Murat ÇelikNeden Yunanistan'ı tercih ediyoruz?
HABERİ PAYLAŞ

Neden Yunanistan'ı tercih ediyoruz?

Yunanistan ve Ege Denizi’ndeki Yunan adaları, son yıllarda biz Türklerin de gözde tatil yöreleri. Özellikle ekonomik kriz ortamında, ‘komşu’ artık daha cazip bir destinasyona dönüştü.

Neden Yunanistanı tercih ediyoruz

Yunanistan ya da adalarda tatil yapıp dönenlerle konuştuğunuzda, tercih sebeplerini şu başlıklarda özetliyorlar:

* Türkiye’ye göre çok daha ucuz.
* Türkiye’ye göre daha temiz. Yerleşim birimleri, mekanlar, plajlar, deniz, doğa… Hepsi tertemiz.
* Sahiller, Türkiye’nin aksine özel işletmeler tarafından parsellenmemiş, plajlar doğallığını koruyor ve ücretsiz.
* Yeme-içme, Türkiye’ye göre çok hesaplı. Masaya gelen her şey doğal, taze ve kaliteli.
* Aynı sınıf mekanlarda kalite ve lezzet aynı seviyede. Fiyatlar da neredeyse tamamen aynı. Bir mekana oturduğunuzda hesap gerginliği hissetmiyorsunuz. Turist tarifesi kaygısı, kazıklanma endişesi yaşamıyorsunuz.
* Elbette istisnaları vardır ama hizmet sektöründe çalışanlar ve esnafın geneli; dürüst, misafirperver, sempatik, dost canlısı.

Haberin Devamı

*

Yukarıda bazı sözcükleri bold, yani kalın karakterle yazdım. Dikkatinizi çekmek için. O kelimeler aslında yakın geçmişe kadar ‘biz’de de var olanlar. Dünyada ‘tatil cenneti’ diye anılırdık, hatırlayın. Boşuna değildi öyle adlandırılmamız. Bu sıfatı hak ederdik.

Bugün bizim Yunanistan’da bulup kendimizi iyi hissettiklerimiz, memnun olduklarımız; düne kadar dünyanın bizde bulup mutlu olduklarıydı.

Yukarıdaki sırayla gidelim:

* Türkiye, Avrupa ülkelerine göre daha ‘ucuz’du.
* Türkiye’nin denizleri, plajları, doğası batılı rakiplerinden daha ‘temiz’di.
* Sahil şeritlerinde plajların çok büyük kısmı halka açıktı. Belediye plajları vardı mesela. Turizm tesisleri tarafından kapatılmış, ücretli plajlar nadiren çıkardı karşımıza.
* Restoranlar, kafeler, barlar ‘hesaplı’ydı. Özel birkaç mekan dışında herkes her yerde yiyip içebilirdi. Yemekler, içkiler çoğunlukla doğal, taze ve kaliteliydi.
* Kalite, lezzet ve fiyatlarda bir standart vardı. ‘Turist kazıklama’ adeti zuhur edip yıllar içinde -maalesef- bir geleneğe dönüşünceye kadar…
* Ve nihayet… Turiste karşı dürüst, misafirperver, sempatik, dost canlısıydık.

Haberin Devamı

‘Türk misafirperverliği’ diye bir kavram vardı dünyada. Ev sahipliğimiz, sıcaklığımız ve en önemlisi dürüstlüğümüzle meşhurduk. Sonraları çok şey değişti. Üçkağıtçılığın, hırsızlığın adı ‘ticari zeka’ oldu. Turist, yolunacak kaz olarak görüldü. Bugün Yunanistan’ı tercih etmemize neden olan ‘var’lar listesinin daha uzunu seneler evvel bizdeydi. Zaman içinde ‘yok’lar listesine dönüştürdük onu, el birliğiyle. Özetle, ‘bacasız fabrika’nın bacasını yıktık. Fabrika duruyor ama eskisi gibi değil. Fabrikanın ‘fabrika ayarları’na dönmesi gerekiyor. Bizim, bizi biz yapan değerleri hatırlamamız şart. Aslında sadece turizmde de değil. Yaşamımızın hemen her alanında.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder