler gösterir ve herkes kendininkine itimat eder. (Fransız atasözü)