Kamu Başdenetçisi (Ombudsman) Şeref Malkoç dün sabah basın mensuplarıyla bir araya geldi Ankara’da.
Kahvaltılı basın toplantısında Kamu Denetçiliği Kurumu’nun (Ombudsmanlık) 2019 faaliyetlerini ve 2020 hedeflerini anlattı.
Kurumun tanınırlığıyla birlikte vatandaşın ilgi ve güveninin de arttığını söyledi. Malkoç; “Türkiye’de mevzuat, Avrupa’nın birçok ülkesinden bile daha iyi ama işleyişte bir problem var” dedi.
“Cumhurbaşkanı hangi kararnameyi yayınlarsa yayınlasın, Meclis hangi kanunu çıkarırsa çıkarsın, idarecinin zihninde, zihniyetinde bir değişiklik olmazsa, uygulamada sorun oluyor” dedi. “İyi yönetim ilkelerini ve hukukun üstünlüğü kavramını bütün idarecilerin benimsemesi gerekiyor” dedi.
“Hangi kamu görevlisi olursa olsun, vatandaşa güler yüzle davranmak zorundadır” dedi.
“Tavsiye kararlarımıza uymayan idarecileri deşifre ediyoruz ve TBMM’ye şikayet ediyoruz. Kararlara uymamakta ısrar edenler Meclis komisyonlarına davet ediliyor” dedi. Bu anlayış ve kamu adına bu denetim mekanizmasının var olduğunu bilmek eminim hepimize iyi geliyordur. Önemli ve kıymetli çünkü.
ALKIŞ TALEBİ VE ALKIŞLAR
Ombudsmanlık mekanizması önemli. Şeref Malkoç da gayet istekli ve iyi çalışıyor.
Bunlar tamam ama... Dün sabahki basın toplantısında garipsediğim bir olay yaşandı. Başdenetçi Malkoç, “Marifet iltifata tabiidir” dedi ve ekledi:
“Sizlerden de bir teşekkür bekliyoruz. Kurumun performansı için sizlerden bir alkış istiyoruz” dedi. Meslektaşlarımızın büyük kısmı da -yine ilginçtir- Malkoç’u kırmadı.
Şeref Malkoç’un sözlerine ‘samimiyet’ ya da ‘espri’yle karışık bir talep diyebilirsiniz. Medya mensuplarının çoğunun da ‘nezaketen’ alkışladığını söyleyebilirsiniz. Olabilir... Bilemem...
Ama ben bunca yıldır, bir basın toplantısında, toplantıyı düzenleyen yetkilinin (kişi ya da kurum) katılan gazeteciler tarafından alkışlanmasına ilk kez şahit oldum…
Baktım... Bu durum benim gibi birkaç meslektaşıma daha garip gelmiş olacak ki, bizler katılmadık alkışa.
AYNEN, AYNEN...
“Aynen” sözcüğü Türkçe’den kaldırılsa, sözlükten silinse; konuşamayacak insanlar var etrafta. Her söze cevap olarak “Aynen” diyenler... Hatta, bir “Aynen” de yetmiyor. Bir şey söylediğinizde “Aynen, aynen…” diye başlıyorlar söze.
Şimdi bu cümleleri okurken, içinden “Aynen” diyenler olduğunu da bilmiyor değilim. Çok fena, çok...