Beklenen buluşma yarın. Tarih, 12 Şubat 2022 Cumartesi. Randevu saati 19.00. Yani 6 siyasi parti genel başkanı bir akşam yemeğinde bir araya gelecek. Genel başkanların yemekli toplantısı için özellikle ‘yuvarlak masa’ tercih edildi. Oturma düzenine ilişkin olası yorumların önüne geçmek için bulunmuş ‘yuvarlak masa’ formülü. Adres, Ankara Ahlatlıbel’deki Çankaya Belediyesi Sosyal Tesisleri bünyesindeki başkanlık konukevi.
Ahlatlıbel Atatürk Parkı’nda yer alan, bir oda-bir salon; mütevazı bir bina sözünü ettiğim. Muhalefet blokunu oluşturan partilerin genel başkanları, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ev sahipliğinde bir araya gelecek. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal masada yalnız olacaklar.
Toplantıya genel başkanların kurmaylarından kimse katılmayacak. Altılının buluşmasında tutanak tutulmayacak. Konuşulanlar kayda alınmayacak. Toplantı basına kapalı olacak. Medyayla içeriden fotoğraflar paylaşılacak sadece. Saat sınırlaması olmayan buluşmanın sonunda açıklama yapılması beklenmiyor. Akşam yemekli toplantının gündeminde ‘cumhurbaşkanı adaylığı’ konusu yok.
Masada, genel başkan yardımcılarının yaptığı çalışmayla hazırlanan ‘güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş için ortak mutabakat metni’ olacak. Yarın akşamki buluşmanın, altı genel başkanın kamuoyunun karşısına birlikte çıkmadan önceki son değerlendirme toplantısı olması bekleniyor.
HABER SPİKERLERİNDEN RİCAMDIR
Yıllarca haber muhabirliği yaptım televizyon kanallarında. Alandaki muhabirin sıkıntılarından biri merkezdeki spikerin attığı ‘pas’tır. (‘Pas’ deriz biz İstanbul’dan bize sorulan sorulara.) Sıkıntı şuradadır… Stüdyodaki spiker, bizim anlatacaklarımızın yarısını (hatta bazen daha fazlasını) söyledikten sonra döner ve “Detayları senden alalım” der. Canlı yayında, kamera karşısında “E siz verdiniz zaten haberi, bana söyleyecek ne bıraktınız ki” diyemeyeceklerinden, muhabirler de genelde “Sizin de söylediğiniz gibi…” şeklinde başlar söze.
Bizim dönemin spikerleri çekirdekten yetişme, deneyimli habercilerdi. Rahmetli Mehmet Ali Birand, Ali Kırca, Uğur Dündar, Reha Muhtar gibi isimler muhabirlikten geldikleri için hâlden anlarlardı. Sahadaki muhabirlere, bahsettiğim sıkıntıyı nadiren yaşatırlardı. Bugün ise bakıyorum, ekranlardaki spikerlerin çoğu (özellikle de muhabirlik yapmadan ekrana çıkmış olanlar) bağlantı yaparken haberin neredeyse bütün unsurlarını aktardıktan sonra bırakıyor sözü karşısındaki muhabire.
Bu durumda muhabir kardeşlerimize de yayınlara hep aynı cümleyle başlamak düşüyor: “Evet, sizin de söylediğiniz gibi…” Haber spikerliği yapan meslektaşlarımdan rica ediyorum, bunu yapmayın. Siz sadece başlığı aktarın. Bırakın, haberi yerindeki muhabirden alalım. Haberciliğin özü muhabirlik, bizim mesleğin temeli muhabirlerdir malum.