“Genel başkan vekilleri arasında hiyerarşik bir tasnif değil, eşitler arası bir görev paylaşımı olacaktır.” Bu sözler AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş’a ait.
CUMHURBAŞKANI'NIN YÜKÜNÜ HAFİFLETECEĞİZ
AK Parti 7’nci Olağan Büyük Kongresi’nden çıkan en dikkat çekici sonuçlardan biri, partide ikinci genel başkan vekilliğinin ihdas edilmesi oldu. Bu görevi üç yıldır sürdüren Numan Kurtulmuş’a, Binali Yıldırım’ın da aynı sıfatla göreve başlayacak olmasını sordum.
- Sayın Kurtulmuş, partide artık iki genel başkan vekili olacak. Buna neden ihtiyaç duyuldu ve sizin açınızdan bu gelişmenin nasıl bir anlamı var?
- Önümüzdeki süreçte çok sıkı çalışmamız gerekiyor. Bu anlamda kadrolarımızı sayısal olarak da artırmamızda fayda olacaktır. MKYK’nın yapısındaki değişiklik de bu anlayışın bir tezahürüdür. İkinci bir genel başkan vekilinin daha görev yapacak olması, sayın Cumhurbaşkanımızın partiyle ilgili yükünü hafifletecek ve onu da rahatlatacaktır diye düşünüyorum.
- ‘İki genel başkan vekili’ modeli ilk kez uygulanacak. Burada bir öncelik ilişkisi söz konusu mu? Yani ‘Birinci başkanvekili-ikinci başkanvekili’ gibi bir sıralama söz konusu olacak mı?
- Hayır. Hiyerarşik bir tasnif söz konusu değil. Sayın Cumhurbaşkanımız, eşit iki genel başkan vekili arasında bir görev taksimi yapacaktır diye düşünüyorum.
- Görev alanlarınız farklı olacak yani, öyle mi?
- Sayın Cumhurbaşkanımız, birimler ve parti faaliyetlerindeki fonksiyonları gözeterek bir görev taksimi yapacaktır. Genel Başkan adına, her iki vekil de kendi alanlarındaki faaliyetleri koordine edecektir.
AK PARTİ DİNLEMEYİ BİLİR
- Kongre sonrası kadrolarda bir yenilenme gerçekleşti ama “AK Parti’nin artık söyleyecek yeni bir sözü yok” şeklindeki eleştirilere ne diyorsunuz?
- Bakın, AK Parti iktidar olmasına rağmen hâlâ reform iradesini de koruyor. Sağlam ve sahici bir irade bu. “Bunca sene tek başına iktidar olup hâlâ ne reformu?” sorusu, reformu ve reformistliği anlamamış olmak demektir. Reformlar halkın ihtiyaçlarına göre sürekli olarak güncellenir, yenilenir. Türkiye zorlukları, kaosları, hatta krizleri bu kuvvetli reform iradesiyle atlattı. AK Parti’nin bir temel özelliği de şu: Biz, dinlemesini iyi bilen bir partiyiz. Toplumun ihtiyaçlarını, sorunlarını, halkın gündemini dinleyen bir parti…
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ
- Bu noktada, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararı ve tepkilere bakışınız nedir?
- Bu, Sayın Cumhurbaşkanımızın bir günde aldığı bir karar değil. Aylar boyu istişare süreci oldu. Çok farklı kanaatlere sahip kesimlerin görüşleri değerlendirildi ve sonunda bu karar çıktı. Sözleşmeye girmek, nasıl kadınların tamamen korunmasını sağlamadıysa, çıkılması da kadınları şiddete karşı korumasız bırakmayacaktır. Türkiye’de zaten güçlü bir yasal mevzuat var. Gerekirse daha da güçlendirilir. Sözleşmeden çıkılmasıyla bu mevzuat ortadan kalkmış değil. Sıkı ve etkin mücadele sürüyor.
- Kararın iptali yönünde, Danıştay’a hem örgütlü hem de bireysel başvurular yapılıyor…
- İsteyen istediği başvuruyu yapabilir ama sözleşmeden çıkış süreci tamamen Türk hukuk sistemine uygundur. Cumhurbaşkanımız, yeni bir antlaşma ihdas etmiş değil, bir antlaşmanın feshiyle ilgili yetkisini kullanmıştır.