Başlıktaki soruyu herkes bize soruyor. Ben de, Türk-Amerikan ilişkilerinde uzman, tecrübeli bir diplomata yönelttim aynı soruyu. Yılların diplomatı şunları söyledi. Başlık başlık aktarayım... - İş bu noktaya aslında hiç gelmemeliydi ama artık bunu söylemek için çok geç. Doğrusu gelinen noktada iki tarafın da hatalarının etkisi oldu. Ama dediğim gibi bunları konuşmanın şu aşamada artık bir faydası yok. Şimdi yapılması gereken bu aşamadan sonra neler yapılabileceği.
ABD’nin şu anki ısrarcı ve katı tavrından, artık vazgeçme ihtimali olduğunu düşünmüyorum.
- Ankara da geri adım atamaz.
- Aslına bakarsanız, durumu geleneksel diplomasi alışkanlıklarımızla sağlıklı değerlendirebileceğimiz bir ortam da kalmadı. ABD’yi dengesiz, ne yapacağı belli olmayan, popülist bir adam yönetiyor.
- Özellikle Washington DC’de akıl, izan ortadan kalktı. Ama bizim, Türkiye olarak sorumlu aramaktansa, bu konuya gerçekçi yaklaşmamız elzem.
- Bu sadece ABD meselesi de değil. NATO boyutunu göz ardı edemeyiz. NATO’da da bu konuda ortak bir tutum geliştirildiğini düşündürecek işaretler var.
- NATO yakın geleceğinde F-35’leri ayrı ve başat bir yere koyuyor ve bu uçağın parmak izini kimseye aldırmak istemiyor. Parmak izinin alınması için uçuşların devamlılık arz etmesi lâzım. NATO ve tabii ABD bunu istemiyor.
- Ben, şu anki sıkıntıya rağmen, hâlâ bir çıkış yolu bulunabileceğini düşünüyorum. Kolay mı, hayır. Ama mümkün mü, olabilir.
- Çözümü bulacak olan da yine biziz. Bu noktada da ben hiç kimsenin değil, sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söylediklerini dikkate alıyorum. Sözlerinin satır aralarını okumaya gayret ediyorum.
- Cumhurbaşkanımızın Putin ile şahsi, bire bir ilişkisi var. İkisi aralarında neler konuşuyor, kimse bilmiyor. Çözüm ancak bu ikili özel ilişkiden çıkar. İki lider, birlikte bir çıkış yolu bulabilir.
- Benim bunca senelik tecrübenin ardından görebildiğim ve söyleyebileceklerim bunlar.
GEÇEN SENE BUGÜN
25 Mayıs 2018 Cuma tarihli gazetelerin birinci sayfalarında, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “FETÖ üyesi 5 bin hakim ve savcının geçmişte baktığı davaların incelenmesi çağrısı” yer alıyordu.
NE GÜZEL LAF
Ağaran baş, ağlayan göz gizlenmez.
(Türk Atasözü)