COVID-19 pozitif olduğumu geçen perşembe (28 Ekim 2021) öğrendim. İki gün sonra, 30 Ekim Cumartesi sabahı, eşim Özlem’in (Akarsu Çelik) test sonucu da pozitif geldi.
Sanırım ikimizinki de Delta Varyantı. Sanırım diyorum çünkü test sonuçlarında ‘klasik virüs’ ya da ‘delta’ ibaresi yok. Hayat Eve Sığar (HES) uygulamasındaki karantina süremizin 14 gün olmasından anlıyoruz ‘delta’ olduğunu.
EVDEKİ HAYAT
Şu anda iki korona pozitif yetişkin ve 10 yaşında iki çocuk, evde karantinadayız. Çocuklarda -şimdilik gözle görülür bir sorun yok. Onları korumak adına ev içinde üst üste iki maske takıyoruz. Şansımıza Ankara’da havalar iyi gidiyor, evi ortalama iki saatte bir havalandırıyoruz.
Çocuklar ‘temaslı’ oldukları için okula gidemiyorlar. Evde pozitif vaka çıkmasından beş gün sonra PCR testi yaptırıp sonuç negatifse okula devam edebilecekleri söylendi ama bu uygulama bana biraz garip geliyor. Biz evde karantinadayken ve negatife dönüp dönmediğimiz henüz belli değilken çocukların okula gidip gelmesi riskli değil mi? Test sonuçları negatif çıksa da taşıyıcı olabilirler diye endişe ediyorum.
TAM AŞILI OLMAK
Özlem de ben de iki doz BioNTech aşılıyız. Sanırım bu sayede, hastalığı evde, dramatik bir durum olmadan geçiriyoruz. Umarım sonuna kadar da böyle gider. Dün akşam saatlerine kadar ateşimiz yükselmedi, öksürük ya da nefes darlığı da yok.
Sadece kendini iyi hissedip ev işleriyle, çocuklarla ilgilenen çok çabuk yoruluyor. Genel bir bitkinlik, yorgunluk hâli ikimizde de var ama gösterdiğimiz belirtiler farklı. Mesela bende baş ağrısı yoğun, Özlem’de mide bulantısı başladı dün. Onda kas ağrıları fazla, ben tat ve koku duyularımı büyük oranda yitirdim.
Gerçekten, hep söylendiği gibi herkesi farklı etkiliyor virüs. Sonuçta, hastanelik olmadan, evde ve kendimizi tedavi ederek geçiriyoruz hastalığı. En azından şimdilik.
DOKTORUMUZUN ÖNERİLERİ
Evde karantina sürecini, konunun Türkiye’deki en önemli uzmanlarından biriyle koordineli şekilde yürütüyoruz. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, sağ olsun, ilk andan itibaren hem tedavi önerileri hem de tavsiyeleriyle bize güç veriyor. Esin Hoca’nın reçetesinde şunlar var: Öncelikle çok bol sıvı tüketimi, C vitamini takviyesi, iyi beslenme, istirahat ve moralimizi yüksek tutmak. Farklı ve yoğun şikayet ortaya çıkmadığı sürece böyle... Çıkarsa, durumun gerektirdiği ilaçlarla müdahale.
Son olarak şunu söylemeliyim; bu hastalık, değişik bir psikoloji oluşturuyor insanda. Siz çok kötü değilsiniz ama görüyorsunuz ki aynı virüs, Türkiye’de her gün yaklaşık 200 kişiyi öldürüyor. Bunu bilmek bir garip hissettiriyor doğrusu.
Böyle dönemlerde insan, hekimle birlikte aile ve dostların önemini de hatırlıyor.
Aile üyelerimiz, akrabalarımız, dostlarımız -fiziksel olarak değil ama- hep yanımızdalar.
Şahsen tanımadığımız ama sosyal medya üzerinden iyilik dileklerini ileten çok sayıda insana da ayrıca müteşekkiriz.
Çok şanslıyız. Hepiniz sağ olun…