Yaklaşık 3 ay önce, 28 Eylül’de “Sevgilimle düet” başlığıyla bir video paylaşmış Instagram hesabından. Otomobilin içinde, birlikte şarkı söyleyen bir baba-kız… Önde baba, arkada kızı…
Birlikte Barış Manço’nun ‘Arkadaşım Eşek’ şarkısını söylüyorlar. Neşe içinde, gülen yüzleriyle… O güzel çocuk; bugün babasız.
Onur Şener yok artık. Öldürüldü çünkü! Ankara’da, üç kişi tarafından taammüden yani kasten, tasarlayarak, planlayarak öldürüldü.
İSTEK ŞARKISI
Onur Şener, TED Ankara Koleji mezunu, 45 yaşında bir sanatçıydı. Başkentin mutena semtlerinden Çayyolu’ndaki bir mekânda sahne alıyordu.
Soruşturma ve dava sürecinde detaylar ortaya çıkacaktır muhakkak ama ilk bilgilere göre; sanatçı Onur Şener, kulübe gelen bir grup müşterinin istek şarkısını geri çeviriyor o gece.
Bu kadar basit. İstek parçasını bilmediğini ve çalamayacağını söylüyor. Bunun üzerine, istedikleri şarkı çalınmayan o müşteriler tartışma çıkarıyor. Kavgaya dönüşmek üzere olan gerginlik, diğer müşteriler ve mekân çalışanlarının araya girmesiyle sona eriyor.
Gecenin sonunda müzik bitiyor, Onur Şener de sahneden inip kapanmakta olan mekândan çıkıyor. İşte o noktada, kısa süre önce içeride olay çıkaran 3 kişi bu defa kulübün kapısının önünde Şener’e saldırıyor. Ellerindeki kırık şişelerle üstelik.
O yüzden diyorum taammüden cinayet diye. Bir kavga sırasında, anlık yaşanan bir durum değil yani.
ZANLILAR
Cinayetin en çarpıcı yanlarından biri katil zanlılarının kimlikleri. 35-36 yaşlarındaki 3 zanlıdan Ali G. ve İlker K. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda, Semih S. ise TAİ/TUSAŞ’ta (Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ) görevliymiş!
3 katil zanlısı dün tutuklanarak cezaevine konuldu. Toplumda doğan infialin en önemli nedenlerinden biri bu işte. Düşünsenize...
Olayın meydana geldiği, bir metropolün tekinsiz bölgelerinden birinde, ‘batakhane’ tabir edilen türden bir yer değil. Önce içeride olay çıkarıp sonra dışarıda sanatçıya saldıranlar; sabıka dosyası kabarık -tabiri caizsene idiği belirsiz tipler değil.
Arkadaşlarınız ya da ailenizle gidebileceğiniz, nezih bir mekânda yaşanıyor cinayet. Yan masanızda oturmalarını garipsemeyeceğiniz, aynı yerde olmaktan rahatsızlık duymayacağınız sosyal statüdeki insanlar cinayeti işleyenler.
Onur Şener’in öldürülmesi ‘ecel’ ya da ‘kader’ kavramıyla açıklanabilir mi? Ya da toplumda günden güne artan ve yayılan ‘şiddet eğilimi’yle? Veya ‘cinnet’ sözcüğüyle? ‘Ecel’ ya da ‘kader’ değil bu.
Sadece alkolün etkisiyle de açıklanamaz. ‘Cinnet’ ise hiç kabul edilebilir bir kelime değil bu durum için. Geriye kalıyor, toplumda yaygınlaşan ‘şiddet eğilimi’… Bu kavram ve gelinen nokta üzerinde uzun uzun düşünmeli ve çok ciddi çalışmalıyız.
Başta sorumlu makamlarda bulunanlar olmak üzere hepimiz. Aksi hâlde, hiç birimiz kendimizi hiçbir yerde güvende hissedemeyeceğiz.
*
Nurlar içinde yat Onur Şener. Başın sağ olsun ‘babasının prensesi’. Ailesi, yakınları ve sevenlerine sabır diliyorum.
Umarım ilk ve son örnek olur bu korkunç olay.